SİYASET

Salih Tuna : Eyvah karşımıza geçip bunu yapacaklar

Tarih
07 Kasım 2015
İzlenme
2841 Kişi

7 Kasım 2015

Ahmet Altan
hazretleri yüzde 49,5 karşısında büyük bir moral çöküntüsü yaşayan “kavmini” geçen gün öyle motive etmeye çalıştı ki aklınız durur.
Hazret, 1 Kasım seçimleri öncesi paralelcilerin bir televizyon kanalına çıkıp, “Kürtlerden alışveriş yapmayın” diyenlerden “biz sırtımızı PYD'ye dayadık” diyenlere kadar herkesi, Erdoğan ve AK Parti'ye karşı ittifak etmeye çağırmıştı.

Hülasa…
Doğan Medya'ya, mülâaneci takımına, Sözcü'ye, yandan çarklı paralelci Cumhuriyet gazetesine, PKK'nın siyasi kanadına, CHP'ye, MHP'ye, BBP'ye Sayın Erdoğan'a karşı birlikte hareket edin demişti.

Bu “değişik” direniş çağrısı her şeyden evvel, hitap edilen mahut güruhu “kavim” mesafesinde görüp “kavmiyetçilik” yapmasını istemekle izah edilebilir.

Fakir de zaten (bugünkü yazı yolculuğumuza başlarken) sadece üslup ve edasından mütevellit değil, çağrıda bulunduğu “güruh” bakımından “kavmini” dedim.

Hazret, 1 Kasım seçimlerinde yüzde 49,5 gibi ezici bir oranla “kavminin” darmaduman olduğunu görünce kendini adeta paralamaya başladı.

Bakın ne diyor: “AK Parti seçim zaferiyle çok karanlık günlere doğru gidiyor, korkmanız, saklanmanız, yılmanız, bu geleceği değiştirmez…”

Peki bu “sahte yalavaç” kavminden ne yapmasını istiyor?

Söz konusu yazısından okuyalım: “Bu sabah gülümseyerek, başınız dik çıkın evlerinizden… Sizin gülümsemeniz bile onların ödünü patlatır… Sizin korkmadığınızı görmek onları korkudan titretir…”
İtiraf ediyorum, çok feci bir şey bu!

İnşallah böyle korkunç bir şeyle karşılaşmayız. Şayet karşılaşırsak, mahvolduğumuzun resmidir.
Doğrusunu isterseniz, Ahmet Altan'ın bu kadar zalim, bu kadar merhametsiz olacağını tahmin edemezdim.
O değil de, ya “sahte yalavaç”ın dediği gibi yaparlarsa!

Ya yüzde 49,5 oy oranını kastederek, “acımadı ki acımadı ki” modunda gülümserlerse!..
Ya 7 Haziran seçimlerinin hemen ardından bizi tehdit eden; bittiniz, yargılanacaksınız, kaçacaksınız, diyen, mahut kavmin mensupları karşımıza geçip sırıtırlarsa!

Tanrım, işte o zaman biz ne yaparız, nerelere kaçarız?!
Gezi gerici kalkışmasında “duran adamlar” vardı, onlar hiç değilse tahammül edilecek cinstendi, en azından gülüp geçmiştik.
Gülümseyen adamlara” ne yapacağız, nasıl baş edeceğiz, bileniniz var mı?!
Düşünsenize…
Çalışkan Koray, Başaran Ezgi, Coşkun Bekir, Ilıcak Nazlı, Cemal Hasan, Çandar Cengiz, Arman Ayşe falan karşınıza geçmiş gülümsüyor!

Gerçekten çok korkunç bir şey! Tir tir titremek ne ki, felaketimiz olur/du.
Bunu tahayyül etmek bile istemiyorum:
“Yapma, ne olur gülümseme…”
“Sende hiç mi Allah korkusu yok, nasıl karşıma geçip gülümsersin…”
“Delirecem artık, kes şunu yeter, çok korkuyorum…”


Ahmet Altan bunu bize yapmayacaktı... Hayır yani, bu kadar insafsızlık olur mu?!
AK Parti yüzde 40'ı geçerse, demokrasi dışında mücadele edilmelidir” diyen Belge Murat'ın kankası gibi yapsaydı iyiydi.
Veya…
1 Kasım seçimleri öncesi olduğu gibi “iç savaşla” tehdit etseydiler yine iyiydi.

Veya…
Ertuğrul Özkök gibi “17 Aralık'ı unutalım, AK Parti'nin yaptığı güzel şeyleri de yazacağım” falan deselerdi de iyiydi.

Takdir edersiniz ki, bu denli “omurgasızlık” da korkunç bir şey ama karşımıza geçip gülümsemeleri kadar değil...
Umberto Eco, Gülün Adı'nda mı söylemişti: “Gülmek korkuyu öldürür.”

Tamam, korkularını yenmek için sabahlara kadar kafa kafaya verip gülsünler ama ne olur bizi korkutmasınlar...
Kendi adıma söylüyorum: Tufan Türenç'in biri karşıma geçmiş gülümserse tir tir titrer, imdat diye bağırırım...
Kimsenin kınamasına bakmaz zırıl zırıl ağlarım...
Sekte-i kalpten giderim…
Ulan Fransa'ya kaçarım, Yılmaz Odabaşı'ndan neyim eksik...(!?)

Yenişafak 

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER