GÜNCEL

Leyla İpekçi : Tevhid hakikati ve cemaat

Tarih
05 Ekim 2014
İzlenme
3618 Kişi
5 Ekim 2014...Tevhid akidesini bilmeyi tevhid hakikatini yaşamak sanan ey cemaatçi kardeş. Her sevdiğin Sevgili oldu mu, her sevmediğin Sevgili oldu mu? Tevhid üzerine şu kadar uzun konuşup yazmayı, seminer vermeyi tevhid hakikatini vücudunda tatbik etmek zanneden kardeş, hepimiz zalim ve câhiliz. En büyük zulmü kendimize yaptığımızdan kendimizin mazlumuyuz da bir yandan. Tevhid hakikatinden bir zırnık düşse payımıza evliya olurduk. Sana soracaklarımı bil ki kendime de sormuş oluyorum. Gayrı yok çünkü. Bildin mi?
Kendine / cemaatine taban tabana zıt bir fikri ve üslubu aynı kendinden bilerek, düşmanlaştırmak ve nefret bombardımanına başlamak yerine önüne arkasına, evveline sonrasına bakıp hak vermesen de anlamaya, yaklaşmaya çalıştın mı? Bütünleşmenin, örtüşmenin, vuslatın bir süreç değil an olduğunu, anın sonsuzluğunda her dem olup durmasının adaletle ilişkisini kurdun mu? Yalana şantaja tehdide bel bağlayıp adalet dağıtma mercii olduğunu sanarak tevhid hakikatine erdiğini düşünmenin insanı yolda bırakacağını gördün mü?
'Öyle ilim vardır ki onu ancak marifet ehli bilir, gizlenmiş mücevherat gibidir...' Hadisinin sırrına cemaat halinde varılamayacağını, hiçbir topluluğun İslamı en iyi biz temsil ederiz diyerek başkalarına hakikati topluca tebliğ ederek irşad makamına ulaşamayacağını bildin mi? Hile ve yalanla sınavlara adam sokarak devlete girmenin ve sırlarını ifşa ederek sözümona rüşveti engellemek adına devlete darbe düzenlemenin tevhid hakikatine varmaya kimseyi götüremediğini? İntikam şantaj ve tehditle, göz kırpmadan yalan söylemekle tevhid hakîkatine erilemeyeceğini?.. Bildin mi?
Devlete hileli yollarla girerek darbeye kalkışmanın 'hükümet hikmetullahtır' sırrını paylaşanlar için tevhid hakikatini zedeleyen bir tavır olduğunu idrak ettin mi? Ya devleti eleştirmekle devlete darbe düzenlemek arasında Hz. Ali'nin nefsine karşı cihadının ölçüsü kadar büyük bir fark olduğunu? İntikam, hırs, saldırganlık, alaycılık ve hakaretle direniş olmayacağını vücudunla icra ettin mi peki? Kan kusa kusa?
Aylarca hemen her yazısından sonra hakaret ve iftiralar attığın kişinin sana bu yaptığının ne kadar ciddi bir yükümlülük olduğunu defalarca yazılarında iyi niyetle hatırlatan sözlerine bir kez kulak verdin mi? Tevhid ehli isen iftira attığın kişinin gerçeğiyle ilgilenmek yerine kulaktan dolma yalanları çoğaltmanın ıstırabını nefsinde duydun mu? Kendi hatalarına kör kalmanın başkalarına zulme yol açtığını ve burada âmâ olanın orada da âmâ olacağının an'daki açılımını nefsinde bildin mi?
O dostun ancak senin anlayacağı dilden konuştuğunda ne dediğini fark etmekle... Ve kuyruğuna basılmış köpek gibi gece gündüz onun üstüne topluca çullanmakla tevhid hakikatine varamayacağını anladın mı? Gerçeği durmadan örterek, hiç kendine dönüp bakmayarak, kendini gerçeğe örtü yaparak tevhid hakikatini bulamayacağını idrak ettin mi?
Resulullah'a uzanan aşk şahitliği silsilesine bağlanma gereği yok diyerek, ferde değil cemaate gelen nimetlerin önemine bel bağlayarak, nefsini levm etme mertebesine dahi çıkma gereği duymayarak... Hazreti İnsan olunamayacağını bildin mi? 'Resulullah'ın (sav) her sûrette bir sûret bulma makamı vardır ve bu haliyle O, sûretlerin tümünde tecelli eder' sözünü açan Cîlî kadar bir tefekküre dalmak yerine Resulullah sırrını bir dizi filmde kamyonete ışık yansıtarak görselleştirmenin abesliğini kavradın mı?
Resulullah mânâsının 'zamanın en kâmili sûretinde görülmesi'nin, an'daki tecellî ve anlamlarını açmak yerine onu bir efsane kişiliğe hapsetmekle tevhidin hakikatine varamayacağını bildin mi? Nefsini ruha miraç ettiremeyen insanın kâmil olamayacağını anladın mı? Tevhid hakikatine, ancak ayetteki gibi din tamamen olduğunda varılacağına uyandın mı?
Tevhid akidesini öğretmekle bunun hakikatini nefsinde yaşamak arasındaki farkı ayırt edebilecek denli kurban ettin mi nefsini? Hızır Aleyhisselam masum oğlanı boğduğunda itiraz eden Musa olmak yerine... Koskoca bir topluluk olarak bir kişiye öfke ve intikam hissiyle savaş açma tavrını tevhid hakikati açısından sorguladın mı? Ya devlete darbeye kalkışmanın? Nefsinin 'ileride fasık olacak' yüzünde şimdi kin kustuğun her şeyin suretini görebildin mi?
'İlm-i ledün konuşan hiçbir Veli celalî sözlerle insanları korkutma yoluna gitmez. Çünkü onda merhamet esması hakimdir. Böyle olunca da kimseyi cehenneme sokmaya kalkmaz' diyen Lütfi Filiz gibi bir hakiki insanın tevhid şuurundan bir gül kokladın mı tek talimatla ettiğin / yaydığın beddualarda?
İyiliklerini, hizmetlerini kendine mal etmenin ve her fırsatta karşısındakinin yüzüne vurmanın kibrinden kurtuldun mu? Sözgelimi kendine hiç ait olmayan ve toptancı genellemeci hüküm verici bir üslubu kendine ait kılarak itibar adlı putunu kurban ettin mi? Yıllarca dem vurduğun, bu uğurda kendini işsiz bıraktığın, en yakın arkadaşlarından koptuğun ve aylarca iftira ve hakaretlere maruz kaldığın vakit... Ülkene ve devletine her türlü hileyi ahlakçı bir kisveye büründürerek yapanlar karşısında nefsini katmamak için aylarca susup sadece memleketin bekası için kullanmaya çalıştın mı kalemini?
Ramazan'da herkesi ağlatan bir vaaz veren Mısri'nin cemaat dağılırken herkesin gözü önünde oruç yemesini görünce onu linç edenlerden mi oldun, davranışını tabir edenlerden mi? Linç edenlerden olup da tevhid hakikatine erilemeyeceğini fark ettin mi? 'Dervişlerin en alçağı buğday içinde burçağı / Mısri gibi bir balçığı her bir ayak basmak gerek' diyebilmenin hoş bir şiirden ibaret olmadığını anladın mı? Nefsini boğmanın felsefi bir yaklaşım olmadığını, cemaatlere aynı anda uygulanacak toplu bir nefs eğitimi olmadığını, bunu vücudunda tatbikat etmeden külli ruhla bütünleşemeyeceğini gördün mü?
Arını, namusunu bu uğurda bile isteye ayaklar altına almaya teslim oldun mu? Benliğindeki onaylanma, itibar gibi vazgeçilmez niteliklerin de hakiki insan olma yolculuğunda bir put / engel olduğunu sezdin mi? Kurbanın kanını akıtırken, kandaki ezeliyet sırrında kendi canın / nefsin olduğunu bildin mi? 'Ben çok eskiden sana gönül vermiştim. Gel ey sevgili gel de şimdi sana canımı da vereyim' diyen Mevlana'dan yazılarında alıntı yaparak tevhid hakikatinin hayata geçirilemeyeceğini bildin mi?
Kurbanın kanını akıtırken kan ve can sırrındaki tevhide ancak aşk ile varılacağını? Sevdiğinde yok olmadan var olamayacağını?.. Onun sûretine, şahsına, 'tivitleri arttırın' talimatına itaat etmekle hak söze itaat etmiş olmadığını, ancak tüm hakikati cem eden mânâya sahip Veli'nin sözüne itaat ettiğinde: Hz Peygamberin 'beni gören O'nu gördü' buyurmasının anlamını aşk ile kavrayacağını anladın mı?
Bizler haşr meydanındaki şu kalıplarımız içinde cahiliye derecelerimizde devretmeye çalışırken ancak baştan aşağı 'kalp' olan insan-ı kâmil tevhid hakikatine varmıştır, idrak ettin mi? Onların tenhalarda kesintisiz alıp verdiği 'ol' nefesi içine çektin mi? 'Bir gonca için saklanır altında nice nîş bir şâh-ı cihânın sonudur medfen-i derviş / Aşkdan mahrûm olan âhir kalır mahrûm-ı nûr / İhtiras içre kalırsan nur zulmetdir sana.' Bildin mi?
Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER