GÜNCEL

İlber Ortaylı : Yanlış bir misilleme

Tarih
21 Şubat 2021
İzlenme
2194 Kişi

Bize göre YÖK uygulaması mümkün olmayan ve aynı zamanda hukukun genel bir kurumuna, yani ahde vefa ve akit kurallarına aykırı bir karar aldı. Şu anda Galatasaray Üniversitesi’ne gelen Fransız profesörlere Türkçe öğrenmeleri zorunluluğu konuyor (B2 grubu), aksi takdirde görev yapamayacaklarmış.

Bu, Fransa’daki Türk öğretmen ve din görevlilerine Fransızca mecburiyeti koyan kurala bir tepki, mukabele-i bilmisil oluyor; tabii ki öyle değil. İlkokul ve ortaokulda Türk çocuğuna öğretmen olarak giden ve orada çalışan Türklere dini hizmet ve tedris vermeye gidenlerin Fransızca bilip bilmemesi gerektiğini tartışacak değilim. Ama Galatasaray’a gelen Fransız profesörlerin, hele hukuk ve sosyal bilimlerdekilerin Türkçe bilmemesi daha iyidir. Çünkü zaten eğitimde Türkçe okutulacak dersleri ve branşları Türkçe okutuyoruz. Hâlâ devam ettiğim ve 20 yılı aşan tedrisatta hukuk tarihi dersini sadece Erasmus mübadillerine ve bir de yaz kursunda olmak üzere birkaç kere Fransızca vermek zorunda kaldım. Birtakım dallarda Fransızca ders yapılıyorsa bu gerekli olduğundandır. Aynı dersin bir başka alternatifi Türkçe de veriliyor.

galatasaray üniversitesi ile ilgili görsel sonucuBU SAATTEN SONRA OLMAZ

Sosyal bilimler ve hassaten hukuk dalında Fransızca eğitimin faydaları tartışılmaz. Zaten Galatasaray Üniversitesi kurulurken Fransa ile bir anlaşma yapılmıştır. Bu anlaşmada böyle bir mecburiyet yoktur. Buraya gelenlere bu saatten sonra Türkçe öğren demek, hukuk ilkelerine (akid prensiplerine), ahde mugayirdir.

YETERİNCE TERCÜMAN YOKTU

1933 Üniversite Reformu ki birtakım kimseler çok tenkit ediyorlar, gelen profesörlere Türkçe öğrenme mecburiyeti koymuştu. Zira derslerin Türkçe verilmesi zaruriydi. Tercüman kadrosu yetersizdi. Alman hocaların yanında Fransız hocalar da vardı, derslerinin tercümesini yapacak sayıda asistan ve görevli bulmak mümkün değildi. Asıl önemlisi de Hitler’den kaçıp Türkiye’ye sığınan hocayla (Fransa ile yaptığımız müstakil anlaşma dolayısıyla), buraya gelen Fransız’ın durumu aynı değildir, bu açık.

AMACI HUKUKÇU YETİŞTİRMEK

galatasaray üniversitesi ile ilgili görsel sonucuYÖK’ün bu kararı Galatasaray Üniversitesi’ni yaralar ve bu üniversiteden beklenen milli görevin de yerine getirilmemesiyle sonuçlanır. Zira herkesin malumudur, Avrupa’daki divanda Strasbourg’da aleyhimizde tonlarla dava açılıyor. Bunların çoğunu kaybediyoruz. Hepsi de haksız olduğumuzdan, adaletsiz davrandığımızdan değil, düpedüz hukukumuzu savunacak kadrolarımız yok. Bunun için bu fakültenin kuruluşunda rahmetli büyükelçi Coşkun Kırca’nın büyük gayreti görülmüştü. Yine aynı şekilde Dr. Yiğit Okur ve onların destekçisi ve ikisinin yakın arkadaşı İnan Kıraç’ın yardımı unutulamaz. Vakıf da bunun için kurulmuştu. Coşkun ve Yiğit beylerin Fransızcası mükemmeldi. Yiğit Bey beynelmilel şöhreti olan bir hukuk insanıydı. İnan Kıraç da zaten Galatasaraylıdır. Bu üniversite ön planda Fransız kültürünü yaymak için kurulmuş bir yer değildir. Türk hukukçusunun beynelmilel sahada savunma kabiliyetini temin etmek içindir ve kurumda çalıştığım 20 yılda bunu gördüm, verimli sonuçlar alındı ve alınıyor.

ŞÖHRETİMİZİ ZEDELER

galatasaray üniversitesi ilber ortaylı ile ilgili görsel sonucuBu gibi ahde vefa kuralı dışındaki kararlara hükm-î karakuşî denir ve memleketin gayreti, hukuka riayet konusundaki şöhretine karşı bir davranıştır. Lütfen tashih edin! Fransa’daki öğretmen ve din görevlisine uygulanmaya kalkılan Macron tipi edepsizliği savunacak değilim. Ama bu mukabeleyi uygulamak mantık dışıdır ve bize zararlıdır. Konu üzerinde büyükelçi Selim Kuneralp’in finansveticaret.com adlı internet sitesinde yer alan “Galatasaray Üniversitesi’nde neler oluyor?” başlıklı makalesini fevkalade düzgün buluyorum. Yeterince teferruata dikkat edilerek açık dille yazılmıştır.

DOĞAN CÜCELOĞLU

Doğan Cüceloğlu’yla yakın zamanda tanıştık, dost olduk. Kuşkusuz daha önce yazdığı kitaplardan, konferanslarından haberdardım. İddiasız, sakin bir kişiliği vardı. Dalında iyi yetişmiş bir uzman olduğu açıktı. Eğitim gördüğü kurumların, bilhassa Amerika’dakilerin niteliği üzerinde bilgim var. İstanbul Üniversitesi ve Illinois’da okudu. Chicago çevresinde üniversiteler genellikle iyi öğretmen yetiştirecek bölümleri beslerler. Benim de yazarı olduğum Kronik Kitap’ta Deniz Bayramoğlu ile yoğun bir çalışma yaparak, son kitabı “Var mısın?”ı çıkardılar. Hem yayınevindeki personelin hem de Deniz’in, Cüceloğlu’nun ani ölümü üzerine çok üzüldüklerini belirtmem gerekir.

TOPLUMUN YOL GÖSTERİCİSİ

doğan cüceloğlu ile ilgili görsel sonucuGüler yüzlü, sempatik, şefkatli ve beyefendi bir insandı. Şüphesiz ki her toplum gibi Türk toplumunun da böyle sevgi dolu, mutedil, yol göstericilere ihtiyacı vardır. Eğitim bilimlerinde çalışan gençlerin örnek alacağı hocalardan biri. Vedide Baha Pars’tan beri Türk maarifinde Amerika’da eğitim gören uzmanların yeri ayrı. Doğan Cüceloğlu internette rahatlıkla bulunabilen program kayıtlarıyla ve eserleriyle bu camiada yaşamaya devam edecek.

DEMİR ÖZLÜ

DEMİR ÖZLÜ ile ilgili görsel sonucuİstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi asistanıydı, o dönemini bilmiyorum. 1950’li yıllarda “Pazar Postası”nı çıkaran genç gruptandı, edipti, renkli bir kişiliği vardı. Özellikle “A Dergisi” ve “Yeni Ufuklar”da tanındı. Küstahlık ve boş sözle alakasız, kendine güveni olan bir genç aydın. 12 Mart’tan sonraki savunmalarıyla da dikkati çekti. Bunu şöhret için yaptığını söyleyemeyiz. Zaten edebiyat alanında meşhurdu.

KÖKSÜZ BİR DAVRANIŞTI

12 Eylül sırasında birçok insan gibi onun da vatandaşlıktan çıkarılması bence tamamen köksüz bir davranıştır. Bizim topraklarımızda, bizim dilimizde doğan insanın vatandaşlığını üstünden alıp tekrar giydiremezsiniz, bu gömlek değildir. Eski Yunan şehirleri ve İtalyan cumhuriyetlerinde bile istenmeyenlere “ostrasizm” dediğimiz, dışarı yollama, ihraç, sürgün cezası verilirdi. Vatandaşlık insanın kaderidir ve ilahi yargıdır, ancak ölümle biter. Maalesef Demir Özlü genç yaşta yoruldu ve dışarıda yaşadı. Orada evlendi ve çoluk çocuğu oldu. Aklı her zaman buradaydı.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

  • YORUMLAR
  • Azkara

    23 Şubat 2021
    1 0
    "Sultan Süleyman-ı Kanunî, kesretli kırk çeşme sularını İstanbul'a getirdiği vakit, Şeyhülislâm Zenbilli Ali Efendi ona demiş: "Hilaf-ı şeriat (İslamiyete aykırı) kanunları Avrupa'dan getirdiğin cihetle, İstanbul'a öyle bir bok sıçtın ki; o getirdiğin suların cümlesi üzerinden akıp geçse, yüz senede temizleyemez." Kendimden bir TED koleji mezunu olarak derim ki, Galatasaray Lisesi, Robert Koleji gibi ülkemizdeki ecnebi okulların alayı bu kabilden olsa gerek.
  • Ugur

    22 Şubat 2021
    3 0
    Hangi söhreti? ...bu yaziyi yazarken zorlandiniz mi bilmiyorum ama zorlama bir yazi olarak ifsa oldugunu bilin yeter.
  • 100 senedir ezigiz-----

    21 Şubat 2021
    3 0
    ilber hoca martaval anlatiyon masal anlatiyon madem hukuk dersi veriliyordu 100 senedir ne faydasi oldu..fransiz ajanlar cirit atiyor bu okulda, sen kendini ezik görmemelisin ,fransa sana karsi her türlü kötü muammeleyi yapacak sen misilleme bile yapamayacasin ne imis efendim haksiz olurmsuuz zaten hic hakli olmadkki, sizde kemalist zihniyetin ezikligini görüyorum, keske dik durabilseniz, REISIN CEYREI OLABILSENIZ:: BIR REIS CIKTI 100 SENEDIR EZIKLER KULUBUYÜZ,.... el etek öpmeye devam....
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER