GÜNCEL

Abdurrahman Erzurum : Türk üsleri talep patlaması yaşayacak

Tarih
26 Mart 2018
İzlenme
3081 Kişi
Bu sıralar güzel günler yaşıyoruz.
Üstümüzdeki kara bulutlar birazcık aralanmaya başladı.
Hepimizin de bildiği gibi YPG terör örgütünün elindeki Afrin'i, teröristlerden temizlemek ve kardeş bölge halkını terör örgütlerinin zulmünden kurtarmak için, 20 Ocak günü başlatılan "Zeytin Dalı Harekâtı" başarıyla neticelendi.
İlk başlarda arkasında durduğunu zannettiği, boynundaki tasmayı tutan ellere çok güvenen kanlı terör örgütü kısa sürede karşısındaki gücün, DAEŞ’e benzemediğini, karşı koyamayacağı, kuvvet yetiremeyeceği bir güç olduğunu anlayınca daha ağır kayıplar vermemek için elinde tuttuğu Afrin’den kaçtı.
Daha dün haklarında methiyeler dizen Avrupa basını suskun ve üzgün..
Fransa'nın önde gelen yayın kuruluşlarından Le Figaro gazetesi bile PKK/PYD’nin Afrin’de yaşadığı hezimeti ‘Sonun başlangıcı’ olarak yorumluyor.
Geçmişlerinde Vietnam, Çeçenistan ve Afganistan direnişlerini yaşayan ve zor kurtulan Rusya ve Amerika ve olaya hala romantik pencereden bakan Avrupa, göklere yükseltilen bu YPG’nin kapasitesini ve kalibresini böylece anlamış oldu.
Herkes onların ne mal olduklarını anladı ama onlar hala hiçbir bağımsızlık mücadelesinin, onun bunun, hatta somutlaştırmak gerekirse bir ABD’nin, bir Rusya’nın bazen de Avrupa’nın kucağına oturmakla kazanılmayacağını anlamadılar.
Hala gidip çareyi Avrupa başkentlerinde arıyorlar.
Kimse bunlara sadece ve sadece kendi halkına ve orduna güvenmiyorsan maceraya girilmeyeceğini öğretmemiş. Ama onlarda zamanla öğrenecekler.
Bakın Barzani’ye.. Bağımsızlık kararı almadan önceki Barzani ile tek kurşun sıkmadan Kerkük’ten, Musul’dan kaçan ordusunu test eden Barzani aynı mı?
Bu coğrafyada ne yapacağını değil kiminle yapacağını iyi hesaplayacaksın. Kimin senin elinden tuttuğuna, neden tuttuğuna, ne zaman bırakabileceğine, bırakırsa neler olabileceğine dikkat edeceksin. Bunları bugüne kadar hesaplamayanlar artık yaşadıklarından ders almalıdırlar.
Bundan sonra bölgedeki tüm dengeler değişti. Şimdi artık tüm oyunların içinde Türkiye var. Açıkca “Ülkeme karşı plan kuran eli de, tutan eli de kırarım” diyen bir bölgesel aktör canlandı yeniden.
Ben bu düşünceye Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı ile elde edilen askeri başarılar sonucunda varmış değilim.
Azez ve Afrin harekâtı sonrası devletimizin bu bölgelerde tesis ettiği güven, huzur ve adalet ortamı sonrası bölge halkının Türk askerini kurtarıcı olarak görmesi her şeyden daha önemlidir bence.
Tel Rıfat halkı gösteri düzenliyor ve Türk Ordusunu çağırıyor. Menbiç kaynıyor, Arap aşiretler Türkiye’nin bir an evvel Menbiç’i de kurtarması için çağrıda bulunuyorlar. Bölge halkları Türk askerini “kurtarıcı” olarak görüyor.
İşte asıl üzerinde durulması gereken yer burası bence.
Bir yeri silahın gücü ve asker sayısı ile alabilirsin ama orada doğru şeyler yapmazsan çok fazla orada kalamazsın.
İşte örnek Amerika..
Bakın binlerce kilometre öteden sözde demokrasi getirmek coğrafyamızdaki halkları özgürleştirmek ve yine sözde despot idarecilerden kurtarmak için gelen ABD’nin müdahale ettiği ülkeler ortada.
Afganistan, Irak, Suriye ve birçok Afrika ülkesi…
Milyonlarca can kaybı, trilyonlarca liralık mal kaybı, kültürel ve tarihi mirasın yok olması, çalınması, tecavüzler ve dinmeyen gözyaşı…
Biz dün ortaya çıkmış bir millet değiliz.
Biz Bir Müslüman ile Rum arasında çıkan kavgada haksız olan Müslümanı cezalandıran bir beyin torunlarıyız.
Mayamızda olan adalet, mazluma sahip çıkma duyguları o gün nasıl Karacahisar pazarını bölgenin en önemli ve adil pazarı hale getirdiyse, bölge halkları gönüllü olarak Osmanlı idaresine geçmeyi istediyse, Bizans halkı neden Osmanlı’yı tercih ettiyse şimdi de aynısı olacaktır.
Oluyor da..
Azez'den İdlib'e giderken teröristlere büyük araçlar için 1000, küçükler için de 500 dolar fidye vermekten kurtulan Azezli kardeşim için en büyük ülke Türkiye’dir.
Evlerinden atılan, sürgüne yollanan şimdi evine dönebilen Afrinli kardeşim için tek dost ülke Türkiye tek dost millet Türklerdir.
Bakmayın ipleri başkasında olan birkaç yöneticinin Türkiye’ye karşı diklenmesine. Hepsi tercihlerinin, hainliklerinin hesabını kendi halklarına bir bir ödeyecekler.
Artık şartlar değişti. Harita üzerindeki sınırlarımız çizilmiş olsa da artık etki alanımız 1. Dünya Savaşı öncesi sınırlarına geri dönüyor. O günden bugüne yapılan tüm emperyalist planlar alt üst oluyor.
Gittiği her yerde artık Türk askeri “Vefalı Türk geldi” namıyla anılıyor. Hem bu sefer eğitim ordusuyuz deyip başka ülkelerin ajanlığını yapmak için değil. Barış ve refahın güvencesi olarak geliyor.
1950 yılında Kore Savaşı ile başlayan barış ve huzur mücadelemiz, Somali, Bosna Hersek, Adriyatik Denizi, Arnavutluk, İran-Irak, Kuveyt, Doğu Timor, Gürcistan, Afganistan, Katar, Suriye ve Sudan ile devam ediyor.
Türkiye bir asır önce Osmanlı’nın çıkarıldığı toprakları yeniden etkilemeye başladı. Savunma sanayindeki yerli ve millileşme çalışmalarının ardından alınan başarılar Türkiye’yi kararlarını almada daha da özgürleştirdi.
Türkiye 15’e yakın ülkede konuşlandığı askeri güç ile güçlü bir konuma sahip oldu. Özellikle Ortadoğu, Kafkasya ve Balkanlar’da oluşturulan askeri üsleri harita üzerinde incelerseniz ne dediğimi daha iyi anlayabilirsiniz.
Askeri üs deyince akla ABD geliyor. Onu Rusya, Fransa ve İngiltere izliyor. Bu üslerin bulundukları ülkelerde tek amaçları kendi ülke menfaatlerini korumak. Adalet, huzur, refah gibi en ufak kaygıları yok.
Türkiye ise askerinin bulunduğu dost ve müttefik ülkelere, barış ve refahın güvencesi olarak gidiyor.
İşte Katar örneği ortada..
Katar’daki Türk Üssü’nün Katar’a uygulanan abluka ve darbe girişimini önlenmesindeki başarısı Katar halkı için büyük dostluk örneğiydi.
Alın size bir başka örnek Somali..
Mogadişu'da Somali ordusunu eğitmek üzere Türkiye tarafından yapılan Somali Harp Okulu, Astsubay Okulu ve Birlik Eğitim Merkezi kardeş kanının döküldüğü ülkeye yapılan en büyük yardımdır.
Somali Savunma Bakanı General Abdulkadir Ali Dini’nin de dediği gibi çok yakında Somali Ordusu güçlü bir şekilde geri dönecekse bunun mimarı Afrika'da askeri üsse sahip 5 ülkeden biri olan Türkiye değil midir?
Ya bugün Türk askeri gücü olmasa ABD başta olmak üzere hiçbir batılı askeri gücün barınamayacağı Afganistan’ın Türkiye sevgisi..
Halkını öz halkından ayrı görmediği Bosna ve Kosova halkının değeri, Türk milleti için petrol ile maden ile ölçülebilir mi?
İki devlet tek millet bildiğimiz dost ülke Azerbaycan’da Türk askerlerinin varlığı son dönem Ermenilere karşı alınan başarılı sonuçlarla ortaya çıkmıyor mu?
Yaklaşık 40 bin askerimizin aktif görev yaptığı Kıbrıs’ta bu millet kendi namusu gördüğü için yüzlerce evladını şehit vermiştir.
Neticede nerede bir Türk üssü varsa orada amaç huzur ve barıştır. Bugün bazı ülkelerin kukla yöneticileri “Türkiye, Osmanlı hegemonyasını diriltmeye çalışıyor” diye efelense de bölge halkları Türklerin neden oralarda olduğunu ve neler yaptığını biliyor.
Bugün Savunma kaynakları, başka ülkelerden de talepler geldiğini belirtiyor.
Afrika’nın Hac Kapısı olarak bilinen Sudan Sevakin Adasını yeniden restore ederek hizmet verebilir bir hale dönüştürmeyi isteyen Türkiye asker güç olarak davet ediliyor.
ATAK Helikopterini almak isteyen dostumuz Pakistan, Malezya, Endonezya ve Suudi Arabistan sırada bekliyor.
Görünüşe göre bu talep ve büyüme hızla artacak.
Bunları biz istemedik. Siz ülkemizin içinde örgütlerinizi, medyanızı, hocalarınızı bize zarar vermek için kullanırken düşünecektiniz.
Şimdi bunları tek tek teslim alan Türkiye oyunu dışarıya taşıyor

Ajanshaber
26 Mart 2018

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

  • YORUMLAR
  • Mustafa Kara

    27 Mart 2018
    3 0
    Çok güzel bir tespit, güzel bir yazı...
  • Yavuz Selim

    26 Mart 2018
    0 1
    Doğrusu Doğu Timor'da nasıl bir mücadele verdiğimizi anlayamadım. Dış güçler yakın tarihte orayı Endonezya'dan ayırdı diye biliyorum. Ayırmalarının altındaki asıl sebep Avustralya için Endonezya'ya karşı ileri karakol vazifesi üstlenecek bir nevi israil statüsünde kukla veya korsan bir devlet oluşturmak istemeleriydi. Orada bir etkenliğimix olduğunu sanmıyorum.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER