GÜNCEL

Fuat Uğur : Abdullah Gül’ün çalışma ofisinden manzaralar

Tarih
17 Aralık 2019
İzlenme
2736 Kişi

Arkadaşım anlattı.

Tanıdığı bir iş adamı dostu telefon edip “Bil bakalım dün neredeydim?” diye sormuş.

Böyle “Bil bakalım” diye başlayan sohbetlerde aklıma hep Stanley Kramer’in “Bil bakalım bu akşam yemeğe kim geliyor” adlı filmi (Guess Who's Coming to Dinner) takılıyor. Türkiye’de “Beklenmeyen Misafir” adıyla oynamıştı.

ABD’de Siyah-Beyaz ayrımının en şiddetli olduğu yıllarda, demokrat bir anne-babanın sarışın kızlarının eve tanıştırmak için getirdiği “zenci” delikanlı karşısında yaşadığı ikilem anlatılır.

Şimdi siz “Konu nereye varacak acaba” diye bekliyorsunuzdur.

Komplocu Soner Yalçın’ın yaptığı türden, atmasyon bir bağlantı beklemeyin, öylesine anlattım. Belki filmi izlersiniz, çok güzel.

Bu iş adamı dost, “Bil bakalım” diye başlarken, gittiği yerin, eski Cumhurbaşkanlarından Abdullah Gül’ün çalışma ofisi olduğunu söylemek istermiş.

Ne mi yapmış?

Tahmin ettiğinizi; Abdullah Gül ile “istişarelerde” bulunmuş.

İyi hoş ama benim de arkadaşımın anlattıklarından tanıdığım aynı iş adamı, yakın zamana dek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ve AK Partili yöneticilerin kapısını aşındırmıyor muydu?

Demek ki birileri kendince “geleceğe” dair yatırımlar yapmak amacıyla pozisyon ediniyor.

İş adamının verdiği diğer bilgi daha da ilginç.

abdullah gül ile ilgili görsel sonucu"Gül’ün çalışma ofisi epey kalabalıkmış. Gelenlerin çoğu da iş adamıymış yine.

Çok şaşırdım buna. Düşünün, bekleme odasında Abdullah Gül ile görüşmek için sıraya girerken herkes birbirini görüyor ve sohbet ediyor. Ne tuhaf! Yukarıda da belirttiğim üzere bunların hepsi, birbirlerini Erdoğan’ın kapısında görüp sohbet etmiyor muydu?

Arkadaşım gazeteci ve televizyon yöneticisi olmasına rağmen benimle mukayese edildiğinde çok fazla iş adamı aklına sahip olduğundan “Fuat'cığım iş adamı yeri gelir, bekleme odasında şeytanla bile sohbet eder, umursamaz” dedi.

Zaten bu tür konularda ona hep hak veririm. Benden akıllı çünkü.

Merak ettiğim bir diğer konu da Gül ile görüşmek için bekleşenler hangi ölçekteki iş adamlarıydı?

Onun bilgisini de aldım. Genellikle küçük ve orta ölçekli iş adamları.

Ne konuda “istişareler” yapıldığını az çok biliyoruz. İş dünyasında yaşanan sıkıntılar, artık verilmeyen ihaleler ya da işlerin eskisi gibi köşeleri döndürmemesi vb. vb... Ve ardından “Sayın Gül daha iktidara gelmeden sizin yanınızda yer aldığımızı unutmayın” imaları.

Tamamını kastetmiyorum ama bu türden tıynetsiz küçük ve orta ölçekli iş adamı her zaman ihanete hazırdır. Yıllarca Erdoğan sayesinde paraya para dememiş, kazandıkça kazanmış ama sebebi ortada, çoğu yurt dışı saldırı kaynaklı ekonomik sıkıntılar nedeniyle, kârdan zarar etmeye başlayınca hemen “satış” noktasına gelmiş prototip.

Yüzyıllardır böyleler aslında.

Dilimize yerleşen “Gelene ağam, gidene paşam” lafı boşuna söylenmedi.

Bunların bir farkı var, istikbal gördükleri politikacıya, daha evvelinde gizlice yatırım yapıyorlar.

“İnsan gerçekten hayret ediyor” Abdullah Gül’ün deyimiyle.

İyi de büyük iş adamları neden ziyaretine gitmiyordu ki?

Bilmiyormuş.

Doğru, büyük iş adamı teke tek görüşür. Diğerleri gibi lobide kuyruk beklemez.

Bu küçükler, eğer her şey istedikleri gibi gitmezse, o vakit “Güller ve dudaklar” şarkısı eşliğinde hazin ve eski bir aşkı hatırlarlar. Daha doğrusu onlara eski aşkları birileri tarafından usulünce hatırlatılır.

Abdullah Gül’e gelince.

Artık aleniyete döktü işi.

Bir yerlerden cesaret almalar filan, boş değil bunlar.

Sayın Gül’ün 6-7 Aralık tarihlerinden Tunus’ta “The Arab Institute of Business Leaders-IACE”ın düzenlediği “Teşebbüs ve Devletin Yeni Rolü” başlıklı etkinlikte yaptığı konuşma da işaret fişeklerinden biri.

Gül’ün konuşmasındaki “Demokrasi sandık demek değildir” sözü geçen haftanın gündem konuları arasındaydı.

Özetle şöyle diyordu:

“Her şeyden önce, demokrasi oy sandığına indirgenemez. ‘Kazanan her şeyi alır’ mantığı, seçimi kazanan her ne isterse yapabilir, bir ülkenin demokratik kalkınmasına zarar verir.”

Bu sözler tanıdık geliyor. 

Abdullah Gül daha iki yıl evvel “Evinizin içi düzenli değilse iç karışıklıklar başlar ve dış müdahaleler kaçınılmaz hâle gelebilir” diyebilen, uluslararası darbeci ve işgalci saldırıları meşrulaştıran bir isim.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER