Evlenen kadın ve erkek, yeni bir aile olabilmenin sorumluluklarını kuşanırlar. Aile olmanın gereklerinden birisi de, eşlerin ihtiyaçlarını meşru ve münasip ölçüler içinde giderilmesidir. Bu ihtiyaçlardan en önemlisi, sevgi ve değer görme ihtiyacıdır. Karnının doymasından daha acil olan sevilme ve ilgi görme ihtiyacı, eğer eşler tarafından giderilmezse, insanın bazen çocuk gibi olan tarafı hemen kaymaya müsait bir hale gelebilir. Zaten toplumsal yaşama biçimi ve kendi ellerimizle zihnimize, gönlümüze ev sahibi gibi yerleştirdiğimiz yanlış inanç ve alışkanlıklarımız, gördüklerimize benzememiz için zihnimizin yollarını aşındırmaya başlarlar.

Son zamanlarda çok görülen bir durum, eşlerin biri birleriyle değil de başkalarıyla daha çok ilgilenmeleri ve biri birlerini ihmal etmeleri. Bu kadın ve erkek için değişmeyen bir ihmal durumunda ne yazık ki. Bu yazımda erkekleri ele alacağım, inşallah diğer yazımda da kadınlardan söz edeceğim.

Erkek eve geldiğinde kendisini televizyonun başına atar, bir elinde telefon diğer elinde kumanda, yatana kadar bunlarla ilgilenirse, o evde sohbet, hal hatır etme ve paylaşım mümkün olur mu? Ailesinin bir dediğini ihmal etmez fakat evindeki kırık bir sehpa alınacak diye günlerce kavgasını yaparsa, ev dışı ziyaret deyince sadece anne babasına gidip gelmeyi anlar ve bunun dışındaki faaliyetlere kapalıysa; eş ve çocuklar babalarıyla ne zaman vakit geçirecekler ve bu evin ihtiyaçlarını kim görecek?

Hanımı, “Benim seninle özel zaman geçirmeye ihtiyacım var. Ne olur baş başa biraz zaman geçirelim. Bana güzel sözler söyle, bana dokun, sarıl, senin sevgini hissetmeye ihtiyacım var.” dediğinde, ‘Ben sevgi falan gösteremem. Ben buyum, beni böyle kabul edeceksin. Benden bu kadar, başının çaresine bak.’ Dediğinde, o kadın ne yapsın? Hangi doktora, hangi uzmana ve hangi kuruma müracaat etsin? Bir erkek evde başta eşi olmak üzere, çocuklarının sevgi ihtiyacını gidermek zorunda değil mi? Başının çaresine bak derken? Boşansın mı? Üç tane çocuk var. Harama mı bulaşsın, o Müslüman bir kadın. Ya da içe dönüp eşinden ümidini kesip bunalıma mı girsin? Ne yapsın?

Sevgisizlikten bunalıma giren kadınların ve hatta ayağı kayıp yanlış ilişkilere bulaşan kadınların sayısı zannedilenin çok üzerinde. Bunun baş sorumlusu eşi değil midir?

Anneler babalar çocuklarını sevgi ile büyütmediğinde, evlendiğinde aile olabilmeleri için desteklemediğinde, bilakis yanlış yönlendirmeler yaptığında, daha çok aile ocağı sönecek, daha çok kadın bunalıma girecek ve daha çok erkek Allah’a (cc) verecekleri hesaplarını kabartmaya devam edeceklerdir.

Evlilikte kadına ve erkeğe ne düşüyor bunu mutlaka öğrenip, eşler bir birlerinin ihtiyaçlarını karşılamak için azami dikkat etmelidir. Allah (cc) her ihmalin bedelini kuluna fazlasıyla ödetir, bunu bilincinde olarak, eşimize Allah’ın (cc) emaneti diye bakmalı ve gözümüz gibi korumalıyız. Yoksa şu üç günlük dünya hayatında, tatlı olabilecek ağzımız acı, huzurlu olabilecek yuvamız huzursuz olacaktır. Ömür tek kullanımlıktır.

yazının kaynağı