10 Ocak 2015

Yazıyı yazmaya başladığımda tarih 09 Ocak 2015, saat ise 09:23. Henüz, Fransa’daki Charlie Hebdo saldırısını ‘resmi olarak’ üstlenen herhangi bir örgüt olmadı. Medya kullanımı çok güçlü iki örgüt, yani El Kaide ve IŞİD henüz ‘biz yaptık’ demedi. Üstelik IŞİD, ‘sempatizanlarımız yapmış olabilir’ diyerek bu eylemle doğrudan bir ilgisi olmadığını izhar etti.

Bunlar bilgi. Ama saldırının ilk dakikasından itibaren ‘bu Müslümanlar zaten terörist’ cümlesini ağızlarında sakız edenler için bu bilgilerin hiçbir önemi yok. Nasılsa 3 adet Arap fotoğrafı servis edildi dünyaya. Nasılsa ‘cihadist’ diye de ultra işlevsel bir kavram var. ‘Bu saldırıyı da mutlaka Müslümanlar planlamış ve gerçekleştirmiştir’ diye düşünen ortalama Türk solcusu, ortalama Türk Kamalisti, ortalama Türk ulusalcısı niçin bilgiye itibar etsin ki? Nasılsa kendisine batı dünyası tarafından servis edilen bir kanaati, kendi kanaati haline getirmiş durumda.

Peki, bu saldırı kimin işi? Merkezi El Kaide unsurları ya da IŞİD yapmadıysa bu eylemi kim yaptı? Bence en kuvvetli ihtimal, Ebu Musab Suri gibi küresel cihat teorisyenlerinin sıkça çağrısını yaptıkları ‘yalnız kurt eylemleri’nden biri bu. İkinci ihtimal ise bir istihbarat örgütünün işi olması...

Birinci ihtimal üzerinden gidelim. ‘Yalnız kurt eylemi’nden yani... Küresel cihat teorisyenleri bir süredir ‘batıda kendinden zuhur eden eylemler planlayın ve gerçekleştirin’ çağrısı yapıyor. Yani hiçbir örgütsel bağı olmayan birkaç kişi bir tedhiş eylemi planlayacak ve hayata geçirecekler. Çağrı bu anlama geliyor. Şöyle anlayalım bunu. Örgüt bağı olmadığı için izlenmesi ve tespit edilmesi çok zor olan birileri her an dünyanın herhangi bir yerinde ‘bağımsız’ şekilde eylem planlayabilir ve hayata geçirebilir. Yani artık sen ve ben de dâhil olmak üzere hiç kimse yatağında rahat uyku uyuyamayacak.

Sahi, buraya nasıl geldiğimize dair hiçbir fikrin yok değil mi sevgili laik, seküler, Batılı değerlere âşık Türk insanı? Mesela bir Amerikalının, bir İngiliz’in, bir Fransız’ın ‘buraya nasıl gelindiği’ hakkında hiçbir fikrinin olmamasını anlayabilirim. Fakat senin, emperyalistlerin Ortadoğu diye isimlendirdikleri bir coğrafyada yaşayan senin, bu konuda hiçbir fikrin olmamasını, hiçbir fikrin yokmuş gibi yapmanı vallahi de billahi de anlayamıyorum.

Bırakalım uzak anıları. Yaşı 40 olan Afganistan’ı, Moro’yu; yaşı 30 olan Birinci Körfez Savaşını, Bosna’yı, Çeçenistan’ı; yaşı 15 olan İkinci Körfez Savaşı’nı, Somali’yi; yaşı 10 olan Suriye’yi gördü ve bildi değil mi?

İyi de, bütün bunları görüp bildiğin halde ‘zaten bütün Müslümanlar terörist’ korosuna katılmaya hiç mi utanmadın Allah aşkına? Bu ne ezikliktir?

İslam coğrafyasının her bir yanını yangın yerine çeviren emperyalizmi ve yeni kolonyalizmi pas geçip ‘barbar bu Müslümanlar barbar’ demenin âlemi var mı? O kadar etkiye bir tepki olmasını hiç mi anlamlandıramıyorsun Allah aşkına?

Çocuğu, annesi, babası, kardeşi, akrabası öldürülen; eşine, kız kardeşine, kızına tecavüz edilen; evinden, ülkesinden ayrılmak zorunda kalan milyonlarca Müslümanın içinden ‘intikam almak isteyecek’ birilerinin çıkmayacağını mı düşünüyorsun? Neredeyse bütün bir İslam coğrafyasında insanları ‘gece yataklarında rahat uyuyamaz’ hale getiren Batının bu yaptıkları bir tepkiyle karşılanmayacak mı sanıyorsun?

Hadi durma. ‘İsmail Kılıçarslan teröristleri savundu’ de. Hayır. Terörü ne savunurum ne de anlarım. Ancak anlamlandırabilirim. Mesela ‘sen Diyarbakır Cezaevi’ni bir laboratuvar haline getirirsen, Türkiye Türklerindir dersen, insanların dilini konuşmalarını yasaklarsan PKK elbette çıkar’ demek ne PKK’yı savunmak demektir ne de PKK ile mücadeleden vazgeçilsin anlamı taşır. Sadece PKK’yı ortaya çıkaran şekil şartlara dikkat çekmek anlamına gelir.   

Sarkozy’nin oğlunun Yahudi olacağı haberi ile dalga geçen Sine’yi ‘anti semitizm yapmak’ suçuyla kovan Charlie Hebdo’ya Hz. İsa ile alay ettikleri gerekçesiyle Vatikan 6 ayrı dava açtı. Sonuç yok. Efendimiz(sav) ve İslam’ı aşağıladığı için birçok STK ve örgüt protesto etti aynı dergiyi. Davalar açıldı. Söz konusu Yahudilik olunca 80 yaşındaki çizerini kovan Charlie Hebdo, bu tepkilerin bir tekini bile dikkate almadı. ‘İfade özgürlüğü’ dedi de başka bir şey demedi.

Korumasının yazdığı kitap hakkında dava açıp toplatma kararı aldırmaya çalışan Salman Rüşdi de ‘Şeytan Ayetleri’ni yazarken aynı şeyi söylemişti değil mi: ‘İfade özgürlüğü.’

Bu iki örnek bile Batının ‘ifade özgürlüğü putu’nun helvadan olduğunu göstermez mi Allah aşkına? Daha 2 yıl önce Auschwitz toplama kampında Nazi selamı yapan iki Türk delikanlıyı mahkeme edip hapse tıkmadı mı senin Batı dediğin? Nazi selamı yapmak ifade özgürlüğüne girmez, Efendimiz(sav)’e ağız dolusu hakaret etmek ifade özgürlüğü he mi?

Bu dolmayı kemal-i afiyetle yutup ‘insanların ifade özgürlüğünü kullanmasına tahammül edemeyen aptal Müslümanlar’ düzlemini derhal kabullenmen nasıl bir eziklik biçimidir? 3 kişinin yaptığı bir saldırı üzerinden ‘bütün Müslümanlar terörist’ korosuna gönüllü yazılmak nasıl bir kompleksin sonucudur?

Hadi 8 yaşındaki bir çocuğa sorar gibi sorayım da anlaşılsın.

Myanmar’da Müslüman kesen Budistler yüzünden bütün Budistler terörist mi?

Irak’ta insan katleden Hristiyanlar yüzünden bütün Hristiyanlar terörist mi?

Doğu Türkistan’da soydaşlarımıza dünyayı dar eden Çinliler yüzünden bütün Çinliler terörist mi?

Çeçenistan’da taş üstünde taş bırakmayan, Ukrayna’ya çöken Rusya yüzünden bütün Ruslar terörist mi? 

Değil dedin değil mi? O halde üç kişinin yaptığı, üstelik kimin adına yaptıkları da belli olmayan Charlie Hebdo saldırısı üzerinden niçin bütün Müslümanlar terörist olsun a ibiş?

Ne diyordu Dalai Lama: ‘Yeğenim, şimdi tabii gerçek Budizm bu değil. Budizm’de insan hayatı kutsaldır. Myanmar’da aşırı Budistler vardır. Onların yaptıkları Budizm’e mal edilemez.’

Yenişafak