SİYASET

Aslan Değirmenci : Karasu, Yüksekdağ ve Derin Sol

Tarih
07 Kasım 2015
İzlenme
2881 Kişi

7 Kasım 2015

Seçimlerin hemen ardından HDP’de hendek çatlağı meydana geldi. Bazı HDP’liler hendekleri eleştirirken, itiraflarda bulunurken Kandil hendekleri savundu.

Ama bir ayrıntı gözden kaçtı, kaçırıldı.

Hendek kazın talimatını veren ilk isimlerden biri Mustafa Karasu..

Mustafa Karasu, PKK’nın kurucu üyelerinden biri.

Karasu, Diyarbakır Cezaevi’yle 12 Eylül sürecinde tanışanlardan. Ancak tanışma hikâyesi biraz farklı. Karasu’nun Hıfzıssıhha Enstitüsü’nde elinde silahı ile soygun gerçekleştirilirken, yakalanıp, cezaevine konulan bir hikâyesi var. Yani siciline ilk işlenen ceza “Hırsızlık.”

Tabi bu pek bilinmez, işlenmez. Bugün hendek organizasyoncusu olarak tanınan Karasu Diyarbakır cezaevinde tünelci olarak tanınır.  Sivas’lı kendisi. Türk Solu içinde yetişmiş. Alevi örgütlerle sürekli omuz teması var. Kürt olmayan, cezası bitince kolayca yurtdışına kaçmayı başaran örgüt içerisinde hızlıca yükselen bir isim.

Ancak sürekli yükselişi inişli çıkışı… Sık sık “Ajan” ilan edilip, sık sık da affedilen bir isim. Ajan ilan edildikten sonra infaz edilmeyişi, ansızın yükselişe geçişi ise ayrı bir konu…

Bir dönem örgütün Avrupa temsilciliğini yapmasına karşın Suriye ve İran’da daha etkili olduğu biliniyor. Örgüt içerisinde Kürdistan Aleviler Birliği’ni kurduktan sonra İran ve Suriye’yle ilişkisini çok daha ileri götüren Karasu’nun İsrail’le temasları da biliniyor. İnfaz kamplarında görev aldığı yıllarda Karasu’nun, silahlı mücadeleye karşı eleştiri getiren kim varsa ölüm emrini bizzat kendisinin verdiği belirtiliyor.

Örgütün, Devrimci Karargah ve DHKP-C ile olan ilişkisini sağlayan ve uzunca bir süre yöneten Türk kökenli Karasu’nun bugün her açıklamasına ilk destek ise kendisi gibi Türk Solu içinde yetişmiş bir tercih sonucu değil atama yoluyla HDP’ye eş başkanı yapılan Figen Yüksekdağ’dan geliyor.

Sözü nereye mi getireceğim;

Hendeklere…

HDP’de Hendek tartışması yaşanırken Karasu hendekleri savundu, eş zamanlı açıklama eş başkan Figen Yüksekdağ’dan geldi. Ruh ikizinin elini güçlendiren Yüksekdağ, ölüm çukuruna dönüşen hendekleri savundu, hendeklerin oy kazandırdığını iddia etti. Fena da olmadı, derin Türk solu ile derin PKK’nın derin ilişkisinin bir kez daha deşifre olmasını sağladı. Bir Karasu projesi olduğunu gözler önüne serdi, bölge halkına kaos ve ölümü reva gördü. Aynı Karasu gibi… Karasu infaz kamplarında Kürtleri öldürerek yükseliş sağlarken, Yüksekdağ’da bir çok kürdün ölümüyle sonuçlanan hendekleri savunarak ölümlerin devam etmesini istedi. Suruç patlamasında hayattan koparılan gençleri de bu sürece ekleyip düşündüğünüz de nasıl bir projeyle karşı karşıya olduğumuzu anlamakta zorlanmazsınız. Gençlerin Yüksekdağ’a yakınlığı, “Gelmeyin” tehdidine rağmen bölgeye gitmeleri ayrı bir soru işareti.

Unutmadan! Askeri operasyonlara karşı Kürtleri canlı kalkan olarak kullanan isimlerin başında da Yüksekdağ geliyor. Bu durumu sorgulamak elbette en başta Kürtlere düşüyor.

***

Bu arada HDP’de hendek kargaşası yaşanırken, HDP’de bütünlüğü sağlamak için yeni bir plan sahneye konuldu; Başkanlık.

Henüz hükümet konu hakkında net bir görüş açıklamazken bazı HDP’lilerin Başkanlık sistemine destek sunması sonucunda gündem ansızın değişti. Oysa Türkiye için gündem AK Parti’nin seçim başarısı, HDP’nin seçim başarısızlığı, terör örgütünün vesayetinin bölgede kırılması, sandık korkusunun aşılmasıydı. HDP kendi içinde yaşanan kırılmayı engellemek, farklı açıklamaların devamını kesmek, medyanın ilgisini bu yönden çekmek için Başkanlığa sarıldı. Maalesef bazı medya kuruluşları da bu oyuna geldi. Elbette bu sistem değişmeli. Elbette Yeni Özgürlükçü bir Anayasa yapılmalı. Elbette HDP Türkiyeleşmek istiyorsa bu iki reforma destek vermeli. Ama bunu bugün kırılmayı engellemek için kullanan HDP’nin tuzağına düşülmemeli.

HDP öncelikle, 90’ları neredeyse tüm uygulamalarıyla çöp tenekesine atan, değişim ve dönüşümü önce siyasete sonra devlete aktaran, büyük bir yüzleşme ve helalleşme fırsatı sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘dan özür dilemelidir. Yine HDP iradesini gasp etmeye çalıştığı ‘Cumhur’dan da özür dilemeliyi ihmal etmemelidir.

Özür dilemek erdemdir. İçinde erdeme ilişkin değer barındırmayan siyasi hareketin hiçbir anlamı ve önemi yoktur.

Haber10.com

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER