SİYASET

Hacı Yakışıklı : Uhud’un okçular tepesi, Türkiye’nin MİT’idir!

Tarih
15 Mart 2015
İzlenme
4323 Kişi

15 Mart 2015

Milli İstihbarat Teşkilatı bir ülkenin giriş kapısıdır.
Giriş kapısı hainlere teslim edildiği takdirde, içeride alacağınız hiçbir önlem işe yaramaz! Şimdi bu konuya şöyle bakalım:

“Çanlar sustu ve fakat binlerce yılın yabancısı bir ses değdi minarelere: Tanrı uludur, Tanrı uludur; polistir babam, Cumhuriyetin bir kuludur” mısraları İsmet Özel’e aittir ve onun babası gerçekten polistir! Benim babamsa işçiydi, erken yaşta vefat etti, Allah rahmet eylesin! Marksist ideolojiye göre proleterya sınıfına ait bir kişi olmam gerekiyor, ama olmadı! Karl Marks, mezarında ters dönebilir. Marks’ın fotoğrafını gören hacı anneler sırf sakallı diye onu Müslüman sanıyordu! Zaten “her sakallıyı deden zannetme” sözü de buradan gelir! Neyse konumuz bu değil, niye dağıtıyorsunuz?! 

Ülkemizde bir dönem çanlar çaldı, bayrağımız kale burçlarından indirildi, çok değil 90 sene evvel! Sonra şairin dediği gibi çanları susturduk, ecnebileri ülkeden kovduk! Kovduk mu?

Laik cumhuriyet hikâyesine girmeyeceğim ya da düşmanı Ege’den denize döktük masalını falan anlatmayacağım! Atatürk’ün kovaladığı kargaları yıllarca bize ders kitaplarında niçin gereksiz yere ezberlettiklerinden bahsetmeyeceğim! “İkimizin adı da Mustafa, seninki Mustafa Kemal olsun” diyen hocasının okuldaki diğer Mustafa’lara niçin ikinci bir isim vermediği ile ilgili tek kelime etmeyeceğim! Adımız Yorgo olurdu diyenlerin “Hepimiz Charlie Hebdo’yuz” diye nasıl da birdenbire Yorgolaştıklarını da anlatmayacağım! İslam toprağı olan yurdumuzda Müslümanların çocuklarına İslam’ın nasıl karalanarak anlatıldığından, ilk Türk sinemalarında Anadolu köylülerini rakıcı gibi göstermelerinden, Vurun Kahpe’ye filminde İslam’ın önderi olan imamlarımızı ağzı salyalı birer canavar gibi gösteren azılı fikir sürüngenlerinden bahsetmeyeceğim!

Hayatını çoktan seçmeli bir sınavın 5 şıkkına sıkıştırmış ve her yaptığı yanlışta doğrularının umudu kırılmış insanlar topluluğuna dönüşmek istemiyoruz! Oysa babaların tek derdi evlatlarının ahlaklı bireyler olarak yetişmesiydi! Bugün ise tek dert “para kazansın, ayakları üstünde dursun” noktasına kilitlendi! Evet, artık herkes ayaklarının üstünde duruyor, ama ‘aşk’ denince secdeler değil, ‘sevda’ denince Mekke değil, ‘yürek’ denince şefkat değil; belki para, belki sonsuz hırslar ve belki köhne sanal koltuklar geliyor akla! Çağımızı bekleyen en büyük tehlike işte budur: Maddi olarak gelişirken manevi olarak çökmek! Belki artık yağ, benzin, ilaç kuyruklarında beklemiyoruz; ama çoğumuz sabah namazı camide yer bulamayınca avluda namaz kılmak zorunda kalan bir toplum da olamıyoruz!

Haydi, yazının başına dönelim, ama arada belirttiklerimiz esas söylemek istediklerimizdi; biz hep duygularımızı ötelenen bir yurdun ardında doğan güneşlerde aradık!

HAKAN FİDAN, MİT VE 3 TUTAM CUMHURİYET: Hakan Fidan bir siyasetçi değil, hatta gerçekçi bakarsak toplumun içinde olan bir kişi bile değil! Çoğu onun sesini duymadı bile, halka sesleniş konuşmaları olmadı! Hemen araya girelim, sahi JİTEM’e ne oldu? Hani şu varlığı hiç ispatlanamayan ama asit kuyularında insan kemikleri bulundukça kocaman harflerle bahsedilen örgüt! JİTEM dağıldı mı yoksa devletin kozmik odalarından birinde tatil mi yapıyor? MİT ise isminde “milli” geçmesine rağmen içimizdeki jurnalciydi! Hem bizim paramızla ve irademizle kurulan bir teşkilat, hem de yemleri bizim bahçede yediği halde yumurtayı başkasının bahçesine yumurtlayan bir varlık! Bu eskide kaldı! Şimdi MİT, gerçekten halkın teşkilatı olduğunu hissettirdi. Bu yüzden Hakan Fidan’a sempati duyan bir toplum olduk. Cumhuriyetin kulu değil, Allah’ın bir kulu olduğunu bilen ve bu bilinçle Allah’ın yarattığı kullara sırf O’nun rızası için hizmet eden insanlar “amir-memur” sıfatına haiz oldukça yükselişimiz gerçekleşecek! Aksi takdirde “Yeni Amerika” olmak Türkiye’ye bir şey kazandırmaz! Adın ha İblis olmuş ha Şeytan!

Hakan Fidan, Ak Parti’nin güdümüne girdi iddiasında bulunanlara ben bir şey demiyorum. Çünkü millet artık böyle algı yönetimlerine gülüp geçiyor. İsrail’in siyonist tohumlarıyla “bilgi paylaşımı” adı altında vatanı satacağına; ülkemin seçilmiş hükümetiyle koordineli çalışması iyidir! Hem MİT kiminle çalışacak? Birilerine göre Benjamin’le veya Sebastiyan’la; işte biz bunu yüksek sesle reddediyoruz!

Tüm bu olaylar olurken “Hakan Fidan’sız MİT”i de görmüş olduk!

Uhud Savaşı’nda “okçular tepesi” ne kadar önemliyse, bugün Türkiye için Milli İstihbarat Teşkilatı da o kadar önemlidir! Hakan Fidan, siyasete girme kararından vazgeçerek okçular tepesine geri dönmüştür! Ülkeyi yıllarca “çeyrek” demokrat, “yarım” porsiyon laik; ama “tam” millet düşmanı adamlar yönetti! Biz artık mönüye dikkat etmek zorundayız! Mesele parti meselesi değil; esas mesele manevi dinamikleri güçlü ve mazluma sahip çıkan bir toplum olma meselesidir! Allah rızası için “tepelerde bekleyen okçulara” selam olsun! 

YeniAkit

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER