GÜNCEL

Murat Bardakçı : Bizde pek bilinmez ama Suudiler senelerdir kilise üstüne kilise açtırıyorlar!

Tarih
14 Mayıs 2018
İzlenme
2276 Kişi

SUUDİLER gitikçe tuhaflaştılar. Amerika ile kucak kucağa işlere kalkışmalarının, Körfez’de bir yeni bloklar teşkiline çalışmalarının, hattâ İsrail’in Filistin’e karşı senelerdir devam ettirdiği zulüm politikasını tasdik eder hâle gelmelerinin ardından şimdi de Suudi topraklarında yeni kiliselere izin vermeleri ihtimali konuşuluyor...

İddiaya göre krallık Vatikan’ın bu konudaki talebini kabul etmiş, hattâ“dinlerarası diyalog” modasına kapılarak Papa’nın temsilcisi ile anlaşma bile imzalamış...

Bütün bu haberler, Parkinson illeti yüzünden iki büklüm olmuş Fransız Kardinal Jean-Louis Tauran’ın geçen hafta Suudi Arabistan’a gidip Kral Selman ile görüşmesi üzerine ortaya çıktı...

Jean-Louis Tauran, öyle sıradan kardinallerden değildir. Önemli bir ilâhiyatçıdır, “Dinlerarası Diyalog Konseyi”nin başkanı ve Papa’nın“Camerlengo” sudur, yani Vatikan’ın idare, para, pul, gayrımenkul vesaire gibi işleri onun elindedir ve güç bakımından Papa’dan sonra gelir.

KİLİSEDEN SONRA, HAVRA MI?

Aklı tamamen başında olan ama Parkinson’un iki büklüm ettiği KardinalTauran’ın Vatikan’ın şaşaasını bırakıp hararetin şu anda otuzbeş derecenin üzerinde olduğu Riyad’a gitmesi, senelerdir Hristiyanlar’a ve ateistlere karşı yoğun bir “İslâmî tebliğ” faaliyeti içerisinde bulunan Rabıta teşkilâtının mensupları ile Vehhabi ulema tarafından gülücükten de öte sırıtmalarla karşılanıp ağırlanması, işte bu yüzden çok önemlidir.

Peki, Suudi Kralı ile Vatikan’ın bu güçlü kardinali arasında kameralar önünde yaşanan bu cilveleşme Mekke ve Medine’de kiliseler açılması ile neticelenir mi?

Hayır! Zira gayrımüslimlerin Mekke ile Medine’nin “mikat” denen ihrama bürünme sınırlarından içeriye girebilmeleri mümkün değildir, buna Suudiler bile izin veremezler ama Suudi hanedanı canı istediği takdirde bu sınırların dışındaki yerlerde kilise de kurdurabilir, hattâ İsrail ile son yakınlaşmasının ilhamı ile havra bile açtırabilir!

Üstelik, kiliseler Suudi Arabistan’da senelerden buyana zaten mevcuttur!

Kıt’a Arabistanı’nı idare edenlerin, yüz küsur seneden buyana değişmeyen bir âdetleri vardır: Batı’nın güçlü devletleri ile kucak kucağa olmaya, onların dümen suyuna girmeye ve saltanatlarını onlara emanet etmeye pek meraklıdırlar!

Hristiyan dünyasına dayanmanın öncülüğünü Şerif Hüseyin yapmış, 1916’da İngiltere’nin desteği ile bize karşı isyan etmiş, Hüseyin’i deviren ve Suudi Hanedanı’nı kuran İbni Suud da arkasına 1932’den itibaren yine İngilizler’i, onların zayıflaması üzerine de Amerika’yı almıştı ve bu vaziyet günümüze kadar aksamadan devam etti.

28 SENE ÖNCE YAZMIŞTIM

İşte bu yakınlaşmanın ve içiçe bir hâle gelmenin neticesinde, “kutsal topraklar” diye bildiğimiz Suudi Arabistan’da dünya kadar kilise açılmıştır. Meselâ, 1933’ten itibaren değişik isimlerle faaliyet gösteren ve şimdi “Saudi-Aramco” olan petrol şirketinin Dahran şehrinin ilerisinde geniş alana yayılmış bir merkezi vardır; burası barları, sinemaları, klüpleri ve kiliseleri ile “Küçük Amerika”dır.

1990’larda Suudi Arabistan’da yeni bir kilisenin, hem de bir “çadır kilise”nin kuruluş haberini ilk defa ben yayınlamıştım:

Birinci Körfez Savaşı’nı başından sonuna kadar muhabir olarak takip ettiğim günlerde Kuveyt sınırına yakın yerlerdeki bir Amerikan karargâhında tuhaf bir çadır dikkatimi çekmişti. Üzerinde “chapel”, yani“küçük kilise” yazıyordu, içine girdim, askerî bir rahiple karşılaştım ve adam herşeyi açık açık anlattı: Amerikan Kumandanlığı’nın kilise konusundaki talebi Suudiler tarafından makul karşılanmış ve büyük bir çadırı kilise hâline getirmişlerdi. Pazartesi, Çarşamba, Cuma ve Pazar günleri Katolik, yine her Pazar da Protestan âyinleri yapılıyordu ve kilise 30 Eylül 1990’da faaliyete geçmişti!

Haberi fotoğrafı ile beraber o senelerde çalıştığım Hürriyet’te 28 Kasım 1990’da manşetten vermiştik!

 

“Adamlar savaşmaya gitmişler, ibadet mekânı istemeleri haklarıdır”diyelim ve çadır kiliseyi normal karşılayalım. Ama, Vatikan ile bu son temaslar ne olacak?

Suudiler gibi iktidarınızın devamı için başka memleketlerin siyasî ve askerî gücünden medet umduğunuz takdirde sırtınızı dayadığınız memleketlerin dinî taleplerini de kabul etmek zorunda kalırsınız ve burnundan kıl aldırmayan Vehhabi ulemâsı bile kardinallere şirin gözükebilmek için kameralar önünde işte böyle sırıttıkça sırıtır!

Habertürk
14 Mayıs 2018

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

  • YORUMLAR
  • Yakup Bahri

    14 Mayıs 2018
    3 0
    Osmanlı’nın Ortadoğu bölgesinden çıkarılmasında İngilizler yerel işbirlikçi olarak seçtikleri sülaleleri çok ayrıntılı olarak araştırdı. Bunlar bölge halkının temel değerlerinden (Sünni müslüman) oldum olası uzak, ehl-i dünya ve makama ve zenginliğe düşkün nesebi karışık sülalelerdir. Bu yüzden bu hassasiyetleri olmadığı için bu işlere rahatlıkla kalkışır ve hatta en büyük ihanetleri rahatlıkla yapabilirler.
  • hursit dilaver

    14 Mayıs 2018
    3 0
    bakalım bizim TRT nasıl verecek. malum bulgar çeteci SANDANSKİ ile arap hain ŞERİF HÜSEYİN istanbulda sultanın emri ile maaş da bağlanarak müşavir diye tutuluyorlar ve ülkelerine göndrilmiyordu.neyse sultan devrilip, HÜRRİYET, UHUVVET,MÜSAVAT NARALARI ATILIRKEN, BU İKİ HAİNDE AFFEDİLEREK ÜLKELERİNE GÖNDERİLDİ.3-5 AY SONRA BULGAR VE ARAP İSYANLARI VE BAŞLARINDA DA BU İKİ HAİN..sonra da edirneye bulgar mı girsin enver mi geyiği yapan hainler sürüsü. NE EDECEKSİNİZ..
  • hursit dilaver

    14 Mayıs 2018
    3 0
    bu kervana bizim kıbrısın türk cumbabası da çaktırmadan katılıyor sanki. duyduğuma göre İSRAİL FAZLA YAHUDİLER İÇİN KIBRISTA ARAZİ ZATIN ALACAKMIŞ BEN BİZİM 74DEN BERİ ÇÜRÜTTÜGÜMÜZ VE dünyanın en lüx 200 otelinin olduğu.. (ulan adını bile unuttuk) MARAŞ BÖLGESİNE FALAN YERLEŞECEKLER DEMEK.plan büyük tabi.israil kıbrısa kafayı taktıysa CHP,HDP VE İP BAYRAM EDER ZAAR. HELE O TEMEL MOLLA EKİBİ DE devlet-i fehimane ile bu işleri görüşür yani. ne bilelim.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER