Ülkelerindeki iç savaşlardan ve ekonomik sebeplerden dolayı Türkiye üzerinden Avrupa’ya gitmeye çalışan göçmenlere karşı Yunanistan’ın uyguladığı “politika” şunlardan oluşuyor: Kara sınırlarından geçmeye çalışan göçmenlere:

- Gaz bombası, sis bombası atmak.

- Gerçek ve plastik mermi ile ateş ederek öldürmek ya da yaralamak.

- Kimyasal içerikli tazyikli su ile müdahale etmek.

- Sınırına jiletli tel çekerek geçişleri engellemek.

- Sınırı geçmeyi başaranların paralarına, eşyalarına el koyup çırılçıplak soyarak yollara bırakmak.

- Coplarla, tahtalarla, tekme tokatla sırtlarından kan gelinceye kadar dövmek.

- Sınır tellerine tırmananların yüzüne kaynar su dökmek.

DENİZDE ÖLÜME TERK ETTİ

Yunanistan güvenlik güçleri ‘denizden’ adalara geçmeye çalışanlara de şu işkenceleri yaptı:

- Sığınmacıların içinde bulunduğu botları mızraklarla delerek batırdı.

- Motorlarını çalışmaz hale getirip deniz ortasında ölüme terk etti.

- Botlara silahla ateş edip delerek batırdı.

- Karasularına giren botları geri iterek, varsa küreklerini de alarak sığınmacıları çaresiz ölüme terk etti

- Sahil güvenlik teknelerini botların üzerine sürerek batırmaya çalıştı.

- Adalara ulaşan sığınmacıları, denizin ortasında insan yaşamayan küçük kayalıklarda ölüme terk etti.

Sözde medeni Avrupa Birliği ülkeleri de, Yunanistan bu zulümleri yapsın ve göçmen geçişine izin vermesin diye bütçesinden milyarlarca euro maddi yardımda bulundu.

BELÇİKALI BAKAN ÖNERMİŞTİ

Yunanistan Göç Politikaları’ndan Sorumlu Bakan Yardımcısı Yannis Muzalas, 2016 yılında Amsterdam’da katıldığı AB Zirvesi’nde, Belçikalı bir Bakan’ın kendisine, “Sadece mültecileri denize geri itin. Yasanın dışına çıkmanız umrumda bile değil. Sadece onları geri itin” dediğini açıklamıştı. O toplantıya, Belçika adına katılan kişi aşırı sağcı Göç ve İltica Bakanı Theo Francken idi. Yunanistan aradan geçen zaman içinde denileni yaptı. Hem karadan hem de denizden sınırlarını geçmeye çalışırken yakaladığı sığınmacıları, şiddet kullanarak geri itti. 2020’de geri itilenlerin sayısı 17 bin 245, 2021’de ise 16 bin 497, yılbaşından bu yana ise toplam 1.250 kişi olmak üzere toplam 34 bin 992 kişi Türkiye’ye geri itildi.

GERİ İTME DEĞİL ÖLÜME TERK ETME

Önceki gün ise Edirne’den gelen haber, Yunanistan’ın vahşi yüzünü bir kez daha gösterdi. Yunan güvenlik güçleri tarafından elbiseleri çıkartılıp ayakkabıları alınarak Türkiye’ye geri gönderilmiş göçmenlerin donmuş cesetleri sınıra yaklaşık 2.5 kilometre mesafede bulundu. Dün bulunanlarla birlikte 19 göçmenin cesedine ulaşıldı. O göçmenlerin bedenleri gibi vicdan sahibi herkesin kanını dondurması gereken görüntüler konusunda “medeni Avrupa ülkelerinden” tek bir açıklama ve tepki yok.

VİCDANINI KAYBETMİŞ AVRUPA

2 Eylül 2015’te Bodrum’dan yasadışı yollarla Yunanistan’a geçmeye çalışan Suriyelileri taşıyan ve içinde 14 kişinin bulunduğu botun batması sonucu hayatını kaybeden 5 kişiden birisi olan Aylan Kurdi, kıyıya vuran cansız bedeniyle dünya gündemine oturmuştu. Avrupalı liderler Aylan Kurdi’nin fotoğrafına bakıp gözyaşları dökmüştü. Görülüyor ki; vicdanını kaybetmiş Avrupalı liderler için Aylan bebek sadece bakıp ağladıkları bir fotoğraftan ibaretmiş.

TECAVÜZ EDİP GERİ İTTİLER

YUNANİSTAN asker ve polisinin sığınmacılara yaptığı kötülük ve zulüm artık insanlık suçu boyutlarına ulaştı. İşte size bir örnek, 18 Temmuz 2021 günü uçakla İstanbul’a gelen Kamerun uyruklu Mbeunkwuı Tchepda Arole, 11 Kasım günü 30 kişilik bir göçmen grubuyla İzmir’den Yunanistan’ın Samos adasına gitmek için yola çıktı. 12 Kasım günü adaya ulaşan grup, ertesi sabah 06.00’da saklandıkları ormanlık alanda Yunan askerleri tarafından fark edildi. Grup dağılınca, Arole yalnız kaldı.

ELLERİNİ ARKADAN KELEPÇELEDİLER