FETÖ’nün her ihtimale hazırlıklı olmayı gerektirecek planları ve buna uygun yetiştirdiği elemanları vardır. Özellikle siyasal partilerin içine sızacak adamlarını ta küçüklüğünden itibaren özenle yetiştirilmesini sağlar. Aile üyelerinden bazılarının örgütle bağlantısı olsa bile o “seçilmiş” kişi ne örgüt okullarında ve dershanelerinde eğitim görür, ne ışık evlerinde bulunur ne de derneklerinde yer alır. O, soğutucuda “kara günler” için saklanan kişidir. Tüm casusluk örgütlerinin en temel uygulama biçimlerinden, “Uyuyan Ajan” modelidir bu.

FETÖ de bir casusluk örgütü olduğu için buna şaşırmamak gerekir...

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın partinin İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun FETÖ’cü olduğunu söylemesinin ardından ortaya şaşırtıcı bir durum çıktı.

O durum, Buğra Kavuncu’nun saymakla bitmeyen FETÖ iltisaklı aile fertleri ve ilişkileri. Şu anda tutuklu olan Enver Altaylı’dan, kuzeni eski Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu’ya kadar pek çok isim. Kimi firari, kimi tutuklu. Öyle böyle değil, hepsi yakın akraba. Dün Nedim Şener’in yayınladığı fotoğrafta da görüleceği üzere Kazakistan’da Enver Altaylı’nın kardeşi Talha Altaylı’ya ait lokantada büyük bir masa etrafında toplanmış isimler arasında kimler yok ki?

FETÖ’nün Kazakistan imamı Mesut Ata, Buğra Kavuncu’nun babası Orhan Kavuncu, dayısı FETÖ’den tutuklu Enver Altaylı, Bank Asya’nın kurucu ortağı Mehmet Artukaslan, Kazakistan’daki FETÖ’nün Zaman gazetesi başyazarı Ahmet Alyaz ve Buğra Kavuncu’nun kardeşi Oruç Burak Kavuncu.

Tadından yenmez bir aile tablosu!..

Enver Altaylı iddianamesine dün bir kez daha baktım. Savcıları kutlarım. Çok kapsamlı ve delillerle donatılmış bir iddianame. Orada ilginç bir bilgi vardı. Buğra Kavuncu’nun babası, Meral Akşener’in “abi” dediği Orhan Kavuncu’nun, Enver Altaylı’nın kara kutusu Nizamettin Afşar’a “Enver abiye destek” açıklamalı çok sayıda para transferi yaptığı tespit edilmiş.

Dediğim gibi aile fotoğrafı müthiş Buğra Kavuncu’nun. Aile fertlerinin ilişkileri de keza öyle.

Ama kendisine bakıyorum. FETÖ’cü Kazakistan Türk İşadamları Derneği KATİAD’ın kurucusu olduğu bilgisi dışında sicili temiz. Ha bir de Türkiye mümessili olduğu BASF adlı teknoloji firmasının BND ile çalıştığı ve FETÖ’cüleri yönetici yaptığı iddiasını bir kenara koyarsak. Yani ne örgüt okullarıyla ve dershaneleriyle, ne örgüt üniversiteleriyle ilişkisi var eğitim sürecinde. Işık evlerinde de görülmemiş.

Ama gelgelelim Buğra Kavuncu’nun bu kadar FETÖ iltisaklı fertlerin bulunduğu aile ortamında yetişmiş biri olarak “tertemiz bir sicil”e sahip olması, bana “Genelevde çalışıp bakire kalmak” gibi geliyor. Bilmiyorum, Türk filmlerinde başardılar, belki o da oradan ilham almıştır!

Tabii bunları söylerken yukarıda sözünü ettiğim türden bir “uyuyan casus” olduğunu söylemek istemiyorum Buğra Kavuncu’nun. Sonuçta “Masumiyet Karinesi” var. Ama bu tepeden inme Prens projektörlerin üzerine çevrildiği bir isim olunca, insan ister istemez onun etrafındaki büyük fotoğrafa bakıyor.

Buğra Kavuncu’yu dün Fox’un sabah programında İsmail Küçükkaya’nın sorularını cevaplarken dikkatle dinledim. İsmail ona “İnanmıyorum ama çok cesur gazeteci gibi görüneyim” edasında “Siz FETÖ’cü müsünüz?” diye sordu. Alacağı cevap belliydi. Nitekim Buğra Kavuncu tam beklediğim gibi “Ben her zaman FETÖ’yü lanetledim, hepsinin Allah belasını versin” tadında bir cevap verdi. Bu jargon bana bir yerlerden tanıdık geldi ama neyse...

Ben İsmail’den şu soruyu da beklerdim misal:

“Fetullah Gülen’in alçak ve şerefsiz bir CIA piyonu olduğuna katılıyor musunuz?”

Bu soruyu cevaplarken acaba Buğra Kavuncu’nun yüz ifadesi nasıl olurdu?

Ama asıl ilgimi çeken başka üç nokta vardı.

Buğra Kavuncu “Bu ülkede iftiralar yüzünden pek çok asker hapse düştü” dedi. Acaba kimleri kastetti?

İkincisi şu: KATİAD’ın kuruluşunda yer alan üyeleri sıralarken “Üyeler arasında Atatürkçüler, solcular, Nurcular, Süleymancılar ve FETÖ sempatizanları vardı” dedi.

Hepsi ismiyle müsemma ama FETÖ’cüler sempatizan öyle mi? Çok enteresan.

Üçüncüsü de Dayısı Enver Altaylı hakkındaki sözleri.

Buğra Kavuncu FETÖ örgütü üyeliği, casusluk gibi pek çok suçtan yargılanan, hakkında çok ciddi ve somut deliller olan dayısı Enver Altaylı için “Bilmiyorum yargı karar verecek ama kendisi 75 yaşında ve bir hücrede tutuluyor” diyerek mağdur edildiğini ima etti.

Ne üzücü değil mi?

İsmail Küçükkaya bunun üzerinde durmadı bile.

İsmail Küçükkaya, Buğra Kavuncu’ya kuzeni eski Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu’yu sormadı bile. Oysa Küçük Prens’imiz İsmail Kavuncu’nun Kazakistan’da yaptığı yatırımlardan sonra oraya gitmiş ve kuzeninin sağladığı imkânlarla “iş adamı” olmuştu.

Evet, suçun bireyselliği deriz. Buğra Kavuncu da “Beni ailemle yargılamayın” demeye getiriyor ama öte yandan Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda  önemli görevler almış atalarını anlata anlata bitiremiyor.

Olumlu aile üyeleriyle kendini aklarken, FETÖ iltisaklıları görmezden gelmemizi istiyor. Dahası hiçbirinin darbeci olmadığını söylüyor.