31 Ekim 2015

“Hocam'ın bir gülümsemesine servetimi bağışlarım” demişti. Bir süre önce “akın, akın” Londra'ya kaçtı. Halen firarda! “Suçlu değilim” diyor.
Öyleyse, neden kaçtı? Niçin, hala daha kaçmaya devam ediyor?
-Cevap, yok!
*
Akın İpek'e ait Paralel Bugün; birkaç yıl evvel bazı gazeteciler gözaltına alındığında, “Basın kadar Yargı da hür” diye manşet atmıştı.
O manşetin alt başlığında, şu satırlar okunuyordu:
“Gazeteciler, gazetecilik faaliyeti nedeniyle baskı altına alınıyorsa hepimiz karşı çıkarız. Ancak, basın özgürlüğü bazı illegal oluşumların şemsiyesi yapılamaz. Bırakın yargı kararını versin.”
*
Şimdilerde, Koza İpek Grubu'na yönelik operasyona “Özgür Medya'ya Baskı” yaygarasıyla mukabele ediyorlar. “Medya'ya Darbe” yalanıyla gürültü koparıyorlar…
“Bırakın yargı karar versin” diyebilmeyi akıllarının ucundan bile geçirmiyorlar. Böyle diyenlere de ateş püskürüyorlar!
*
“Özgür Medya”ya değil; Paralel Yapı'ya dokunuluyor!
Paralel Suç Örgütü'nün medya ayağında yer alan kimi gazete ve televizyonlara kayyum atandı.
“Kara para aklanması, mali tablolarda sahtekârlık yapılması, sahte belgeler düzenlenmesi, himmet paralarının altın üretiminden kazanılmış gibi gösterilmesi, FETÖ'ye medya desteği sağlanması vs.” gerekçeleriyle Koza-İpek Grubu'nun şirketlerine kayyum atanmışken; “Özgür Basın Susturuluyor!” numarasıyla, illüzyonuyla, düzenbazlığıyla psikolojik harekât icra ediliyor.
Biteviye “hukuksuzluktan” söz ederek, “algı mühendisliğine” kalkışanlar; Türkiye'deki hukuk düzenini Pensilvanya'ya bağlamak suretiyle yoldan çıkaranlardır, mefluç edenlerdir.
Onların Hukuk'tan anladığı mı; hükmü Locafendi'nin verdiği, bir başka deyişle “onun iki dudağı arasındaki” sözde Hukuk'tur!
Yani? Bir bakıma, “Guguk Düzeni”dir!
*
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kendisine savaş açan Paralel Devlet Yapılanması'nın varlığına göz mü yumacaktı? Sessiz mi kalacaktı?
Paralel Yapı'nın illegal faaliyetlerine, suç işlemesine müsamaha mı gösterilecekti?
Hükümete, devlete, Bağımsız Türkiye'ye topyekün savaş açan Paralel Yapı'nın gazeteleri ve televizyonları kesinlikle “Özgür Medya” değildir. ABD ve İsrail'in piyonu Paralel Medya işbu “savaş”ın medya ayağıdır.
“Sansürcülüğün Kalesi” Paralel Medya; Terör, Casusluk ve Suç Örgütü'ne “manşetleriyle, sütunlarıyla, sayfalarıyla yardım ve yataklık yapan” öylesine bir medyadır!
*
Bağımsız Müslüman Türkiye'ye karşı; ABD ve İsrail ile İçerideki Baronsal Gladio'nun namı hesabına 17 ve 25 Aralık 2013'te Paralel Darbe girişiminde bulunanlar, Anayasa'yı askıya almak istemişlerdir.

Şayet, bu darbe girişimi başarılı olsaydı; Paralel Örgüt, 242 kişiyi uydurma Tevhid Selam Örgütü mensubu olmakla suçladıktan sonra, attıkları bu iftirayı müteakip “siyasetçilerden gazetecilere kadar” onca masum insanı hapislerde çürüteceklerdi! 10 bin sayfalık iddianamede Paralel Kumpas'ın bütün detayları yer alıyor.

Şu sıralar, “Özgür Medya'ya Kanlı Darbe” diye kuyruklu yalanları pazarlayıp farfara yapanlar…
“Kendi kafalarına uymayan” masum gazetecilerin hayatlarını “terörist” iftirasıyla karartmayı, mahvetmeyi planladığı belgelenmiş olan Paralel Örgüt'ün mensubudurlar!
*
Önceki günkü Yeni Şafak'ta yer alan çarpıcı bir haberde “Paralel Yapı'nın üst düzey isimlerinden N.İçel'in, özel sohbetlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın öldürülmesi gerektiğini söylediğinin, Emniyet kayıtlarına geçtiği” vurgulanıyordu!
Sözü edilen Paralel İmam, İpek'in gazetesindeki Paralel Savcı'yı vaktiyle “Gülen'in talimatıyla” nasıl yazar yaptırdığını da anlatıyormuş:

O Paralel Savcı için “Gazeteye, televizyona benim hediyemdir!” diye övünüyormuş…
İpek'in gazetesindeki sütununda ısrarla uydurma Tevhid Selam örgütünden söz eden, geçmişteki laik aydın cinayetlerini bu hayali örgütle ilişkilendirme yalanına sarılan ayrıca AK Parti'yi işbu 'olmayan' örgütle bağlantılı göstermeye çabalayan mı?
Bir ay kadar önce tutuklanan, mevzubahis “Paralel Yazar Mister S'avcı” idi!

Akşam