GÜNCEL

Ali Karahasanoğlu : Afferin hergele, iyi iş gördün!

Tarih
24 Mart 2015
İzlenme
5927 Kişi

24 Mart 2015

Hergele
yazmış, “Bülent Arınç’ın damadı ve kızı..”

Melih Gökçek de, üzerine atlamış..

Yazı eski ama..

Bugünlerde dillendirilmesi için, değişik mecralardan, çaktırmadan tahrikler yapıldığından emin olabilirsiniz..

Ardından..

Hergele tekrar sahne almış..

Böyle bir fırsatı hiç kaçırır mı?..

“Akşam bizim kanalda, fitne ateşini körüklemeye devam edebilir miyiz” demiş.

Telefonda tam olarak böyle dememiş ama..

Nihai olarak denilmek istenilenin bu olduğunu, rahatlıkla söyleyebiliriz..

Saf Melih de.. 

Arka planda neler olduğundan habersiz..

“Programına tabii katılırım” demiş..

Oynanan oyunun büyüklüğünü hesap etmeden.. 

Kurulan tuzağın çirkinliğini görmeden..

Ardından Bülent Arınç’tan cevaplar..

Fitneciliği körükleyenden ziyade..

Tuzağa düşene..

Saydırmış da saydırmış..

Neyse ki, akşam devamı gelmedi..

Melih fitneci hergelenin programına katılmaktan vazgeçti..

Ateşin körüklenmesine, şimdilik ara verildi..

Oysa..

Hergeleyi 20 yıldır tanımıyor musunuz?

Ne bekliyordunuz hergeleden?

Herhalde patronunu yazacak değildi..

Patronunun, paralel ile ilişkisini hatırlatacak değildi..

“Aydın Doğan..” diye başlayan cümle ile.. “Fetullah Gülen’in avukatını, patronum Aydın Doğan nasıl vekil olarak atadı.. Ne için atadı? Nihai amacı ne idi? Planda ne vardı?” diye soracak değildi..

Tabii ki o, “Bülent Arınç’ın kızı ve damadı..” diyecekti..

Yeri geldiğinde, “Melih Gökçek’in eşi ve torunu..” diyecekti..

Amaç belli..

Patronun haklarını korumak.. 

40 yıldır süren kardeş kavgasını sona erdirecek gelişmelerin önüne set çekecek, karınca kararınca bir şeylerin yapılması..

En nihayetinde ise..

Bugüne kadar, hergeleye koyduğu mesafeyi hiç taviz vermeden koruyan Tayyip Erdoğan’ın önüne set çekmek..

Direkt Tayyip Erdoğan’a yönelik atışlardan fayda gelmediğini bildiği için..

Hatta, cevabını sert şekilde alacağını bildiği için..

Fitne çıkarıcı vuruşlara hep ağırlık vermiştir.

Kimi zaman Bülent Arınç üzerinden.

Kimi zaman Abdullah Gül üzerinden.

Kim zaman Abdüllatif Şener üzerinden..

Ama her seferinde..

Patronu Aydın Doğan lehine..

Temel hak ve özgürlükleri hayata geçirmek isteyen siyasi iradenin aleyhine..

Bel altı vuruşlar yaparak görevini ifa etmiştir.

Nitekim, Tayyip Erdoğan’ın yakın çevresi de.. Erdoğan’ın hergeleye koyduğu mesafeyi tekrarlayamadıkları için..

Hergelenin tuzaklarına her daim düşmüşlerdir..

Bu; kimi zaman Sadullah Ergin olmuştur: “Böyle birikimli bir hukukçunun, bu iktidar içinde olması vatandaşlar için büyük şanstır” sözleri ile.. 

Biz hergelenin neyi kastettiğini anlıyorduk da..

Patronunun “kağıt üçkağıdı” davasında pişirilmek istenen yemeğin sosunun bu sözler ile hazırlandığını biliyorduk da..

Erdoğan’ın yakınındaki isimler, “hergelenin tuzakları”nı, bir türlü keşfedemiyorlardı..

Kimi zaman Sadullah Ergin.. Kimi zaman da Cemil Çiçek’le..

“Ben merkezci iktidarı frenleyecek” diye söze girdiğinde..

Aydın Doğan’ın, bu övgülerin dizildiği bakan ile bir işinin olduğunu biz tahmin edebiliyorduk da..

Muhatapları, “kerametin kendilerinden menkul olduğu”nu zannediyorlardı, hep!.

Sonuç?..

Şahsi menfaatleri için, sen-ben kavgasına girişen eski dönem siyasilerinin yerini..

Şimdi “Sen bana ne dedin / Ben sana ne dedim” üzerinden, fındık kabuğunu doldurmayan konularla tartışan siyasiler almış oldu..

Ben olaya şöyle bakarım..

Melih Gökçek mi haklı?..

Bülent Arınç mı?..

Bu tartışmanın sonu nereye varır?

Açık söyleyeyim..

Bu tartışmanın sonu, Aydın Doğan’ın kağıt üçkağıdı davasının, beraat ile sonuçlanacağı sürecin başlamasına..

Ülkede yolsuzlukların zirve yapacağı dönemin başlamasına..

Kamu arsalarının, “okul”du, “dersane” idi bahaneleri altında talan edildiği günlere dönülmesine..

En önemlisi..

“Kan akmasına son verilecek” barış döneminin, tekrar geriye sarılıp, “savaş tamtamları”nın pervasızca çalındığı bir ülke haline gelmemize sebep olacaktır.

Ülkesini sevenler..

Hergelelerin oyununa gelmesinler..

Şahsi çıkarlarını, ülke çıkarlarının üstünde görenlerin oyununa gelmesinler..

Başörtü yasağını, 12 yılda kaldırabilen siyasi iktidar, “sen dedin, ben dedim kavgası” ile, ülkeyi tekrar darbecilerin eline teslim ederlerse, vebali birinin-ikisinin değil, hepsinin üzerine olur..

Turgut Özal Üniversitesi’ne verilen arsayı yazdığım için, bana sitem edip, “Hakkımı helal etmiyorum” diyen Melih Gökçek de..

“Şeyini şey ettiğimin” sözleri ile, düşüncesini açıklayamadığı günlerden bu günlere gelindiğini gözardı eden Bülent Arınç da, bence gerektiğinden fazla nefsî hareket ediyorlar..

Yanılıyor muyum? 

YeniAkit

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER