Masa da masaymış ha

Bana mısın demedi bu kadar yüke

Bir iki sallandı durdu

Adam ha babam koyuyordu

6’lı muhalefet masası haberlerini okurken niyeyse aklıma hep Edip Cansever’in bu şiiri geliyor.

Nasıl gelmesin ki... Bizim muhalefetin masası da Cansever’in masası gibi sallanıyor. Alttan gelen baskıyla üzerindeki yük giderek artıyor.

İyi Parti’de ülkücü kökenli Yavuz Ağıralioğlu ve Koray Aydın’ın tasfiyesiyle sonuçlanan değişimi 6’lı masaya yoranlar çok. Rivayet o ki Akşener partisine 6’lı masaya göre yeni bir yön çiziyor.

O yönde ne olduğunu İyi Partili Nuri Okutan açıklıyor: Bu değişikliklerle beraber MHP ile yarışan bir İyi Parti yerine merkeze sağlam adımlarla yerleşen bir İyi Parti göreceğiz!

Niyeyse o merkezde Kavala ve Demirtaş’a özgürlük isteyen LGBT savunucularına yer var ama siyasi kimliğini “Türk Milliyetçisi” olarak tanımlayanlara yer yok!

CHP’de de durum farklı değil. Ankara kulislerinde CHP’nin MYK’sında da 6’lı masaya uygun bir değişikliğin yakın olduğu konuşuluyor.

MYK’de en az üç ismin değişeceği belirtiliyor. Bu isimlerden ikisi 6’lı ittifak görüşmelerinde aktif rol oynayan parti yöneticileri.

Akşener ve Kılıçdaroğlu’nun partilerini masaya göre dizayn etmeleri anlamlı. Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için liderler düzeyinde bir uzlaşı sağlanmış gibi görünüyor. Bu uzlaşıya zarar verme potansiyeli olan herkes tasfiye edilecek. CHP’de İmamoğlu ile yakın olan ya da ortada duranlar topun ağzında.

Tabii tek gerekçe bu değil. Açıktan söylemeseler de 6’lı masanın sakinleri HDP’yi kızdırmak istemiyor.

CHP’deki Atatürkçüleri, İyi Parti’deki ülkücüleri oyunun dışına iten faktör HDP değilse nedir?

Bilen varsa anlatsın.

Alkışlar Mansur Yavaş’a

Seçildiği günden beri verdiği yeni tarz siyaset derslerine Eko İklim Zirvesi’nde bir yenisini eklediği için.

Zirveyi sadece iletişim becerisiyle kişisel şovunu yaptığı bir platforma dönüştürdüğü için.

Eski bir ülkücü olarak aşırı tarafsız yoldaş medyaya “Eko İklim Zirvesi’nde Yavaş’a AK Parti ilgisi” başlıklı akla ziyan yazılar yazdırabildiği için.

Düşünün... O zirvede konuşulan, görücüye çıkan, Türkiye’nin gurur duyduğu ne kadar proje varsa altında AK Parti hükümetlerinin imzası var. Ama alkışları Yavaş topluyor!

Erdoğan nefretinin gözünü kararttığı Beren Saat-Kenan Doğulu çiftine “İyi Niyet Elçisi” ödülü veriyorlar! Yandaş medyaları haberi “Beren Saat-Kenan Doğulu bakanlara tepki gösterdi, salonda alkış koptu! Ödüllerini Mansur Yavaş’tan aldılar” diye duyuruyor!

Beren Saat eline tutuşturulan kâğıttan önce milliyetçi-muhafazakâr sosyolojiye kinini kusuyor, sonra da Türkiye’nin teknolojide, bilişimde geri kaldığını iddia ediyor! RTÜK Başkanı hariç kimse çıkıp iki çift laf etmiyor bu saygısızlığa!

İlginçtir, Beren Saat o notu okumadan 24 saat önce Yavaş’ın yakın adamı Halil İbrahim Yılmaz başka bir Türkiye anlatıyor ekranlarda: Bu zirvede geri dönüşümden güneş enerjisine, elektrikli bisikletten Türkiye’nin gururu yerli otomobil TOGG’A kadar hepsi sahne alacak. TOGG dünyanın yeni yıldızı, yüzde 97 toplumsal desteği var TOGG’un” diyor Yılmaz! Ve ekliyor: Ankara dünyaya başkentlik yapacak bir altyapıya sahip!

Hangisi doğru söylüyor sizce? Beren Saat mi, Halil İbrahim Yılmaz mı?

Farklı şeyler söyleseler de durdukları yer aslında aynı. AK Parti ve Erdoğan karşıtlığında buluşuyorlar. Beren Saat’in oraya getirilmesi de eline tutuşturulan notta yazanlar da tesadüf değil.