NATO Olağanüstü Liderler Zirvesi’ni Başkan Erdoğan ve heyetiyle takip etmek üzere Belçika’daydık. NATO Karargâhı’nın bulunduğu Brüksel’de önemli “ikili görüşmeler” gerçekleştirildi.

Dönüş uçağında Başkan Erdoğan’la sohbetimizde çok önemli bir detay vardı. 

Ama öncesinde size bir şeyler söylemem gerekiyor, siz buna “dertleşme” deyin! Yahu kardeşim, ne biçim insanlar var. “Millet, devlet” diye dertleri kalmamış. “PKK çöktü çökecek” diyorum. “Geç o konuları” diyenler bile var. Millete yıllarca “makarnacı, kömürcü” dediler, şimdi kendileri makarna kömür derdine düştüler. “Ekonomi önemsiz” demiyorum. “Fiyatlar artsın, boşver” demiyorum. Ama bütün mesele sadece “yağ, un, tuz, şeker” mi? Vatanınız olmayınca elinizdeki unlarla kaybedilmiş özgürlüğünüzün helvasını mı kavuracaksınız?

“Vatanın selameti” sadece Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin meselesi mi? Diğerleri bu vatanda siyaset yapmıyor mu? Uluslararası mevzularda neden düzgün destek vermezler? Yine ekonomiyi eleştir, ama Rusya-Ukrayna savaşırken her iki ülkeye eşit mesafede duran Türkiye’ye dönüp, “S400’leri verelim, nükleer santral yapımını durduralım” ne demek? Kimler adına çağrı yapıyorsunuz? Pandemi sonrası tüm dünyada “gıda ve enerji sorunu” olduğunu neden görmezden geliyorsunuz? 

Dünya liderleri arka arkaya Türkiye’ye gelirken Kılıçdaroğlu; “Dünya bize sırtını döndü” diyor. Kemal Bey özür dilerim ama zannedersem soğuk kış günlerinde ödemediğiniz elektrik faturaları sebebiyle kombiniz de çalışmıyor ve biraz da üstünüz açık yatıyor olabilirsiniz. Lütfen bir nane limon için ve olaylara şöyle vücudunuz biraz daha sıhhatliyken bakın!

“GELİYOR GELMEKTE OLAN”

Konuya dönelim. Brüksel’den dönüşte gazeteci arkadaşlarımızla birlikte Başkan Erdoğan’a şunu sorduk:

“Rusya-Ukrayna savaşı sonrası liderler son dönemde arka arkaya ülkemize geliyorlar. Krizler dünyada güç dengelerini değiştiriyor. Türkiye’nin dünyada bir enerji sıkıntısı yaşanırken, liderlerin Türkiye’ye ziyaretleri, bunların hepsini bir araya getirecek olursak, Türkiye’nin enerji hub’ı olma hedefi vardı, bu hedefte mesafenin azaldığını söyleyebilir miyiz?”

Ve Başkan’ın bence tarihin yeni bir dönüm noktası olacak cevabı şuydu:

“İnşallah bu önümüze yeni kapılar açacak. Şu anda açıklamayacağım. İnşallah bu yaptığımız görüşmelerle birlikte önümüze enerjide çok daha farklı alanlar açılacak ve bunu duyduğunuzda “Bu da nereden çıktı” diyeceksiniz. Bu görüşmelerden inşallah şöyle dört dörtlük bir sonuç çıkacak. İlk görüşmeleri yaptık, inşallah arkadaşlarımız da görüşmeleri devam ettirecekler, bu görüşmelerin devamında da biz bunun açıklamasını yapacağız.”

“LİBYA’DA NE İŞİMİZ VARDI?”

Başkan Erdoğan’dan böyle bir cevap bekliyordum, aslında daha geniş ipuçları da bekliyordum ama demek ki işler tam netleşince açıklama yapacak. Yapılacak açıklama “Türkiye Ekseni’nin” mihenk taşlarından biri olup ülkemizi “küresel güç” liginde üst sıralara taşıyacak.

Dünya liderlerinin Türkiye’ye gelmesinin tek sebebi Rusya-Ukrayna Savaşı değil! Savaş sadece “domino etkisi” yaptı. Libya’da olmasaydık, Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) Anlaşması imzalamasaydık bu kadar etkili olamazdık. Libya’da ne işimiz olduğunu anlayan anladı ama muhalefet görmezden geliyor. PKK’nın peşine düşen TSK’nın istediği tezkereye “hayır” dedikleri gibi şimdi “Büyüyen Türkiye”ye de adeta “hayır” diyorlar.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun neler yaptıklarını azıcık anlayabilseler “yerli ve milli muhalefet” olacaklar ama onların gözleri ve kulakları hep Pentagon yollarında!

yazının devamı