2 Eylül 2015

Ak Parti, eski Türkiye'nin halka çok ağır baskıları, işkenceleri, vatandaşları “yurtdışı” etme, vatandaşlıktan çıkarma uygulamaları, hor görmeleri altında 2001 yılında “ALLAH BİZE YETER” diyerek yola çıktı.. Her şeye, her baskıya ve zulme göğüs gererek mücadele etti.. Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç’lar tek yürek olarak bir duruş sergilediler.. Bu milletse, bu kadrolarda umut buldu, güven buldu, huzur buldu. Daha doğrusu Allah'ın rızasını buldu, sarıldı, iktidar yaptı.. Eski Türkiye'nin köhnemiş, demode olmuş tüm siyasilerini sildi-süpürdü..

Ak Parti, bir devrim hareketi gibi olanca hızıyla geldi, ülkeyi, bölgeyi, hatta dünyayı, “uluslararası”denilen düzeni değiştirmeye kalktı.. Çok büyük işler yaptılar, çok büyük adımlar attılar..

Ancak bu arada eski Türkiye’nin savunucuları da hiç boş durmadılar.. Cumhuriyet mitingleri, Danıştay saldırıları, daha nice başkaldırılar yapıldı. Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı yapmak istemediler.. Hani şimdilerde çok sevdikleri ve destekledikleri Abdullah Gül'ü.. Ama bu millet bu başkaldırmalara “dur”dedi, fırsat vermedi.. Ak Partili ve Eşi Başörtülü Abdullah Gül'ü bu halk, bu irade “Cumhurbaşkanı”yaptı..

Genelkurmay “27 Nisan Muhtırası” verdi ama bu iktidar, bunu da yemedi.. Dimdik durdu eski Türkiye'nin karşısında..

“2001 ve 2007 ruhu” bu ülkeyi “yeni” bir Türkiye yaptı.. Korkunç baskı ve zulümlerle yönetilen, 20 binin üzerinde faili meçhuller olan bir Türkiye'nin küllerinden “YENİ TÜRKİYE” inşa edildi.. Neden! Çünkü yola çıktıklarında hiçbir şeyden korkmadan, yılmadan, hiçbir makam-mevki para-pula tenezzül etmeden; “ALLAH BİZE YETER” ruhuyla hareket ettiler.. Allah da onları hiç yalnız bırakmadı..

Gelgelelim 7 Haziran seçimlerine.. Burada, Ak Parti’de “şımarıklık,” “biz biliriz,” “bize mecbursunuz”edası baş gösterdi.. “Reisçi,” “Hocacı” kamplaşmaları başladı.. Elbette bunda “Paralel”in ve bir Dünya Savaşı verdiğimiz “Üst aklın” parti içine müdahale girişiminin etkisi vardır.. Ama “hepsi bundan ibaret” denilemez.

Bakınız şunlar 7 Haziran'da yaşandı.. Mebus olmaya ehil olmayan, halka tepeden bakan, her türlü yanlışta bezi olan bazı isimler vekil listelerde yer buldu.. Ak Parti’nin içine “AKP’liler”  doluştu. Bu millet, bu yanlışları da gördü.. Benimsemedi, kabullenemedi, içine sindiremedi, Ak Parti’ye yakıştıramadı.. Ve % 10’a yakın oy kaybıyla bu hareketi “tek başına iktidardan” uzaklaştırma dersi verdi..

2001’in, 2007’nin “ALLAH BİZE YETER” diyerek yola çıkan milli ve manevi değerleri yüksek Ak Parti hareketinin, özüne dönmesi gerekiyor. Bulunduğu nokta itibariyle yeniden arınarak, silkinerek, kendini sorgulayarak 1 Kasım seçimlerine tekrar 2001-2007 ruhuyla hazırlanması bekleniyor.. “Reisçi,” “Hocacı” ayrımı yapanlar bu hareketin düşmanlarına fırsat vermiş olurlar. Buna müsaade edilmemesi gerekiyor. Erdoğan ruhuyla, Davutoğlu azmiyle ve titizliğiyle, Gül'ü, Arınç'ı ve “ALLAH BIZE YETER”diyen tüm katmanlarıyla “YA ALLAH, BİSMİLLAH” diyerek yola çıkmalarını, bu millet, bu halk, büyük bir heyecan ve aşkla bekliyor.. Bu “misyon,” bu hareketi sevk ve idare edenlerin asli görevleri ve bir bakıma Allah'ın emridir..

Ak Parti 2011 seçimlerinde millete döndü ve “Hadi bir daha” dedi.. Millet de % 50’ye yakın bir oranla bir daha fırsat verdi. 2011’de % 50’ye yakın veren halkın 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde % 52 destek veren seçmenin, 7 Haziran’da neden % 41 verdiğinin muhasebesi çok çok iyi yapılmalı.

Ak Parti’nin “Hadi bir daha” talebine “tamam” diyen millet, şimdi döndü ve Ak Parti’ye “Hadi sen de bir daha 2001 ruhuna dön öyle gel” diyor. Ak Parti’nin, Türküyle, Kürdüyle, toplumun tüm kesimleriyle bu milletin huzuruna bir kere daha o “kuruluş ruhuyla” çıkması bekleniyor.

Bu millet ve ümmet 100 yıllık vesayetten ve esaretten kurtulacaksa hala Ak Parti kadrolarına büyük iş ve büyük sorumluluk düşüyor. Ak Parti kadroları, siyasetçi olsun bürokrat olsun başka mesleklerden olsun, şahsi hesaplar yapma, kişisel istikbal peşinde koşma hakkına sahip değiller.

Eğer şahsi hesaplar, kişisel hedefler peşinde koşanlar olursa bunun hesabını dünyada bu millete vermeyecekleri gibi ahirette de hesabını veremezler.

Ak Parti kadroları sadece Sykes-Picot sınırları içindeki Türkiye’nin değil 1.7 milyar Müslümanın da sorumluluğunu omuzlarında hissetmeli, bunun şuurunda olmalılar.

Eğer bu ruhu taşırlarsa 1 Kasım sonuçlarını kimse merak etmesin. Eğer o ruh olmayacaksa zaten fazla oy almanın da bir anlamı kalmamıştır.

Ak Parti sadece 1 Kasım için değil, daha büyük hedefler için çalışmalı, koşmalı..

Allah kendisi için çalışanların sa’yını ve gayretini kesinlikle boşa çıkartmaz. İlk söz de son söz de budur:“ALLAH BİZE YETER, O NE GÜZEL VEKİLDİR!...”

Evet; bu hareketin tavanı, tabanı, gönül verenleri.. “ALLAH SİZE YETER” Ha gayret..

kanalahaber.com