GÜNCEL

Ahmet Hakan : Abdi’yi bitiren 4 dakika 30 saniye

Tarih
17 Kasım 2019
İzlenme
7626 Kişi

WASHINGTON yakınlarında “Diyanet Amerika Merkezi” var.

Erdoğan-Trump görüşmesinin hemen ardından işte bu merkeze geçtik.

Merkezin salonlarından birindeki büyük masanın etrafında toplandık. Kısa bir süre sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan içeri girdi. Toplantı masasının hemen karşısında yer alan ekrana baktı. Görevlilere “Video hazır mı?” dedi. “Hazır” cevabını alınca da “Hadi izleyelim” dedi.

*

Başladı gösterim.

Profesyonel bir yaklaşımla hazırlanmış bir videoydu bu...

PKK’nın bir dizi hain saldırısının görüntüleri vardı videoda. Çoluk çocuk demeden gerçekleştirilen katliamlardan sadece birkaçı, en can alıcı ve en etkileyici görüntülerle ekrana yansıyordu. Sonra da bütün bu saldırıların planlayıcısının görüntüsü beliriyordu ekranda: “Mazlum Kobani” diye tanıtılan Abdi adlı terörist.

En vurucu kısım ise en sona saklanmıştı:

 

Önce Bağdadi’nin görüntüsü, ardından Abdi’nin görüntüsü ve soru: İkisinin arasında ne fark var?

*

4 dakika 30 saniye süren video bitti. Hepimiz gözlerimizi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çevirdik.

Erdoğan, “İşte bu videoyu Trump’a izlettim. Senatörler de izledi” dedi.

Peki ya tepkiler? Erdoğan, “Trump’ın etkilendiğini gördüm” dedi.

Senatörler ise pek renk vermemişler.

*

Galiba Abdi için “videodan önce/videodan sonra” durumu söz konusu olacak.

Baksanıza, daha şimdiden ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi, “Abdi bizim için önemli değil. Biz kişilere destek vermeyiz. SGD güçlerine destek veriyoruz, o da geçici ve dönemsel” demeye başladı.

 

ERDOĞAN’I MAÇTA GÖRÜNCE PES DEDİM



CUMHURBAŞKANI Erdoğan, televizyon programlarına katıldığında...

Boş beleş bir soruyla muhatap olur:

“Efendim... Bu kadar enerjiyi nereden buluyorsunuz?”.

*

Hep yadırgamışımdır bu soruyu...

“Bu ne ya? Bu mu şimdi sorulacak soru? Soru mu bu? Allah Allah! Gazetecilik bu mu?” falan diye söylenmişimdir.

*

Dikkat! Dikkat! Washington gezisinden döndükten sonra olaya yaklaşımım değişti.

Nasıl mı değişti? Anlatayım:

*

Uçağımız İstanbul’a indiğinde benim halim şuydu:

Feleğim şaşmıştı... Sersem gibiydim... Kolumu kaldıracak takatim yoktu... Mecalsizlik illetine yakalanmıştım... Kedim Sekter’i bile okşayacak dermanım yoktu... Konuşmaya bile üşenecek haldeydim... Kafam resmen kazana dönmüştü...

Velhasıl kendimi yatağa atmak için yanıp tutuşuyordum.

İşte ben tam böyle bir durumdayken...

Bir de baktım ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, o akşamki milli maça gitmiş ve gayet zinde görünüyordu.

*

“Yok artık! Pes yahu pes” dedim ve ardından da “Efendim, bu kadar enerjiyi nereden buluyorsunuz” sorusunu zerre kadar yadırgamamaya ant içtim.

 

NE ZAMAN BİTECEK?

- Milli marşlarda rakip ülkenin milli marşına karşı ıslıklayarak sergilenen kabalık ve nezaketsizlik... Ne zaman bitecek?

- Hasbelkader Beyaz Saray’ı görmüş bir kişiye “Nasıldı abi? House Of Cards’taki gibi miydi” türü sorular sormak... Ne zaman bitecek?

- Trabzon gibi milliyetçiliğin ve dindarlığın kalesi haline gelmiş bir şehre yönelik densiz espriler, çirkin imalar... Ne zaman bitecek?

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

  • YORUMLAR
  • hursit dilaver

    18 Kasım 2019
    0 0
    0nları böşver 0VAL ÖFİSİ GÖRDUN MU 0NU ANLAT..gerisi hikaye
  • Asena

    17 Kasım 2019
    3 0
    Masaallah, de, be adam.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER