SİYASET

Alper Tan : Suruç’ta suçlu devlet mi ?

Tarih
23 Temmuz 2015
İzlenme
2405 Kişi

23 Temmuz 2015

Türkiye’nin birçok yerinden gelip BDP’li Suruç Belediyesi’nin Amara Kültür Merkezi’nde Kobani için 20 Temmuz’da eylem yapan 300 civarında genç, intihar bombasının patlamasıyla sarsıldı. 30’dan fazla ölü onlarca yaralı var.

HDP yönetimi, patlamadan dakikalar sonra saldırıyı IŞİD’in yaptığını, hükümetin ve devletin katil olduğunu ilan etti. “Devletin IŞİD terör örgütüne destek verdiğini” ve “ölen gençlerin katilinin devlet olduğunu” söyledi.

Bunu kim söylüyor? Olaydan daha bir gün önce Kobani’ye gidip gelen ve HDP olarak sırtlarını PKK terör örgütünün Suriye uzantısı PYD’ye dayadıklarını övünerek ilan eden HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın partisi söylüyor.

Bunu kim söylüyor? 7 Hazirandan sonra, Korucu Kürtlere “Bu memleketten defolup gideceksiniz” diyen Muş Milletvekili Burcu Çelik Özkan’ın partisi söylüyor.

Geçen yıl Kurban Bayramında yine Kobani bahanesiyle halkı kışkırtarak 50’den fazla Kürt vatandaşın alçakça yöntemlerle katledilmesine vesile olan Selahattin Demirtaş söylüyor.

Geçen yıl Kobani’den kaçan Kürtlere kucak açan devletin askerine taş atarak provokasyon yapan Aysel Tuğluk’un partisi söylüyor.

Diyarbakır’da Kürt polisi tokatlayan Sabahat Tuncel’in partisi söylüyor.

2013’te Çözüm sürecinin bozulmasını da amaçlayan ve 9 vatandaşın ölümüyle sonuçlanan Gezi kalkışmasında rol alan HDP yönetimi söylüyor.

Geçmişte şehitlerin ve öldürülen PKK’lıların üzerinden yani kan ve ceset üzerinden kirli bir siyaset yürütülürdü. Görünen o ki PKK-HDP aynı noktada duruyor. Sosyalist gençlerin “yardımseverlikleri” ve “masumiyeti” üzerinden Gezi ve Kobani güzellemesi yapıyorlar. Ön saflara kandırılmış, aldatılmış gençleri sürüp geri planda kirli ve kanlı bir siyaset takip ediyorlar.

Ölen gençlerin birçoğunun, Kobani için Suruç’a gittiklerinden ailelerinin haberleri bile yok. Öldürülen gençlerin bazılarının cenazelerinin ailelerine verilmesine HDP tarafından engel olundu. Ölen çocukların cesetleri üzerinden provokasyon ve propagandaya deva ediliyor.

Bu çocuklar güya Kobani’ye yani başka bir ülkeye gidecekler. Hepsinin pasaportları olması gerekir. Bırakın pasaportu, bazılarının yanında kimlik belgeleri bile bulunamadı.

BDP’li belediyeye ait Amara Kültür Merkezi’nin güvenlik kamerası neden çalışmıyor. Onu da mı devlet engelledi?

Kobani’ye yardım götürüleceği söyleniyor. Kobani’ye giriş-çıkış yasağı var. Daha geçen ay IŞİD bir gece hayalet gibi Kobani’ye girdi ve onlarca kişiyi öldürüp elini kolunu sallayarak çıktı. Bu çocuklar Kobani’ye girip 5 gün kalmayı planlamışlar. Planladıkları şekilde bu 300 genç Kobani’ye girselerdi ve IŞİD orada hepsini öldürseydi, bu çocukları oraya gönderen, yönlendiren, teşvik eden zalimler bunun hesabını nasıl vereceklerdi?

HDP, “Hükümet IŞİD’e destek veriyor” diye saldırıyor. Peki bu mantık doğru ise IŞİD, kendisine yardım eden Türkiye’yi niçin zora sokuyor? Suruç’taki saldırı Türkiye’ye yapılmış bir saldırı değil mi? Hükümeti zafiyet içinde gösteren bir sonuç doğurmuyor mu? Hükümet kendini zaafta gösterecek bir eyleme neden müsaade etsin? Bu olayı eğer hükümet tertiplemiş olsaydı o gençlerin Türkiye sınırları içinde ölmelerini sağlamak yerine Kobani’ye geçmesinin yolunu açıp orada öldürülmelerini sağlamak daha mantıklı olmaz mıydı?

Suruç’ta “katil devlet” ise, Adıyaman’da şehit edilen uzman onbaşı Müsellim Ünal’ı kim katletti? Onu da mı devlet katletti?

Demirtaş, halkı “IŞİD’e karşı protesto” etmeye davet etti. Neden sadece IŞİD’e karşı? PKK terörüne karşı neden yürümüyorsunuz? Terörist, sizden olunca“masum” mu oluyor?

Suriye Kürtlerini adam yerine koymayan Esad rejimine, gıkını çıkartamayanlar, hatta ona destek olanlar, bakın ne yapıyorlar? Kürtlerden haklarını esirgeyen eski devlet anlayışını değiştirmeye çalışan hükumetle savaşıyorlar.

“Sosyalist gençlik” güzellemesi ile gençlerin “masumiyetinin” arkasına gizlenip bize oyuncak, kitap, boncuk gösterenler şuna cevap versinler. Suruç’u protesto eylemlerinde maskeli kişiler uzun namlulu silahları niçin taşıyorlar? Bu silahların namlusunun ucuna karanfil veya zeytin dalı takmak için mi?

Sovyetlerin dağılmasından sonra Türkiye’deki Sovyetçi bazı örgütler bir araya gelerek silahlı bir terör örgütü olan MLKP, yani Marksist Leninist Komünist Partisi’ni kurdular. MLKP ile ESP yani Ezilenlerin Sosyalist Partisi arasında organik ilişkiler var. ESP ile HDP arasında da derin ilişkiler mevcut. ESP’nin eski genel başkanı Figen Yüksekdağ, şimdilerde HDP’nin hızlı eş genel başkanı olarak sahnede. İşte “Kobani’ye yardım” bahanesiyle Suruç’ta eylem yaparken 30’dan fazla üyesi öldürülen Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu Figen Yüksekdağ’ın eski partisi ESP’nin gençlik örgütü.

Bunun anlamı ne? Anlamı şu. Aslında Sosyalist Gençlik Dernekleri HDP ile ilişkili bir örgüt. PKK, KCK, DTK, BDP ve HDP isimleri çok yıprandığı için derin PKK, derin HDP farklı farklı isimler altında sahneye çıkıp eski Türkiye’nin geleneklerini sürdürmeye çalışıyor.

Roboski, Rojava, Kobani hikayesine, HDP bu olayı kullanarak şimdi bir de “Suruç hikayesi” ekliyor. HDP hem Kürt seçmene hem de Uluslararası medya ve siyaset merkezlerine yeni ve kullanışlı malzemeler üretiyor. Böylece “erken seçim” ihtimaline karşı da tabanını şimdiden motive etme peşinde. Son bir yıldır HDP, açık bir şekilde Abdullah Öcalan’ı unutturma, devre dışı bırakma, yeni bir lider çıkarma ve böylece çözüm sürecini bozma peşinde. Bu saldırıyı kim yapmış olursa olsun HDP’nin amacı ortada.

İçi boş, “ithal” bir ideoloji ve tehlikeli bir “HDP şovu” uğruna 30’dan fazla genç körü körüne heba edildiler. Bir o kadarının da hayatı kaydı. Hepsine yazık oldu.

kanalahaber.com

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER