GÜNCEL

Ali Karahasanoğlu : Var mısınız, tecavüzcü Coşkun’lara İslam’ın cezasını verelim!

Tarih
19 Kasım 2016
İzlenme
1467 Kişi
Feminist kadınlar yine ayaklandı..

Vıdı vıdı söyleniyorlar..

Toplumun bir yarası, tedavi edilmek isteniyor. Onlar “Yok tedavi edilmesin. Yara öyle kalsın..” diyorlar.. Hatta dedikleri, “Yara öyle kalsın” da değil..

Yara kanıyor.. Onlar diyorlar ki, “Kanama devam etsin, bırakın dokunmayın!”

Ne için söylüyorum tüm bunları?

Tecavüzcü Coşkun’ları kurtarmak için mi?

Hayır.

Bana soruyorsanız, “Tecavüzcü Çoşkun’lara, İslam’ın emrettiği cezayı verin, ortalık temizlensin” derim. 

İslam’da tecavüzün cezasının ne olduğunu, herkes biliyor sanırım..

Ama sorun, Tecavüzcü Coşkun’lar değil..

Somut konuşalım.. 

Özgecan’ın katili Suphi Altındöken ölmeseydi..

Şu an çıkarılmak istenen kanun değişikliğinden yararlanamayacaktı..

Diyarbakır’da 17 yaşındaki kıza tecavüz eden 3’ü korucu olan 6 zebani de yeni kanundan yararlanamayacak..

Karaman’da küçük erkek çocuklarına tasaddide bulunduğu ileri sürülen öğretmen de, bu kanun değişikliğinden yararlanamayacak..

Somut örnekleri çoğaltmak mümkün.

Toplumun tepkisini çeken, bizim de kabul etmemiz mümkün olmayan cinsel saldırıların tamamı, zaten kanun değişikliğinin kapsamındaki olaylar değil..

İşkembeden sallamadığımızı, kanun değişikliği metnini vererek ispatlayalım:

“Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın.”

Yani ne imiş?

Cebren birisinin ırzına geçen, değişiklikten yararlanamaz.

Tehdit ederek, korkutarak ırza geçen, değişiklikten yararlanamaz.

Kandırarak, ilaç vererek, bir şekilde aklını çalarak ırza geçen, değişiklikten yararlanamaz.

Devam edelim değişiklik teklifinin metnini vermeye:

“16.11.2016 tarihine kadar işlenen cinsel istismar suçunda..”

Bu ifade neyi öngörüyor?

Geçmişe dönük yaşanılan olayları kapsadığını, bugünden sonra benzer eylemde bulunanların değişiklikten yararlanamayacağını..

Değişiklik metninin devamında ne deniyor?

“Mağdurla failin evlenmesi..”

Bu cümleden ne anlıyoruz?

Mağdurun mutlak onayı şartı ile kanun değişikliğinin uygulanacağını..

Mağdur istemiyor ise..

Evlenmeyecek ve dolayısı ile şüpheli yine mahkum olacak..

Bu noktada da hiçbir tereddüt yok..

Kanun bir ihtimali daha öngörmüş..

Cezadan kurtulmak için evlenip, kısa süre sonra boşanılırsa, ne olacak?

Bunu da, “Zamanaşımı süresi içinde evliliğin, failin kusuruyla sona ermesi halinde fail hakkındaki hüküm açıklanır” ifadesi ile, atlamıyor.

Yani, 12 yıl içinde failin kusuru ile boşanma olursa, yine fail cezasını çekecek..

Diyecekler ki: “Bu kanun değişikliği, kime yarayacak peki?”

Eeee, Boğaz’da denize nazır yalıda rakı yudumlayarak, Türkiye’nin sorunlarından haberdar olamazsınız..

Büyükşehirlerde pek sık rastlanmıyor olabilir ama..

Köylerde, küçük yerleşim birimlerinde..

16 yaşını doldurmayan nice kızlarımız, şu veya bu sebeple evlendiriliyorlar..

Aile nezdinde, toplum nezdinde bu bir evlilik olsa bile..

Kanun nazarında bu; bir evlilik değil.

Çünkü 16 yaşını doldurmadan, evlilik mümkün değil.

Sonuçta da, kendi rızaları ile, anne babalarının onayı ile evlilik hayatı yaşayan bu insanlar, aslında kanunun işgüzarlığı sebebi ile, suçlu konumuna düşüyorlar.

Sadece kendileri de değil..

Anne babaları da, suçlu pozisyonuna düşüyorlar..

Kanun değişikliği, işte bu yaraya merhem olmak istiyor..

Yoksa, İstiklal Caddesi’nde yolda yürürken bir kızı görüp, takip edip, dar sokakta sıkıştırıp tecavüz edenler bu kanundan yararlanacak değiller..

Akşam geç saatte, son durağa yaklaşırken, başka yolcu kalmamasından istifade ederek, yolunu değiştirip, ormanlık alana götürdüğü minibüsteki son yolcuya tecavüz edenler, bu kanundan yararlanacak değiller..

Lisedeki birden fazla kız/erkek öğrenciye tasaddide bulunan sapık öğretmenler bu kanundan yararlanacak değiller..

Hayır hayır..

Fail erkek ise.. Mağdur erkek olduğunda, zaten evlenmek mümkün değil..

Velev ki, fail ile mağdurun cinsiyetleri farklı olup, evlenmeleri için kanuni engel olmasa bile..

Fail, “Ben evlenmek istiyorum” dediğinde dahi..

“Ben razıyım, tecavüz ettiğim kadın ile evlenmek istiyorum” dese bile..

“Cebren ırza geçilmesi” söz konusu ise..

Kanun değişikliğinden yararlanamıyor..

Dikkat edin.. Fail evlenmeye razı.. Mağdure de razı.. Hatta belki evlenmişler..

Ama yine de, fail yeni kanun değişikliğinden yararlanamayacak.

Ya kimler yararlanabilecek?

Köyde, amcasının kızıyla, gönül rızası ile nişanlanıp, kız veya erkekten biri henüz 16 yaşını doldurmadığı halde, resmi nikah yapmaksızın karı koca hayatı yaşayanlar.. 

Onların anne babaları..

Kasabada, komşusunun kızı ile gönül birlikteliği olan..

Ama taraflardan birisi 15 yaşında olduğu için, resmi nikah kıymadan, kendi aralarında yaptıkları nikah ile karı koca hayatı yaşayanlar. Ve onların anne babaları..

Evet, kanun değişikliğinden, sadece bu tür, rıza ile birliktelik yaşayanlar yararlanabilecekler..

Vıdı vıdıcı feministler, hemen ciyaklayacaklar: “15 yaşındaki kızın rızası olmaz ki, ‘Rızası ile’ diyorsunuz” diyecekler..

O sizin iddianız.

Türkiye’de 16 yaşındaki kız mahkeme kararı ile evlenebiliyor..

İngiltere’de, Almanya’da anne-babasının onayı ile evlenebiliyor.

Dolayısı ile, “15 yaşındaki erkek veya kızın rızasının geçersiz olduğu” iddiası, bir varsayım..

Kaldı ki, kural kökten değiştirilmiyor. Bütünü ile, “15 yaşındaki herkes, bundan sonra evlenebilir” de denilmiyor..

Son nokta:

15 yaşındaki komşu kızı ile gönüllü olarak evlenen, şu an iki-üç çocuğu olan, eşinden başka hiç kimse ile gayrımeşru birlikteliği bulunmayan babaların cezaevine girmesi doğru mu?

Kanun, bu örneklerin mağduriyetini bitirmek istiyor.. Bu mağduriyeti başka türlü bitirebilecek bir önerisi olan var ise, söylesin. Yoksa, vıdı vıdı etmesin!

YeniAkit
19 Kasım 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

  • YORUMLAR
  • Osman Emral

    25 Kasım 2016
    0 0
    Sayın Karahasan; Boğazda rakı yudumlayanlardan değilim. Belli ki Anadolu dan ben değil ama siz bihabersiniz. Ben bir baba ve hekimim. Bu bahsettiğiniz gönül birlikteliğinin acelesinin sebebini anlayamadım. Bizim toplumumuzda maalesef tecavüz eden değil edilen suçlanıyor ve aile artık biz seni ne yapacağız anlayışı ile evladına mobbing uygulayıp evlendiriyor. Allah aşkına bu evliliklerin yüzde kaçı gerçekten mutlu, kendi evladınızı 13-14 yaşında evlendirir misiniz. cevabınızı öyle verin
  • nayirov

    19 Kasım 2016
    2 0
    Başka nasıl açıklanabilirdi bilmiyorum... makale gibi, tez gibi içtihatlı olmuş... kalemine sağlık.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER