DÜNYA

Alper Tan : İsrail'in içerideki sözcüleri

Tarih
16 Kasım 2014
İzlenme
1849 Kişi

16 Kasım 2014...
CHP yönetiminin ve paralel cephenin örtülü ve dolaylı telkinlerine bakarsak aslında bazı konularda net mesajlar veriyorlar.

“Yeni Türkiye, ABD’nin dümen suyundan ayrılarak, Avrupa’ya fazla önem vermeyerek, İsrail’e kafa tutarak yalnızlaştı. Bu yalnızlık İbrahim Kalın’ın dediği gibi Değerli bir yalnızlık da değil”demek istiyorlar. “Siz dış politikada hayalci ilkelerden söz ediyorsunuz. Hayallerle devlet yönetilmez. Dış politika ilklerle değil devletlerin menfaatleri gözetilerek yapılır. Devletinizin menfaati bir zalimle iş birliği yapmayı gerektiriyorsa, bu durum insanlığa karşı suç da olsa öyle yapmalısınız” demeye getiriyorlar.

Başı ABD’de oturan bir yapının adamları ve ana muhalefet partisi İsrail hükümeti gibi konuşuyor.

Siyonist orduların Mescid-i Aksa baskını karşısında günlerdir suskun ve tepkisiz duran CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ülkedeki kamuoyu baskısı nedeniyle TBMM grup toplantısında konuşmak zorunda kaldı. Ama keşke hiç konuşmasaydı. Kılıçdaroğlu, İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa'ya saldırılarına güya tepki gösterirken, "Hiçbir kutsal mekanda asker postalı istemiyoruz” dedi. Sanki dünyanın bir sürü yerinde askerler postallarıyla mabetlere giriyorlar da Kemal Bey, bunların hepsine de“karşıymış” gibi.. Kirli postallarıyla mabede girenler İsrail askerleridir. Ama Kemal Bey İsrail’i doğrudan eleştiremediği için “Ne şiş yansın ne kebap” tavrıyla toplulukların gazını alacağını zannediyor. Bu cümlenin hemen devamında ise “Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yabancı asker postalı istemiyoruz. Bu topraklarda Peşmerge'nin ne işi var, hangi gerekçeyle benim topraklarımı çiğniyorlar?" gibi abuk bağlantılar kuruyor.

İsrail askerlerine “Mescid- Aksa’dan çıkmazsanız postalınızı elinize veririz” diyen AB Bakanı Volkan Bozkır’a da cevap İsrail savunma Bakanı'ndan gelmedi. Yine CHP’nin başından geldi. Kılıçdaroğlu Volkan Bozkır’a "Git ver bakalım, elinden tutan mı var? Boyundan büyük laflar söylersen açıkta kalırsın, havada kalırsın” dedi. Kemal Bey hızını alamayıp, Başbakan Davutoğlu’na da İsrail namına cevap yetiştirdi. “Davutoğlu, 'bizim gücümüzü test etmesinler' diyordu. Hadi test ettiler ne oldu? Hiçbir şey olmadı. Yine oturdun oturduğun yerde” diyerek rahatladı.

Paralel örgüt de CHP de ortaklaşa olarak aslında mealen şunu anlatıyorlar. “ABD de Avrupa da İsrail de güçlüdür. Türkiye’nin siyasi tavrı haklı-haksız ayrımına bakmaksızın ‘güçlüden yana’ olmalıdır. Türkiye’nin dış politikadaki ilkesi ‘güçlüyle birlikte ol’ biçiminde tezahür etmelidir.”

Kılıçdaroğlu, Mustafa Kemal’in 1923'te “Türkiye Cumhuriyeti cihangir devlet olmayacak, iktisadi bir devlet olacaktır” dediğini hatırlatarak, “Siz idealleri hayalleri, büyük devlet olma rüyalarını bırakın. Mustafa Kemal bize küçük bir devlet bıraktı. Bununla avunmaya devam edin” mesajı veriyor.

Bu küçük devletin de elinizden alınmaması için ABD ile iyi geçinin. Avrupa’ya kafa tutmayın, İsrail ile uğraşmayın. Onlar ne derlerse anında yerine getirin. Mesela Sisi’nin Mısır’da demokrasiye karşı darbe yaptığını hatırlatmayın. Hatta Mısır’da “İhvancı teröre” karşı savaştığını anlatın. Suriye’de 200 binden fazla Müslümanı katleden Esad’a destek verin. Batı'yla beraber Suriye BAAS’ına destek olun…

Paralel Yapı ve CHP’nin siyasetinin bundan farkı var mı?

BM’ye göre, Temmuz ayında başlayıp 50 gün süren Gazze savaşında İsrail tarafından 2.139 Filistinli öldürülmüş, 20 bin ev yerle bir olmuştu. Öldürülenlerin 490’ı çocuklardı.

Uluslararası Af Örgütü: ‘İsrail fütursuzca Filistinliler’e ait evleri hedef aldı. Sivillerin yoğun olarak yaşadığı yerleşim birimleri hedef alındı’ demişti. ABD Başkanı Obama dahi, İsrail’in Gazze’ye düzenlediği operasyonların daha ikinci haftasında “Artan sivil ölümlerinden endişe duyduklarını”kaydederek, “Artık sivillerin öldüğünü görmek istemiyoruz” diyordu.

490 Filistinli çocuğun öldüğü Gazze operasyonu için, ABD Genelkurmay Başkanı Dempsey birkaç gün önce ‘İsrail’in son Gazze operasyonunda sivil kayıpların engellenmesi için gösterdiği çaba takdir edilecek düzeyde. Bu konuda İsrail’den alacağımız dersler var. O yüzden İsrail’in sivil kaybını engellemekteki başarısını incelemek üzere ekibimi oraya gönderdim’ dedi.

Suriye diktatörü Beşşar Esad, uluslararası sözleşmelere göre kullanılması yasak olan kimyasal silahları kullanarak geçen yıl binlerce Müslümanı katlettikten sonra, artan kimyasal silahları teslim edeceğini söylediğinde de aynı ABD’nin Dışişleri Bakanı John Kerry “Beşşar Esad teşekkürü hak etti” demişti. Bizim CHP partiden heyet göndererek Esad’a açık destek vermişti. Hala Esad’ı meşru bir yönetim olarak görmeye ve destek vermeye devam ediyorlar.

ABD ve yanındaki Haçlı Koalisyonu PKK’nın bir kolunun despot bir iktidar kurmaya çalıştığı Kobani ve çevresini onlara teslim etmek için savaş açarken eşzamanlı olarak Halep’teki Müslümanları katleden Esad’a saldırmıyor.

En az 3 yıldan bu yana yeni bir dünya savaşının başladığını anlatmaya çalışıyoruz. Papa’dan sonra Sovyetler Birliği’nin son Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov’da “Dünya yeni bir soğuk savaşın kıyısında. Bazılarına göre de bu savaş başladı” dedi.

CHP ve ülke içinde bazı kesimler, Birinci Dünya Savaşı ile topraklarımızı parçalayan, vatanımızı elimizden alan, inançlarımıza hakaret eden, medeniyetimizi yok etmeye çalışan devletlerle ittifak etmemizi istiyor.

Hayallerimizi boşa çıkarmak, rüyalarımızı karabasan haline getirmek istiyorlar. Bunu kimse başaramayacak.
Kanal a haber

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER