Batılı devletlerin iç ve dış politikalarına konu olan sığınmacılar Akdeniz’in sularında boğulmaya devam ediyor. Öyle ki ölümler son haftalarda yoğunlaşmış durumda.

 

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, Cuma günü 100 göçmenin Akdeniz'de boğulduğunu, Pazar günü ise 63 göçmenden haber alınamadığını deklare etti...

 

Keza BM verilerine göre son haftada 400'ün üzerinde sığınmacı boğularak hayatını kaybetti...

 

Böylece Ocak ayından itibaren şu ana kadar binlerce sığınmacı hayata gözlerini yummuş oldu...

 

***

 

Sığınmacılar Avrupalıların hümanizm maskesini düşürdü...

Barış, kardeşlik, emekçi halklar, falan filan diye atıp tutan, insan haklarından dem vuran Batılılar iş sığınmacı kabul etmeye gelince yan çiziyorlar...

 

Adamlar bırakın Müslüman sığınmacı almayı, şimdi kendi Müslüman yurttaşlarımdan nasıl kurtulurum derdindeler...

 

İkiyüzlülük bunların fıtratında var... Hümanist olduklarını ileri sürerler ama ırkçıdırlar. Müslümanları sevmezler. Hatta nefret ederler...

Acaba gerçekten hümanist olduğunu düşünen Batılı, içine yuvarlandığı korkunç çelişkinin farkında mıdır?

Değildir...

Avrupalılar, yalnız bugün sığınmacılar mevzusunda değil, aslında "ne olduklarını" yakın tarih boyunca çok göstermiştir... Dileyen sömürgeci devletlerin Afrika ve Ortadoğu'da yedikleri nanelere bakabilir...

 

***

 

Peki son zamanlarda Akdeniz'de ölüm oranları niçin arttı?

 

AB ülkelerinin, Afrika'dan Akdeniz üzerinden Avrupa'ya gelmeye çalışan sığınmacıları kurtarmaya çalışan "Seewatch gemilerini" engellenmesi...

 

İtalya'nın limanlarını sivil toplum kuruluşlarına ait "kurtarma gemilerine" kapatması...

 

Malta'nın "kurtarma gemilerine" el koyması...

 

İsviçre hükümetinin sığınmacı kabul etmemesi...

 

Almanya'nın sığınmacıların pozisyonunu daha da ağırlaştıran yeni bir anlaşmaya imza atması...

 

Avusturya'nın sığınmacı karşıtlığı politikalar gütmesi...

 

Netice itibariyle hümanist geçinen Avrupa'nın gerçek yüzü içler acısıdır...

 

yazının devamı