Dün “kızıl sultan” diyerek iftira attıkları Abdülhamid Han’ı zindana kapatıp, Çanakkale ordularının başına Alman General Liman Von Sanders’i geçiren dünya güçlerinin ihanet taşeronu İttihat ve Terakki zihniyeti; aynısını bugün Recep Tayyip Erdoğan’a “diktatör” diyerek yapmaya çalışıyor! 

Dün “hasta” yakıştırması yaptıkları devlete, bugün “katil” yakıştırması yapıyorlar! Kirli planlar bozulacak; çünkü onlar istemese de dininden ve tarihinden kopmayan bir nesil geliyor!

1128… Haçlı seferlerinin de başladığı tarihlere tekabül ediyor… 1071’de Anadolu’ya girdik, bu toprakları vatan edindik. Zalime karşı durup, mazlumun yanında saf tuttuk.

İlk haçlı seferleri de 1100’lü yıllarda başladı. Ne zamanki güçlendik, bütünleştik, diri ve iri durduk; işte o vakit “haçlılar” ve “içimizdeki haçlı zihniyeti” üzerimize saldırdı. Ama yıkılmadık, çünkü gücümüzü birlikten alıyorduk.

Son 200 yıldır harap olan vaziyetimiz ümmetin büyük parçası Türkiye ile düzelmeye başladı, toparlandık. Türkiye’nin toparlanması demek Filistin’in, Suriye’nin, Irak’ın, Doğu Türkistan’ın, Mısır’ın, Afrika’nın velhasılı ezan okunan tüm toprakların dirilmesi demektir!

Ne zaman ki dirildik, işte o vakit 1128 Akademisyen görünümlü Bizans sever ortaya çıktı. Onlar Bizanslı değiller, ama zihniyetleri Papa 2. Urban!

“Doğu’da vatandaşlarımız, askerimiz, polisimiz ölüyor ve şehit oluyor” demek başka bir şey; “Tüm ölümlerin sorumlusu devlettir” demek başka bir şey!

“Devleti yönetenlerin yaptığı bazı hatalar var” diyebilirsiniz, “Tek suçlu devlet, başka da suçlu yok” dediğiniz vakit; duvarlara “Zulüm 1453’te başladı” diye yazan haçlı artığı müptezellerden farkınız kalmaz!

Hangi devlet? Daha önce sormuştum, ama sizin mühürlenmiş yüreğinizi açacak anahtarlar çoktan kaybolmuş! Binbaşı Arslan Kulaksız’ı devlet mi öldürdü? Yasin Börü’yü, Başbağlar Köyü’ndeki savunmasız vatandaşları, eşi hamile olan Mehmetçikler’i, anaların ve babaların dualarla askere uğurladığı gencecik evlatları devlet mi öldürdü? Asit kuyularına masum vatandaşları atan hangi devletti? Ele geçirilmiş devlet mi yoksa milletin yönettiği devlet mi?

Kendilerini akademisyen zanneden, lakin milletin gözünde bir ümmîden daha ümmî olan; gözleri olup görmeyen, kulakları olup duymayan, dilleri olup hakkı ve hakikati konuşmayan, kalpleri olup anlamayan aciz millet düşmanları!

İnsanlar sizin ne olduğunuzu biliyor!

Birileri şunu da diyebilir: “İfade özgürlüğü var, hem siz Müslümanlar ne ara bu kadar devletçi oldunuz?”

Bunu diyenlerin yaladıkları çanaklarda masumların kanı var! Şayet ifade özgürlüğü bu millete ihanet etmekse bilin ki size bu ihanetin tadını aldırmayacağız!

Bu akademisyenler tek kelime bile PKK ve HDP demiyor, sanki böyle bir örgüt yok, sanki hendekleri kazan iş makinaları HDP’li belediyelerin zimmetinde değil! Devletin verdiği iş makinası ile devletin yaptırdığı kaldırımları söküp barikat kuruyorlar; ambulanslara, sivillere ateş açıyorlar ve sonra da çıkıp “devlet yaptı” diye kına yakıyorlar.

Devletin eksiği yok mu? Elbette var! Yaptığı hatalar varsa düzeltmesi için mücadele edeceğiz; ama bunu kan dökerek, araç yakarak, vatandaşın çocuğuna taş attırarak yapmayacağız!

 Bu devlet; içindeki bütün kavimlerle, dillerle ve inanç unsurlarıyla bizim devletimiz, ezanlı devletimiz, Müslüman ahalinin iradesiyle kurulan devlet! Bilge Kağan’ın, Alpaslan’ın, Ertuğrul’un, Osman’ın, Fatih’in, Abdülhamid’in, Adnan’ın, Muhsin’in, Necmettin’in devleti! 

Hiç kimse bizi 100 yıllık bir tarihe sıkıştırmaya kalkmasın! 

Biz, şehitlerimizi bile Mehmet Akif’in; “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın” mısralarıyla yâd ederken, binlerce yıllık bir tarihi mezara gömecek ve size yedirecek değiliz!

Bu millet, size 2. Çanakkale vakasını yaşatmayacak! Bu sefer siperleri Liman Von Sanders’lerin talimatıyla, 3-5 ecnebinin emriyle, haçlı zihniyetlerinin buyruğuyla, kendini akademisyen sananların bildirgeleriyle terk etmeyeceğiz!

Siz Osmanlı’yı tarih sahnesinden sildiğinizi sanırsınız, 100 yıl sonra birileri çıkıp “buradayız” diye haykırır! Milletçe buradayız ve hiçbir yere gitmiyor, siperleri terk etmiyoruz!

YeniAkit
16 OCak 2016