Washington yolundan bir yazı...

“Bizim taraflarda” kalem oynatan Fransa patentli bir köşe yazarı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, “casusluk sanıkları” lehine mahkeme basan konsoloslara tepki göstermesini yadırgamamış!..

Saldırıyor; 

Recep Tayyip Erdoğan zihniyeti bir “kara delik” imiş!..

“Değişime öncülük” iddiasındaki bir “Lider”in böyle davranması çok “acı” imiş!..

Bir de “Doğu Perinçek” zihniyeti ile “paralellik” kurmaya kalkmış ki, müthiş!..

•

Ne savrulmalar, ne savrulmalar!..

“Arkadaş”ımız, “Lahey yaygarası”ndan pek etkilenmiş olmalı, yeni mevzi arayışı tam gaz.

Bu “arkadaş” bir başka konsolos grubu da DAİŞ sanıkları lehine mahkeme bassa aynı şeyleri mi yazacak acaba?

DAİŞ sanıkları lehine mahkeme basan konsolosları mı savunacak?..

DAİŞ’e yönelik operasyonları kınayan bir “akademisyen bildirisi” yayınlansa nasıl bir tavır takınacak?

Fransa’nın kara listesine girmeyi göze alabilecek mi acaba...

İki terör saldırısı oldu diye tanklara terk edilen Paris caddelerine “gidememek” de var işin ucunda, değil mi ya!..

•

Sayın Cumhurbaşkanı bir sohbette...

“Bunca tarih okuduk, bunca olay yaşadık... Böyle bir dönem var mıdır acaba, böylesine bir şer organizasyonuna bir başka dönemde rastlanmış mıdır?” demiştik de...

“Yok, böyle bir dönem hiç olmadı. Böylesine bir ihanet organizasyonunun eşi benzeri yoktur” çerçeveli bir karşılık vermişti Reis.

O sohbetten bu yana organizasyon daha da güçlendi.

Türkiye güçlendikçe karşı duruş da güçlendi.

•

Şu ABD seyahati öncesinde yaşananlara bakıyoruz;

PKKlılar, DAİŞ’çiler, Paralelciler; AB ve ABD’deki etkili lobilerin, İran ile Rusya’nın tam destekleriyle ne  “ihanet” organizasyonları gerçekleştiriyorlar.

DAİŞ uçak kaçırıyor, paralel yapı ve PKK, Cumhurbaşkanımıza “karşılama gösterisi” düzenliyor, DAİŞ ve PKK sırayla vuruyor İstanbul ve Ankara’yı...

Organize işler!

•

Operasyon çok büyük, emsali yok...

Hürriyet yazarı Erdal Sağlam geçtiğimiz günlerde, “Erdoğan’ı küresel sömürünün çanına ot tıkadığı için yemek istiyorlar!” yollu bir şeyler yazmıştı.

“Tıpkı Erbakan Hoca” gibi..

Bu doğru...

Organizasyon çok büyük, çok kapsamlı, görülmemiş çapta...

Bu da, Türkiye’nin ne kadar büyüdüğünü, ne kadar güçlendiğini gösteriyor.

Dünyanın bütün zalimlerinin birleşmesi, mazlumların yegane hamisi Yeni Türkiye’ye karşı...

Yunan Dışişleri Bakanı İsrail medyasına konuşmuş;

“Biz Osmanlı’nın geri gelmesinden korkuyoruz!” diyor.

Mevzu bu!..

•

Dostlar, geçtiğimiz günlerde bu gazetede bir makale yayımlanmıştı.

Gözünüzden kaçmışsa yazık, hemen geri dönüp açığı kapatmalısınız.

Sayın Yaşar Baş’ın “Testi kırılmadan!” başlıklı yazısını mutlaka okumalısınız.

Orada çok önemli uyarılar vardı...

Diyordu ki Sayın Yaşar Baş özetle;

“Türkiye’deki muhalefet partilerinden bir numara çıkmaz... Türkiye’yi buralardan vuramazlar. Türkiye’yi vururlarsa AK Parti içindeki (ve çevrelerindeki) iktidar mücadelesinden vururlar. Herkes aklını başına alsın!..

AK Parti çevrelerinde bir bölünme olursa, memleket yan yatar, fena batar!”

Aynen öyle...

Bütün şer odaklarının birleştiği bir dönemde, “bu taraf” bölünürse fena...

Önce sarsıntıları gördük; birtakım kifayetsiz muhterisler çabuk düştüler tuzağa...

O kadar aceleci davranmayıp “zemini yoklayanlar” da var, sağda solda “Recep Tayyip’i çekiştiren” bu tiplerin alttan alta nasıl çalıştıklarını bir ölçüde hissediyorsunuzdur.

Ben hissetmiyorum biliyorum!..

Sakat işler dönüyor, çok sakat!..

Yeni Akit
30 Mart 2016