7 Haziran'dan önce sordular; “Geçen seçimde yüzde 26 almıştınız, bu rakam ve altında kalırsanız bırakacak mısınız?...”

Cevap verdi; “Elbette. İlla ben koltuğumda kalacağım diye bir anlayışım yok”

Peki ne yaptı?... Yüzde 25 alınca vazgeçti… 'İstifayı gerektirecek bir durum yok' dedi ve koltuğunda kaldı…

Şaşırmadık elbette... Zira, daha önceki seçimlere de 'başarılı olamazsam istifa ederim' iddiasıyla girmişti… Girdiği tüm seçimleri kaybetti, ama o hala koltukta…

Tornistan ustası olduğu için şaşırmıyorduk…

Dersim Katliamı'nı savunan Onur Öymen'i Dersim'den istifaya davet etti… Baykal, Öymen'e sahip çıkınca davetinden vazgeçti… “O iş bitmiştir” deyip çark etti…

Bizi hiç şaşırtmadı…

Bir televizyon programına çıktı, Anayasa'nın 2. ve 3. maddelerin değiştirilmesi tartışmasına olumlu karşılık verdi… 'Her şeyi tartışabiliriz' dedi… Sonra çıktı; “ilk 4 maddeyi asla tartışmayız!...” dedi…

Mevzu ne olursa olsun manevra kabiliyetinin çok iyi olduğunu biliyorduk, en keskin dönüşler bile bizi şaşırtmıyordu…

Önce 'genel af olur' diyordu.., tepki gelince 'yok öyle şey' deyip kıvırıyordu…

Her yerde 'Türban sorununu biz çözeriz' diyordu.., “Peki, iktidara gelince üniversitelerdeki başörtüsünü yasağını kaldıracak mısınız?...” diye net bir şekilde sorulunca; “Ama o konuda Anayasa kararı var!...” deyip aniden geri vitese takıveriyordu…

Asla şaşırmadık!...

Seçimlerden önce soruyorlar canlı yayında; 'Anketler ne diyor?... Anket yaptırdınız mı?...' Cevap veriyor: “Hayır anket yaptırmadık, çok pahalı çünkü… Hem ben anketlere inanmıyorum, onu baştan söyleyeyim…”

Bunu söyledikten “26 saniye sonra” anketle ilgili tüm düşünceleri değişiyor!... Ve şöyle diyor; “Seçim hazırlıkları çok iyi gidiyor… Bizim oylarımız yükselişte, AK Parti'nin oyları ise düşüşte… Bütün 'anketler' bunu gösteriyor!..."

Tornistan hızını 26 saniyeye indirdikten sonra neye şaşıracaksınız?!...

Miting meydanında; “Sen saraya para harcadın. Sen tuvalete giderken bile altın klozetli tuvalet kullanıyorsun” dedi… “Hadi gel, klozetleri kontrol et bakalım, altından mı?!...” diye sorulunca, hemen çark etti… “Ben Saray demedim!...” dedi…

Rus savaş jetini indirdiğimizde “Olayları endişeyle izliyoruz” deyip hükümeti suçlayan paylaşımlar yaptı… Sonra da; “Bizim sınırlarımız ihlal ediliyorsa gereği yapılmalı. Angajman kuralları belirlenmiştir. Rus uçaklarının ihlal etmesi kabul edilemez…” dedi…

Şaşırmıyoruz arkadaş…

Önce Irak ve Suriye'ye sınırötesi operasyon yetkisi veren tezkereye destek vereceklerini söyledi…

Tezkere Meclis'e geldi, ''Hayır'' dedi... Tezkere Meclis'ten geçti… Sonra bir açıklama daha yaptı; 'Tezkereyi Meclis'ten geçirelim' dedi… (Dönüş hızını ayarlayamadığı için, dönüp aynı yere geri geldi… Halbuki tezkerenin geçirilmişi vardı!...)

Nesine şaşıracağız canım…

“Dokunulmazlıkların kaldırılmasından korkmuyoruz, her CHP'li hapse girmeye hazır olmalıdır!...” dedi…

Dokunulmazlık oylandı…

Gördük ki; CHP'liler hapse girmeye hazır değilmiş!...

Seçimlerde beraber salladıkları HDP'li arkadaşlarına da kıyamıyorlarmış!...

Elbette yine şaşırmadık…

Bir gün geldi, 'Kan dökülür' dedi…

Ardı ardına teyit etti sözlerini… İlle de kan deyip durdu…

Bu sözünden asla vazgeçmedi, kıvırmadı, çark etmedi, tornistan yapmadı…

Ve ilk defa şaşırdık!...

Aman ha, bu olmadı…

Sen bizi şaşırtmamaya devam et Kemal abi!...

Yenişafak
20 Mayıs 2016