SİYASET

Salih Tuna : Kimle dans ettiğinizi bilmiyor musunuz yoksa?

Tarih
02 Mayıs 2016
İzlenme
2582 Kişi

"Direniş cephesini” tahkim etmek yerine, “bozgunculuk” yapanların işine yarayacak şekilde “laiklik” vs. gibi tartışmalara neden oluyorsak ya karşı karşıya olduğumuz tehlikeyi hâlâ fehmedemiyoruz ya da kimlerle dans ettiğimizi bilmiyoruz demektir.

Karşı karşıya olduğumuz tehlike…

Türkiye'nin tarihin nesnesi olmaya ilanihaye mahkum edilmesi, tarih önüne çıkma cesaretinin hepten kırılması, milli dinamiklerinin bir daha “dirilemeyecek” denli tarumar edilmesidir.

Hülasa, Türkiye'nin diz çöktürülmesidir.

Bunun için de “çok uluslu ebucehiller” bir süredir son derece sistemli şekilde saldırmaktadırlar.

Müstekbirler saldırırken bozgunculara düşen görev, (Irak işgali için “ABD demokrasi götürüyor” diye PR yapan sömürgeci aydınları gibi) bu saldırının demokrasi adına yapıldığını söylemek, “üst akıl” gibi kavramlaştırmaları itibarsızlaştırmak, sulandırmaktır.

Gerçi birileri için bu da gayet doğaldır.

Bir sabah kalktım ki muhalif oldum modundaki AKP'li fırıldakların, “bize saldırmıyorlar, bizi öpmeye çalışıyorlar” yollu eblehliklerine takılmayın. Nihayetinde herkes “görevini” yapıyor.

Bizim görevimiz kardeşlerim, topyekûn direnmektir.

Üst aklın” uluslararası toplumu yönlendiren algı teknikleriyle, FETÖ ve PKK gibi taşeron örgütleriyle, neo-mandacı veya sömürgeci aydınlarıyla başlattığı bu korkunç kuşatmayı yarmak için “direniş cephesini” alabildiğine tahkim etmek zorundayız.

Sömürgeci aydınlar çatallı dilleriyle matine-suare bozgunculuk yaparken…

Toplumun tüm irtibat tellerini zehirleyen “Kumpasçılar”, Sözcü ve Cumhuriyet gazeteleri üzerinden, Kemalistleri bile Pensilvanya'ya asker yazarken…

İç savaşa aşerenler ve polisimizi, askerimizi katledenler ve BM AK Parti'yi incelesin, NATO Türkiye'ye müdahale etsin diyenler ve PKK terörüne uluslararası destek isteyenler kuşatmayı genişletmek için “müttefiklerini” çoğaltmaya çalışırken….

Siz kumda oynarcasına “laiklikten” bilmem neden dem vurursanız “bozguncuların” ekmeğine yağ sürmüş olursunuz…

Türkiye'yi hizaya çekmek isteyen uluslararası istikbara karşı direniş cephesini alabildiğine geniş tutmak şarttır.

Direniş cephesi…

Laik, anti-laik, Kemalist, anti-Kemalist, dindar, ateist, Kürt-Türk, Laz, Çerkez, velhasıl, “Türkiye Türkiye'den yönetilsin” diyenlerden mürekkeptir.

Özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinde direniş cephesinde yer alanların her şeyden evvel kuşatıcı, toplayıcı olmak mükellefiyetleri vardır.

Kimlerle dans ettiğini bilmemek vurdumduymazlık, aymazlık, uyurgezerlik değilse strateji ve taktikten bihaber olmaktır.

Sizin FETÖ diyerek topyekûn mücadele verdiğiniz örgütün tertiplediği “14. Uluslararası Dil ve Kültür Festivali”ne stratejik ortak olarak bellediğiniz ülkenin Başkanı ( Barack Obama ) özel bir mesaj gönderip, “Dünya genelinde genç insanları bir araya getirmek için harcadığınız çaba, ortak insanlık olarak, bizi birbirimizden ayıran engelleri aşmak için sahip olduğumuz gücü bize gösteriyor…” diye iltifatlar yağdırabiliyor!..

El-Kaide veya DAEŞ terör örgütünün İstanbul'da konferans tertip ettiğini, Sayın Cumhurbaşkanımızın da bir mesajla bu konferansa iltifatlar yağdırdığını düşünebiliyor musunuz?..

Sizin silahlı terör örgütü dediğiniz PYD (PKK'nın Suriye'deki örgütü) için de “Bizim Suriye'deki kara kuvvetlerimizdir” diyebiliyorlar.

Uzun lafın kısası, kiminle dans ettiğimizi bilelim.

Bilelim ki, direniş cephesinde gedik açmak isteyen bozgunculara malzeme vermeyelim.

Yenişafak
2 Mayıs 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER