SİYASET

Alper Tan : Artık savunma yok taarruz var!

Tarih
26 Nisan 2017
İzlenme
3644 Kişi
16 Nisan halkoylaması ile sadece HAYIR cephesi değil topyekun Batı cephesi de kaybetti. Batı cephesi bizim iç meselelerimizde taraf olma konusunda o denli pervasızlaştı ki ortada ayar, kural kalmadı. Resmen zıvanadan çıktılar.

Milletimiz, İngilizleri, Almanları, Fransızları, Amerikalıları Birinci Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşları’ndan tanıdığı için onlar ne derse tam tersini yapıyor. Çok basit bir kural: “Düşman bizim iyiliğimizi istemez.”

Şimdi şu örneklere bir bakalım..

ABD'li New York Times, Türkiye’deki anayasa değişiklikleriyle ilgili referandum hakkında "Türkiye'de demokrasi kaybetti"başlıklı başyazı yayımladı. NATO'yu Türkiye'ye müdahale etmeye çağıran gazete,  Trump'ın Erdoğan'ı aramasını da "şok edici derecede yanlış bir karşılık" olarak yorumladı. Düşünebiliyor musunuz; ülkemizi ve sınırlarımızı korumak için üye olduğumuz NATO ve NATO’nun patronları, Türkiye ile değil, Türkiye’ye karşı terör örgütleriyle işbirliği yapıp, 15 Temmuz’da olduğu gibi ülkemizi işgale kalkışıyorlar. Şu Amerikan gazetesi de, halk Batı'nın istemediği bir yönetimi seçiyor diye NATO’ya “Türkiye’yi işgal et” çağrısında bulunuyor. Demek ki Batı dünyası için “demokrasi,” “Halkın kendi istediği yönetimi seçmesi” değilmiş. Batı için demokrasi “Halkın, Batı'nın arzu ettiği bir yönetimi seçmesi” imiş.

Binlerce yıllık Mısır tarihinde ilk defa seçimle gelmiş Cumhurbaşkanını, silah kullanarak deviren darbeci Abdülfettah Sisi ile Başkan Trump’ın Beyaz Saray’da görüşmesi ve hatta Trump’ın Sisi’ye “Çok iyi işler başardın” demesinden rahatsız olmayan ABD medyası, ABD başkanının seçilmiş bir lideri seçim başarısından dolayı kutlamasını kabullenemiyor.

New York Times, şöyle devam ediyor: "Bu referandum, Erdoğan'ın uzun bir zamandır Türkiye'nin parlamenter sistemini güçlü bir başkanlıkla değiştirme çabasının da başarıya ulaştığı anlamına geliyor. Her ne kadar Türkiye, NATO'nun hayati bir üyesi olsa da demokratik değerler üzerine inşa edilen bu ittifak içerisinde giderek ayrışan bir üyeye dönüşüyor. Erdoğan, Avrupa ve Amerika ile çatışmaya girdi, Batı karşıtı düşmanlıkları ateşledi ve Rusya ile flört etmeye başladı.”

New York Times, “NATO ülkeleri, Erdoğan'ın otokratik eğilimlerini kontrol altına almak için ellerinden gelen her şeyi yaparken, Türkiye'de demokrasi savunucularına da cesaret vermelidir” tavsiyesinde bulunurken Trump'ın Erdoğan'ı “kutlamasını” ise “şok edici derecede yanlışlık” olarak gösterdi. Batı ülkelerinin yönetimleri ve  medyalarına göre 15 yıllık iktidarı boyunca 12 seçim ve halkoylamasını kazanan ve her defasında oylarını arttıran Erdoğan “otoktratik” sayılırken, darbeci katil Sisi destekleniyor ve son 6 senede yaklaşık bir milyon vatandaşını öldürtmüş olan Suriye diktatörü Beşşar Esad ise hala meşru devlet başkanı muamelesi görüyor ve örtülü şekilde yine Avrupa ve ABD tarafından korunuyor.

Sisi ve Esad’ın Batılılarca korunmasının tek sebebi var. İkisi de Müslümanları eziyor ve Müslümanları katlediyor. Tayyip Erdoğan’ın da tek suçu var. Müslümanların haklarını savunuyor ve katil Batı'ya dönüp onların haksızlıklarını, adaletsizliklerini ve sömürgeci huylarını yüksek sesle yüzlerine vurup deşifre ediyor.

Adı geçen Amerikan gazetesi, sözde demokrasi getirmek için sokak ve kargaşayı kışkırtıyor. “Erdoğan'ın dayattığı otoriter sistemi kabullenmek istemeyen milyonlar, haklarını ve özgürlüklerini geri almanın bir yolunu bulacaklar" diyor. Türkiye için bu kışkırtmayı yapanlar, Suriye diktatörüne karşı hak arayan muhalifleri ise terör örgütleri olarak gösteriyorlar.

İşgalci İngilizlerin Financial Times gazetesi ise MHP’yi bölmeye çalışan FETÖ’cülere gaz veriyor. O da“Meral Akşener'in AK Parti'nin hakimiyetine son verecek en iyi isim olduğunu” yazdı. Öyle bir ülkücü(!), milliyetçi(!) düşünün ki ülkemizi işgal eden İngilizler tarafından destekleniyor.

İngiliz gazetesinin, Meral Akşener için yazdıkları çok dikkat çekici. "Türkiye'de yeni bir anayasa için yapılan referandumun sonuçları gelirken, yarıştaki 'dininden dönen' siyasetçilerin en büyüğü Akşener'in destekçileri endişeliydi" ifadeleri kullanıldı ve “Ekonomide muhtemel bir gerileme durumunda Akşener, önemli sayıda AKP'liyi kabuğundan çıkararak kendisine çekebilir" denildi. Düşünün NATO’yla, FETÖ’yle, PKK’yla YPG ile Müslüman Türkiye’ye diz çöktüremeyen Haçlı dünyası, umudunu Meral Akşener ve ekonomik kriz çıkmasına bağlamış durumda.

Yeniden Gezi olacak, CHP şunu yapacak, HDP bunu yapacak Akşener lider olacak görüntü ve çabalarının tamamı 16 Nisan gibi büyük bir devrime gölge düşürme maksatlıdır. ABD, Avrupa ve Türkiye'deki yerli işbirlikçileri bu büyük değişimi hazmedememişlerdir..

Kim sokağa çıkarsa çıksın, yurt dışından kim kışkırtma amaçlı gelirse gelsin artık Türkiye, bunları anında bertaraf edecek tecrübe ve birikime sahiptir.. Kaldı ki tüm bunlar büyük mutluluk yaşayacak milletimize tadıyla sevinme imkanı vermeme amaçlıdır..

Artık kimsenin sokağa çıkıp anarşi çıkaracak gücü yoktur.. Kürtler, Aleviler sokağa çıkmazlar. Radikal gruplar ise bellidir.. CHP sadece FETÖ tabanını sokağa taşıyabilir, onların da bir halt yiyecek eylem güçleri kalmadı..

Kısacası herkes devrimin tadını çıkarsın, müsterih olsun.. 16 Nisan’la Yeni Türkiye yeni bir evreye geçmiştir. Ülkede yeni bir GEZİ provokasyonu yapamazlar.

Artık savunma yok taarruz var..


Kanal A Haber
26 Nisan 2017

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER