BİR: Epeydir sersem sepelek açıklamalarıyla dikkat çekmeye çalışıyordu ama bu sefer baltayı taşa vurdu.

İKİ: “Fuhuş” ve “fahişe”... Adamın en sevdiği iki sözcük... Lügatinden bu iki sözcüğü çıkar, konuşacak konusu kalmaz.

*

ÜÇ: Üniversitelere “fuhuş yuvası” dedikten sonra nasıl gidecek üniversitesine? Nasıl bakacak öğrencilerinin yüzüne?

DÖRT: Şundan eminim: AK Parti’nin önemli isimlerinden de tepki aldı ya... İşte onu asıl yıkan bu olmuştur.

*

BEŞ: Akit TV stüdyosunda söyledi bu lafı... Ettiği laf, öyle mide bulandırıcıydı ki... Akit TV’de bile “Hop! Ne diyorsun sen” türü tepkiler aldı.

*

ALTI: “Dine karşı din” diyordu ya Ali Şeriati... Bu adam şu yaptığıyla ayaklı din karşıtı bir propaganda makinesi gibi davranmış oldu.

*

YEDİ: Bu adam, “profesörlük” titrini de sorgulamaya açmış oldu. Hepimiz merak ediyoruz: Profesör olmak bu kadar kolay mı?

*

SEKİZ: Üniversiteleri “fuhuş yuvası” olarak gören bir zihin, üniversitelerdeki öğrencileri nasıl görüyordur acaba?

*

DOKUZ: Üniversiteleri “fuhuş yuvası” olarak gören bir adam, bir üniversite hocası olarak kendini nasıl konumlandırıyordur acaba?

*

ON: En büyük mutluluğum şudur: Adam bir anda marjinalin kralı oldu. Tek bir savunucusu bile yok. Süleyman Soylu gibi “Ohhh! Ohhhhh” diyorum.

TOM CRUİSE’UN İÇİNDEN BİR NAMIK ABİ ÇIKMIŞ

FİLM setinde korona önlemlerine uymayan set çalışanlarına esmiş gürlemiş Tom Cruise biraderimiz.

Esmelerinden gürlemelerinden birini Türkçeye tam olarak şöyle çevirmek mümkün:

*

“Bir daha tedbirlere uymadığını görürsem hepiniz s....r olup gidersiniz.”

*

Bizim eski mahallelerimizden birinde racon kesmeye meraklı bir Namık Abi vardı.

Arada kahvenin ortasında dikilir, aynı böyle cümleler kurardı.

Tom Cruise’un içinden bir Namık Abi çıkması bana enteresan geldi.

FİLM DEĞİL FİZİK DERSİ MÜBAREK

GEÇEN akşam nasıl yorgunum.

“Christopher Nolan’ın son filmi Tenet’i izleyeyim de biraz rahatlayayım” dedim.

Hay demez olaydım!

*

Film, bir fizik öğretmeni olarak Muharrem İnce’nin bile altından kalkamayacağı kadar kazık mı kazık bir fizik problemi gibiydi.

Çözmek, anlamak mümkün değil.

“Şu anda ne oluyor acaba” sorusunu sormadığım tek sahne olmadı.

Filmde gördüğüm her karakter için “Bu kimdi?” dedim durdum.

Öldüm öldüm dirildim filmi anlamaya çalışırken.

Film bittiğinde ben de bitmiştim.

*

Önce Ezel Akay... Şimdi de Christopher Nolan...

Korona yüzünden mi oluyor bütün bunlar?

NE DEMEK İSTİYORSUNUZ YAVUZ AĞIRALİOĞLU BEY

KEMAL Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olma ihtimali belirdi ya...

İYİ Partili Yavuz Ağıralioğlu, AK Partililere dönüp şöyle demiş:

*

“Kemal Kılıçdaroğlu’nu kolay aday olarak düşündüğünüz için Cumhurbaşkanı adayı yapmak istiyorsunuz.”

*

İlahi Yavuz Bey!

Bu açıklamanız üzerine Kemal Bey, size dönüp “Sensin kolay aday” derse...

Bunu hak etmiş olmaz mısınız?

GEÇ ARTIK BORON’A GEÇ BİR AN ÖNCE

ÜMİT Besen’in “Nikâh Masası” şarkısından yapılmış deterjan reklamını izlediniz mi?

Ben izledim ve ba-yıl-dım.

Ümit Besen’i pek severim. Nikâh Masası’nın hastasıyım. Bordan yapılan temizlik ürünlerinin destekçisiyim.

Bu üçünün birleşiminden yola çıkılarak yapılan reklama bayılmam normal.

*

Nikâh Masası şarkısını reklam için şöyle değiştirmiş Ümit Besen:

*

“Tat almak çok zormuş bunu bilince/Geç artık Boron’a, geç bir an önce...”

MUHARREM İNCE NASIL ERDOĞAN YALAKASI OLDU

MUHARREM İnce, sosyal medyada Amerikan yaptırımlarına karşı şöyle yazmış:

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti bağımsız bir devlet olarak hava savunma sistemi alıp almayacağını, alacaksa nerden alacağını başka devletlere sormaz. ABD’nin müttefiklik hukukuna uymayan yaptırım kararına karşı 83 milyon vatandaşımız birlik içindedir.”

*

Altındaki yorumlara şöyle bir baktım.

“Sen de mi Erdoğan yalakası oldun” falan diye bin türlü tezvirat.

Yahu adam ne yazsın?

“Amerika haklıdır, yaptırımlar yerindedir, yaşasın şanlı Amerika” mı yazsın? Böyle yazarsa “Bravo! İşte böyle Erdoğan karşıtı ol” falan mı denilecek? Ya sabır!

yazının devamı