GÜNCEL

Abdulkadir Selvi : Çatışarak çözümü bitirme stratejisi

Tarih
19 Ekim 2014
İzlenme
792 Kişi
19 Ekim 2014...
'Vuruşarak çekilme' sözünü Mümtaz Soysal hediye etmişti, Türk siyasetine.
Kandil ise, çözüm sürecini, 'Çatışarak bitirme' taktiğini izliyor.
Yazık oluyor çözüm sürecine...
Çünkü çözüm süreci ciddi bir tehditle karşı karşıya.
Oysa şu sıralar çözüm sürecinde ikinci aşamanın tamamlanmasını konuşmamız gerekiyordu.
Geri çekilmenin denetlenmesi için oluşturulacak mekanizmalar.
Sonra üçüncü ve nihai aşamaya geçecektik.
Silahlara veda, siyasete merhaba süreciydi.
Hâlâ da bu umudumuzu koruyoruz.
Ama umutlu olmak, hayalci olmayı gerektirmiyor. Umutlu olmak aynı zamanda gerçekçi olmayı öğretiyor bize.
Öcalan'ın mektubunun okunduğu 21 Mart 2013 Nevruzu ile o dönem Başbakanımız olan Recep Tayyip Erdoğan'ın Şivan Perver'li, Mesut Barzani'li Diyarbakır ziyaretindeki iklimle, Kobani bahane edilerek 38 insanımızın katledildiği 7-8 Ekim olaylarının yaşandığı iklim aynı değil.
Çözüm sürecinin ikinci aşamasına geçilmesi için yasal alt yapı anlamında iki önemli düzenleme yapıldı.
Çözüm sürecini yasal güvenceye kavuşturan 6 maddelik yasa, 15 Temmuz'da resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi.
1 Ekim tarihinde ise çözüm sürecini kurumsal bir yapıya kavuşturan iki ayaklı, 'Çözüm Süreci Kurulu' ile 'Kurumlar arası İzleme ve Koordinasyon komisyonları' kuruldu.
Eşzamanlı olarak çözüm sürecinin 'Yol haritası' Kandil ve İmralı'ya sunulmak üzere HDP'ye iletildi.
Bunlar, 'Merdiven teorisi' ile karşılıklı güvene dayalı adımların atılması esasına dayanan çözüm sürecinin çok önemli adımlarından biriydi.
Peki ama yasal ve kurumsal anlamdaki düzenlemelere rağmen 7-8 Ekim olaylarını yaşamış bir ülkede, HDP-PKK çizgisinin karşı adımları atmalarını bekleyebilir mi?
Şu anda o zemin var mı?
Çözümün arkasındaki en önemli irade Cumhurbaşkanlığı ve hükümet. Çözümün diğer tarafında ise İmralı ve Kandil yer alıyor. Siyasi irade ikinci ve üçüncü aşamanın yasal zemini ve yol haritası ile meşgulken, Kandil için aynı şeyi söyleyebilir miyiz? Ya da İmralı ile Kandil çözümden aynı şeyi anlıyor mu?
Kobani bahane edilerek çıkan olaylarda şunu gördük ki, çözüm sürecinde daha ileri aşamalara hazır olan bir Öcalan ama çözüm yerine savaşı tercih eden bir Kandil var.
O nedenle CNN-Türk'te Şirin Payzın'ın programında çözüm sürecinin geleceği açısından Öcalan'ın konumunu yeniden tartışmamız gerektiğini söyledim.
Benim bu önerimi alıp Öcalan'ı başka cezaevlerine nakledenler çıktı, Öcalan'ı resmi müzakereci konumuna taşıyanlar çıktı. Bunların hepsi benim dışımda başka yayın organlarının altına imza attıkları haberlerdi.
Benim önerim çok farklı.
Benim önerim çözüm sürecini kurda kuşa yem etmemeyi amaçlıyor.
Çözüm masasının bir tarafında PKK çizgisi yer alıyor. PKK'nın yaşayan lideri olan Öcalan, çözümün arkasında güçlü bir irade olarak duruyor. Bunu en son 7-8 Ekim tarihlerindeki, 'Kalkışma' sırasında gördük. Diğer yanda ise Kobani üzerinden çözümü dinamitlemeye çalışan bir Kandil var. Kürt mahallesi, İmralı-Kandil ve HDP ayaklarından oluşuyor. Benim önerim, 'Savaşa biz barışa Öcalan karar verir' diyen, işbaşına geldiğinde ilk iş olarak geri çekilmeyi durduran ve 'geri çekilen güçleri yeniden Türkiye'ye gönderdik' diye hasmane açıklamalar yapan, Kobani üzerinden çözüm sürecini bozmaya çalışan Cemil Bayık'ın başında olduğu Kandil'e karşı Öcalan'ın konumunun tartışılmasını önerdim. Sözlerimin arkasında duruyorum.
Çözüm sürecinin karşı karşıya olduğu tehlike, karşı mahallede güç dağılımını etkileyecek bir müdahaleyi zorunlu kılıyor.
Çünkü;
1-PKK içerisinde en önemli güç silahlı unsurlara komuta eden Kandil. Yok yok bu tanımlama eksik olur. Silahlı yapılanmadan, siyasi harekete, Avrupa'dan, Suriye'deki YPG'ye ve ticari işletmelere kadar tam 50'ye yakın birimin başında Kandil yer alıyor. 50 civarındaki birim her gün düzenli olarak Kandil'e tekmil veriyor, talimat alıyor, eylem planlarını onaylatıyor. Kandil, bu hareketin beyni, karargahı, karar mercii.
2-Ama Öcalan'ı açıktan hedef alamıyorlar. PKK'nın beslendiği kaynak halk. Kürt kamuoyunda ise Öcalan'ın karşılığı var. O nedenle Öcalan'la açıktan ters düşemiyorlar.
Ayrıca Öcalan'ın Kandil üzerinde bütünleştirici bir rolü var.
3-Yabancı güçler, İmralı'da olması nedeniyle Öcalan'a ulaşamıyorlar ama PKK üzerinde çok büyük etkileri var. Kandil bugün ben silahı bıraktım dese onu engellemek için her şeyi yapacaklarından şüphe yok.
Amaçları tarihi Türk-Kürt ittifakını engellemek.
Hedefleri tarihi Kürt-Türk yürüyüşünü daha doğmadan boğmak.
Ayrıca işin bir de Suriye ve IŞİD boyutu ortaya çıktı.
Suriye sürecinde PKK kartını kullanarak Türkiye'yi tedip etmeye çalışıyorlar. Kurban bayramı sırasında bölgede yaşadıklarımız normal bir şey değildi. Bir kalkışma provasıydı. Türkiye'ye istedikleri taktirde bölgeyi yangın yerine çevirebilecekleri mesajını verdi. Dert Kobani değil, dert Suriye müzakerelerinin başladığı bir sırada Türkiye'ye mesaj vermek.
Türkiye'nin en önemli barış ve medeniyet projesi olarak çözüm sürecinin avucumuzun içinden kaymaya başladığı kaygısını taşıyorum. O nedenle yarın Başbakan Davutoğlu ile Akil İnsanlar Heyeti'nin bir araya gelmesini önemsiyorum.
Sondan bir önceki çıkış noktasında değiliz ama çözüm sürecinde irade tazelemeye ve artık bu işi nihayete erdirecek mekanizmaları işletmeye ihtiyaç var.
Yarın geç olmadan...
Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER