Bilmem, biliyor musunuz?
Dünya genelinde her yıl yedi milyar erkek civciv canlı canlı öğütücülere atılarak ya da gaz veya elektrik yoluyla imha ediliyor.
Başka yöntemler de var ama iğrençliklerini buraya aktarmak istemiyorum.
Peki neden?
Yumurtlamıyorlar çünkü...
Etleri de cılız.
Verimli ürün manyağı piyasa için daha doğdukları anda "atık" niteliğindeler yani.
Hayvansal gıda tüketimini yavaş yavaş bitirmeyi kafaya takan vegan örgütler ve "hayvan merhameti" dernekleri yıllardır bu konunun üzerine gidiyor.
İnsana merhamet mi?
İşte o umutsuz, hatta biraz demode bir konu sayılıyor.
Kapitalizm o işi iki, üç şirketin "sosyal sorumluluk" projesiyle halledeceğine inanmamızı istiyor.

***

Geçen hafta Fransa Tarım Bakanlığı artık erkek civcivlerin yumurtadan çıktıktan sonra öldürülmelerini yasakladı.
Bütün çiftlikler yıl sonuna kadar civcivlerin yumurtadan çıkmadan cinsiyetlerini ölçen makineler alacak ve imha öyle gerçekleşecek.
Hayvan dernekleri ve veganlar şimdi sevinçten hoplayıp zıplıyorlar.
Medeniyet dedikleri hep bu...
Gözbağcılığı...
Konu hayvanlarken iyi ama insanlardan söz etmeye kalktığımızda zurna zırt ediyor.
Global kapitalizmin hepimizi umarsız bir kayıtsızlık içine ittiği kuyu, orası.

***

Ha bu arada!..
Fransa'nın Afrika'daki neo kolonyalist rezilliği sürüyormuş, ne gam!
Mesela Afrika'daki 54 ülkenin 27'sinin resmi dili hâlâ Fransızca...
Yani 100 milyondan fazla Afrikalının anadili ve dile bağlı kültürel gelişme imkânları daha "yumurtadan çıktığı" anda soykırıma uğruyor.
Dahası...
Bu ülkelerin madenleri, para rezervleri, askerlik çağına gelmiş genç erkekleri Fransa'nın elinde...
Peki bu konu kamuoylarında heyecana yol açıyor mu?
Hayır!
Çünkü hayvanlar önemli...
Bir de karbon ayak izi...
O hepsinden önemli...
Bu dünyaya medeni demek, adını veren "medine"ye hakaret!

***