SİYASET

Ahmet Kekeç : Bu yazıyı oku şakirt

Tarih
23 Şubat 2015
İzlenme
3049 Kişi

23 Şubat 2015

Ben yazmadım... Örgütünüzün “operasyonel” amaçlarla kullandığı Taraf gazetesinin bir yazarı (Mücahit Bilici) yazdı. 

Rezervlerim olmakla birlikte (örneğin, Cemaatin Kürt meselesi konusunda fikir değiştirdiği ve yumuşadığı iddiası), verdiği mesajların çoğuna katıldığım bir yazı... 

Siz bu yazıyı (Mücahit Bilici’nin ne kadar içeriden biri olduğu bilgisine sahip değilim ama) yine de “içeriden” birinin özeleştirisi niyetine okuyun. Okuyun ama küfretmeyin. İnternet mecralarında demediğiniz lafı bırakmadınız çünkü adamcağıza... “Tayyip’in ajanı” bile dediniz.

Okuyun ve “söylenenleri” anlamaya çalışın.

Dışarıdan nasıl algılandığınızı görün.

Buyurun, sizi şöyle alalım (yer durumunu gözeterek, kendimce kısaltarak alıntılıyorum):

Her şeyden önce, insanları aptal yerine koymaktan vazgeçin. “Bu polisleri tanımıyoruz. Filankesin bizimle ilgisi yok” dedirten ve iktidar arzu ve ümidi ile meşrulaştırılan riyakârane yalanlara tenezzülden vazgeçin. İyi niyetle, böyle yalanlar dâhil çok kötü şeyler yaptınız. Yalana tenezzül yüzünden doğru davranışlarınız bile saygı görmüyor.

Cemaat olarak en büyük sorununuz kendi davanız dışında hiç kimse ve hiçbir şeye hakiki bir saygı duymuyor olmanızdır. Size yapılan haşhaşi iftirasının gerçekten de bir hakikat payı var. Davanız için adanmışlığınızı, fedakârlığınızı insanların başına kakmayın. Hizmet hesabına menfaat beklentisi dışında insanlara saygı duyabilme lüzumunu görün, öğrenin.

Her yeri sadece kendiniz için ele geçirme gayretinizdeki körlüğün, nezaketsizliğin, ötekine hürmetsizliğin ne derece yaralayıcı olduğunu bugün size düşman hâline gelmiş insanların çokluğunda ve size yapılan haksızlıklar karşısında çokların sizi şaşırtan sessizliğinde görün. Sizi iyi niyetle eleştiren insanlara karşı hemen saldırıya geçme refleksinden veya “saldırı altında olduğumuz böyle bir zamanda ne hakla bizi eleştirirsiniz” demekten vazgeçin. Saldırı altında olmadığınız zamanları da biliyoruz.

Eleştirilere sansür ve tehditle karşılık veriyordunuz. Başkasına sizin kavganıza veya davanıza tabi ve asker olmaya mecbur muamelesi yapan mağduriyet kibrinden vazgeçin.

İnsanları kazanmak veya kullanmak dışında üçüncü bir muhatap olma biçimine sahip olmadığınızın farkına varın. İnsanlara olduğu gibi saygı göstermeyi, onlara güçlüyken ve güçlü oldukları için değil zayıfken bile ve haklı oldukları için saygı göstermeyi asli bir beşeri sorumluluk sayın. Bilin ki her şey algı ve algı operasyonlarından ibaret değil. En başarılı imaj gerçeğin kendisidir. Hoşgörü imajı yerine hoşgörünün kendisine çalışın.

Mağduriyet ve mazlumiyet denizine düşerken bile Türk milliyetçiliği yılanına sarılmaktan, “Türk Solu” dergisine bile tutunmaktan, korunmak için Kemalist veya ülkücü kılıklara girmeye tenezzül etmekten vazgeçin. Siyasetçi gibi kıvırmayı gerektiren menfaatçilik yerine prensiplerle hareket edin. Manevra ve hile yerine mertlik ve dürüstlüğü şiar edinin.

Cemaatsel kibir ve bencilliğinizi bırakın. Hakkın tarafında olun ki hakkın tarafında olan tüm vicdanlar sizin tarafınızda olsun.

Başınıza ne geldiyse bilin ki Türk milliyetçiliğinden ve iktidar arzusundan geldi. Türk milletini (hiçbir milletin) hak etmediği roller ve kutsamalarla ve İslam’ın rağmına olarak pohpohladınız, kader ceza olarak siz meydan dayağı yerken o necip Türk milletinin kılını bile kıpırdatmadığını size gösterdi.

İktidardan değil ama kamuoyundan geçmiş hatalarınızdan dolayı özür dileme âlicenaplığını gösterin.

Çokluk ve güce değil, sözün doğruluk ve hakkaniyetine bakın.

Doğruysa alın, değilse saygıyla reddedin.

Star

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

  • YORUMLAR
  • Ayhan ŞEN

    23 Şubat 2015
    1 1
    Mücahit Bilicinin diğer yazılarını da okursanız cemaatle ilgisi olmadığını hatta bilakis cemaati en esaslı noktalardan analiz eden bir münekkit olduğunu görürsünüz Ahmet Bey!
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER