NATO'nun yetmişinci yılı kutlanıyormuş...
1949'da kuruldu, Türkiye girmeye can atıyordu, almadılar.
Demek ki ilk başlarda ülkemiz "stratejik bilmem ne" sayılmıyormuş...
Hatta 1950'de, yeni cumhurbaşkanı seçilmiş Celal Bayar İsmet İnönü'ye sormuştu da "NATO'yaniçin girmediniz paşam" diye, İnönü de "Aldılar da girmedik mi Celal Bey" diye cevap vermişti...
Eh, o zaman daha Sovyetler'in elinde nükleer bomba yoktu.
Komünistler bombaya kavuşunca, Kore'de de mızıkçılık edince, ABD'de şafak attı.
Demek ki ittifakı daha "global" bir hale getirmek, Sovyetler'i yalnız Atlantik üzerinden değil Akdeniz'den de kuşatmak gerekiyordu.
Türkiye NATO'ya alındı ve fiilen "Amerikan sömürgesi" haline geldi.
Kendimiz kaşınmıştık.

***

NATO'ya karşı kurulan Varşova Paktı, Sovyetler Birliği çökünce dağıldı.
NATO niçin dağılmadı?
Soğuk savaş kazanılmış, düşman ortadan kalkmıştı, NATO niçin ayakta tutuluyordu? Bir anlamı kalmış mıydı?
Kimse bunu sorgulamadı. Türkiye de ağzını açamadı.
Oysa NATO Türkiye'nin başına daha 1974 yılından başlayarak bela olmuştu, Kıbrıs çıkartması üzerine Yunanistan protesto olarak NATO'nun askeri kanadından bir çırpıda çekiliverdi ama Türkiye'de bunu becerebilecek devlet adamı yoktu.
Sonra, Yunanistan'ın geri gelebilmesi için bize çok büyük acılar çektirdiler.
Şimdi de çektirmek istiyorlar, bize hem de parasıyla bile vermedikleri silahları Rusya'dan almaya kalkınca bedel ödetmek istiyorlar ama Tayyip Erdoğan direniyor.

***