“Siyaset kansız bir savaştır. Savaş ise kan dökülerek yapılan siyasettir.”

Sözün sahibi Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurucusu Mao Tse Dung.

Bu söze Rusya-Ukrayna savaşının tam anlamıyla özeti de denilebilir.

Rusya-ABD arasındaki “kansız savaş” sonuç vermeyince iş bu noktaya evrildi. ABD, Rusya’yı bitirmek için hiç düşünmeden Ukrayna’yı ve halkını yem etti. Planlarını nasıl uygulamaya soktuğunu yaşayarak görüyoruz. Bir yandan mülteci edilen Ukrayna halkının dramını ve küçücük çocukların, patlayan bombaların sesleri eşliğinde korkuyla büyüyen göz bebeklerini, öte yandan da hemen dibimizde, bombalardan kıl payı isabet almayarak kurtulan atom reaktörlerinin sebep olacağı sonuçları düşünüp dehşetle irkiliyoruz.

Tüm bu hengâme içinde, Yahudi olmasına rağmen Ukrayna’daki Neo Nazi gruplarla siyasi ittifak kuran Ukrayna’nın sürgündeki (Varşova’da) Devlet Başkanı Vladimir Zelensky ise Dünya Yahudilerine “Rusya kasten Yahudilerin kutsal yerlerini ve Yahudi mezarlıklarını vuruyor. Savaşın ilk günü, Uman şehrinde binlerce Yahudi’nin 'hac' yeri vuruldu. Bütün Dünya Yahudilerine sesleniyorum: Bu savaşa sessiz kalmamalısınız” çağrısında bulundu.

İlginç bir çıkış. Putin’i ANTİSEMİT, yani YAHUDİ DÜŞMANI olarak lanse etmek istiyor.

İsrail Devleti, Zelenskiy’nin Anglo Sakson Hıristiyanlığı cephesine Yahudileri de eklemleme zokasını yutuyor mu peki?

Hayır, tabii ki yutmuyor ama kenarda tutuyor.

Geçenlerde Putin’in annesinin 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi bombalarıyla öldü sanılarak götürülürken, çok acayip bir tesadüf eseri cepheden yaralı olarak dönen babası tarafından ölmediği anlaşılarak kurtarıldığına dair dramatik hikâye epey konuşuldu. Vladimir Putin’in annesi 1999’a kadar yaşadı. Ama ömrü boyunca hep çalıştığı için küçük Vova’yı (Vladimir’in kısa adı) Petersburg’da oturdukları apartmanda yaşayan bir Yahudi komşu kadına emanet etti. Putin, kendisini büyüten “Yahudi annesini” çok sevdi. Bu yüzden de Yahudilere sempatiyle baktığını bilmeyen yok.

Konuya gelelim şimdi.

Önceki gün İsrail Başbakanı Naftali Benet, gizli denecek nitelikte bir kararla Moskova’ya gitti ve Vladimir Putin ile tam üç saat baş başa görüştü.
Benet, Putin’le görüşmesinin ardından Zelenskiy ile telefonda konuşarak Berlin’e uçtu ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile bir araya geldi. Bu görüşme 1,5 saat sürdü çünkü Olaf Scholz zaten 4 gün önce İsrail’deydi.

Benet’in bu görüşme trafiğinin sebebi Ukrayna-Rusya savaşında ara buluculuk olarak açıklandı. Ama o görünen kısmıydı ve asıl sebep Olaf Scholz’un İsrail ziyaretinde Benet ile görüştükten sonra yapılan ortak açıklamada ayan beyan ortaya dökülmüştü. Ortak basın toplantısında her iki başbakan da Viyana’da devam eden İran nükleer anlaşması görüşmelerinin daha fazla geciktirilemeyeceğini, bu yüzden İran’ın büyük çapta bir santrifüj inşa ettiğini belirterek “ŞİMDİ KARAR ZAMANI” dediler.

Neden ŞİMDİ?

Çünkü İran’a hükmedecek tek süper güç olan Rusya şu an Ukrayna savaşı ve yaptırımlar nedeniyle sıkışık durumda ve Zelenskiy’nin sepetlenmesi, Ukrayna’nın NATO’ya girmeyeceğini ve tarafsız kalacağını ilân etmesi gibi tavizlerin karşılığı olarak Putin’in önüne İran konulmaktaydı.

Ama işin evveli de var. İsrail, üstünkörü “ABD’yi destekliyoruz” deyip her iki tarafa mesafeli dursa da, ismi açıklanmayan Rus oligarklarına sembolik yaptırımlar uygulasa da bir kere Rusya’nın radarına girmişti. Bunun sonucunda Rusya İsrail’in işgal ettiği Golan Tepeleri üzerinde uçaklar uçurmaya başlamış, Suriye hava sahasını ta Ben Gurion Havaalanına kadar İsrail’e kapatmıştı. İsrail de böylece Suriye’deki İran ve Hizbullah askerî oluşumlarını bombalama eğlencesinden mahrum kalıyordu.

Şimdi MESELENİN KÖR NOKTASI'nda sıra.

İsrail Başbakanı Naftali Benet  Moskova’ya gitmeden önce Putin’den çok önemli bir 'RİCA’da daha bulunmuştu.