GÜNCEL

Ali Karahasanoğlu: Hortumcu Aksoy, FETÖ olsaydı nasıl kurtulurdu?

Tarih
24 Kasım 2016
İzlenme
1287 Kişi
Eskinin sosyalisti..

Yeni dönemin kemalist-kapitalistiTurgut Kazan’ın avukatlığını üstlendiği banka hortumcusuErol Aksoy’un hapis cezası onanmış.

Hayırlı uğurlu olsun..

Onama kararını Yargıtay’ın hangi dairesi vermiş?

7. Ceza Dairesi..

Bu dairenin özelliği ne?

Birkaç gündür konu ediniyoruz ya..

FETÖ’cü Yargıtay üyesi Kerim Tosun’dan bahsediyoruz ya..

İşte o Tosun’un vazife yaptığı daire, 7. Ceza Dairesi idi..

Ne diyordu Kerim Tosun bey: “Bizim daireye FETÖ bağlantılı dava pek gelmez!”

Sevsinler senin savunmanı, Tosun bey..

Bak anında bir dava daha çıktı..

Senin dairede karara bağlanan..

Hem de, yine Türkiye’nin gündemine oturacak bir konu..

Türkiye’nin, bir dönem malum alışkanlığı vardı ya..

Medya sektöründe söz sahibi olanlar..

Hemen bir banka sahibi olup..

Ordan kamyon kamyon paraları zimmetlerine geçirirlerdi..

Erol Aksoy olayı da, işte o cinsten..

Aksoy, Hürriyet’te hisse sahibiydi..

Show tv onundu..

Bir yandan gazetede..

Bir yandan tv ekranlarında..

Yapılan haberler ile..

Hükümet yıkılıp, hükümet kurduruluyordu..

Sahibi olduğu medya organları ile, patron Aksoy kendisini garantiye alıp..

Bir yandan da İktisat Bankası’nın içini boşaltıyordu..

Ne güzel taktik değil mi?..

Gariban bir vatandaş olsa..

“Biz bir yanlışlık yaptık ağabey.. 15 yaşındaki kız ile evlendik.. Bak, valla kötü bir niyetim yoktu.. Eşim şimdi 20 yaşında.. Üç tane bebemiz var, ellerinizden öper.. Biri 4.. Biri 2 yaşında.. En ufağı da daha altı aylık.. Geçtiğimiz gün postacı geldi kapımıza.. Cezamız varmış.. Tamı tamına 16 yıl.. Hakim bey bana iyilik yapmış.. 13 yıla indirmiş.. Ama dile kolay ağabey.. 13 yıl.. Ben ne yaparım, hapiste.. Eşim ne yapar, kendi başına dışarda.. 6 aylık bebem ne yapar, bir annesi ile..” diye anlatsa da..

Dinleyeni yoktur..

“Evlenme şartı ile, şartlı bir erteleme getirelim” denir ama..

Turgut Kazan türünden kemalist-kapitalistler ayaklanır..

Garibanın cezasının şartlı ertelemesi devreye giremez..

Ama medya patronu iseniz..

Alırsınız bir banka..

Boşaltırsınız içini..

Savcı dava açmak istediğinde....

Aleyhinde bir haber yapar, susturursunuz..

Hakim ceza vermek istediğinde, atarsınız manşeti, susturursunuz..

Böyle böyle..

2001’de el konulan İktisat Bankası için..

Gelirsiniz 2016 yılına..

Veee.

10’u aşkın ceza davasından..

Ancak bir tanesinden..

O da, FETÖ belası yargıdan temizlendiği için, ancak 8 yıl ceza alırsınız..

Suç sabit..

Verilecek ceza belli..

Ama 15 yıldır...

Sürüyor ha sürüyor dava..

“Eeee. Sonunda verilmiş işte ceza” diyeceksiniz..

“Verilmesi gereken ceza” verilmiş olsaydı..

Yüzyıllarla ifade edilirdi, o ceza..

Şimdi verilen ise, topu topu 8 yıl..

Buna da şükür deyip, geçelim ama..

“Yargıdan FETÖ’nün temizlenmesi sayesinde bu cezanın verilebilindiği” iddiamızın altını dolduralım..

Eğer FETÖ, 17 Aralık’ta meşru hükümeti devirmeye teşebbüs etmeseydi..

Tayyip Erdoğan da, bunların gerçek yüzünü görüp, mücadeleye başlamasaydı..

FETÖ’cüler yargıdan temizlenmeseydi..

Ne olacaktı, kısaca aktaralım..

Tezgah hazırdı..

Devrimci Karargah soruşturmasında..

Batık bankacı Erol Aksoy da dinleniyordu..

“Bankacı Aksoy’un, Devrimci Karargah örgütü ile ne ilgisi olabilir ki?” diyeceksiniz..

Doğrudur.. 

Daha nice işadamı, şu örgüt, bu örgüt iddiası ile dinlemeye alınmıştı..

Amaç ne?

Telefonlarını dinleyip, şantaj malzemesi toplamak..

Erol Aksoy için de, bu yapılmış.

Hazırlık tamam..

17 Aralık hengamesi çıkmasaydı..

FETÖ’cüler emniyetten ve yargıdan temizlenmeseydi..

Telefon dinleme kayıtları..

Yargıtay aşamasında Erol Aksoy’un önüne konulacak..

Sorulacaktı:

“Bizim Kerim Tosun, zaten senin banka hortumu davanın incelemesinin yapılacağı 7. Ceza Dairesi’nde üye... Yerel mahkeme cezayı vermiş.. Şimdi istersen.. bizim ‘tosun’a söyleyelim, cezanı diğer tosunlarımızla birlikte onasın.. İstersen.. Bize birkaç milyon dolar atarsın.. Biz de.. Tosunumuza söyleriz, usuli-musuli bir sebeb bulur, cezanı bozarlar...”

Bununla kalsa yine iyi..

Büyük ihtimalle sohbet şöyle devam ederdi:

“Sakın bize rest falan çekmeye kalkışma.. Bak, bunlar telefon dinleme kayıtları.. Şununla şunları konuşmuşsun.. Bununla bunları konuşmuşsun.. İstersen, hem cezanı onaylatalım.. Hem de bu dosyayı da açalım.. Nasıl istersen..”

Bunun sonucu ne mi olurdu?

Bakınız diğer işadamlarına..

Mustafa Süzer’den tutun..

M. Emin Karamehmet’e kadar..

Diğerlerine kadar..

Onlar nasıl FETÖ’ye teslim olmuşlarsa..

Erol Aksoy’un da teslim olması kaçınılmazdı..

¥

“Amaaa. Erol Aksoy’un, Turgut Kazan gibi bir avukatı var, diğerleri gibi teslim olmazdı” mı diyorsunuz..

Gördük işte..

Turgut Kazan’ı vardı ama, 8 yılı yedi..

Diğer dosyaların zamanaşımı ile düşmesini sağlamış iseler de...

Mahkumiyeti de aldılar işte..

Dolayısı ile..

FETÖ’nün tosunları, yargıda bugün hakim olsaydılar..

Erol Aksoy, FETÖ ile anlaşır, bu cezadan da kurtulurdu.

Erol beyin birkaç milyon doları giderdi..

Ama devletin kasasına değil, örgütün kasasına giderdi..

İyi ki FETÖ, 17 Aralık’a imza attı.

İyi ki, 17 Aralık’a imza atan FETÖ suçüstü olup, yargıdan temizlenmeye başlandı..

Yoksa, banka hortumcuları, FETÖ hortumcusuna parayı bastırıp, cezalardan kurtulacaktı.. 

 Hortumcular cezasız kalacaktı.. 

Şimdi hem banka hortumcuları.. Hem de FETÖ hortumcuları.. Cezaevinin kapısındalar..

Akit
24 Kasım 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER