GÜNCEL

Fadime ÖZKAN : Amaç DEAŞ’ı gösterip PKK’ya razı etmek mi?

Tarih
03 Ocak 2017
İzlenme
853 Kişi
Ünlü gece kulübüne yapılan korkunç terör saldırısını -beklendiği gibi- DEAŞ üstlendi.

İlginç olan şu ki, DEAŞ yakın zamana kadar Türkiye’deki saldırıları üstlenmiyordu. Uzmanlara göre iki sebebi var bunun. 1) “Türkiye DEAŞ’a yardım ediyor” yalanının açığa çıkmasını engellemek. 2) Türkiye’den insan devşirebilme ihtimalini berhava etmemek.

Türkiye uzun zamandır DEAŞ’ın hedefinde. Devlet de bu vahşi terör örgütüyle her alanda mücadele halinde. Kendisine İslam Devleti diyen terör örgütünün İslam adını kirletmesine izin vermemek için DEAŞ demek dahil.

Terör listesine aldığı Nisan 2013’ten bu yana sistematik olarak mücadele ediyor Türkiye DEAŞ’la. Temmuz 2015’te başlayan sınır ötesi operasyonlar Ağustos 2016’dan beri Fırat Kalkanıyla El-Bab kapısına dayanmış vaziyette.

İçerde DEAŞ hücrelerine yapılan baskınların ve tutuklananların güncel sayısını operasyonların sıklığı nedeniyle tutmak zor ama 2016 sonu itibariyle TSK’nın Suriye’de etkisiz hale getirdiği DEAŞ’li sayısının 1294 olduğunu biliyoruz. Bu rakamın son dört günde arttığını da. DEAŞ’la mücadele için kurulan 65 ülkeli koalisyonun arazi olduğunu, Türkiye’nin DEAŞ’la tek başına mücadele ettiğini de... 

Hal böyleyken Türkiye’nin adını DEAŞ’la anabilenler var. DEAŞ’ın vahşetini gösterip bize PKK’yı çiçek böcek göstermeye çalışanlar var.

DEAŞ’ın İslam’ın adını kullanmasından dolayı Müslüman oluşumuzu tehdit ve teröre desteğin ispatıymış gibi sunanlar var. Diyanet’in Müslümanları dinin men ettiği günahlara karşı uyarmasından DEAŞ’e gerekçe üretmeye cüret edenler var. DEAŞ’ın Medine’de Mescid yakınında da bomba patlattığını perdeleyip Müslüman=DEAŞ iftirasını oturtmaya çalışanlar var.

Esasen hepsini içeren bir başka mekanizma var. DEAŞ, PKK, FETÖ ya da DHKP-C’nin gerçekleştirdiği her terör saldırısından sonra harekete geçen bir mekanizma bu. Terörün istediği dehşet-kaos duygusunu yayarak siyasi sonuç alma hedefini, teröristin bıraktığı yerden devralıp tamama erdirmeye çalışıyor.

Bunu yapanlar siyasi-sosyal alanda, konvansiyonel-sosyal medyada yer alan kimi isimler.

Bazıları insanda “gayet profesyonel” kanısı oluşturuyor. Mütemadiyen Türkiye düşmanlığı pompalıyor, toplum kesimlerini dini, mezhebi, ırki ya da yaşam biçimleri üzerinden karşı karşıya getirip aralarına kin ve nefret sokmaya çalışıyorlar.

Az sayıdalar, marjinaller, itibarsızlar, sorunlu tipler ama mide bulandırıyorlar.

Üstelik terör saldırıları sıklaşıp, acı ve endişe arttıkça bu değersiz parazitlere tahammül de zorlaşıyor. Acıyla sarsılan, birliğini dirliğini bozmayıp sadece yasını tutmak isteyen insanlar bir de provokatörlerin saldırısına maruz kalıyor.

Reina saldırısı sonrasında da oldu aynı şey. Kimileri yılbaşını eğlenceyle kutlayanlarla kutlamayanlar arasında düşmanlık yaratmak istedi. Vekil sorumluluğunu unutan kimileri Alevi-Sünni farkını zıtlığa çevirmeye kalktı. Yabancı medyaya Türkiye’den haber geçen ve son yıllarda manipülatif yazılarıyla öne çıkan kimileri “DEAŞ ile sadece PYD-PKK savaştığına göre Türkiye PKK’ya saldırmaktan vazgeçer artık” diyerek pis bir işbirliğini faş etti.

Keza Batı medyası, fırsat bu fırsat PKK’yı aklamaya kalktı. “Saldırıyı PKK üstlenmedi, üstelik kınadı” diyerek PKK’nın terör örgütü değil bir tür sivil toplum kuruluşu olduğu havası yaratmak istedi. Tıpkı Cumhuriyet gazetesinden A.Y’nin vaktiyle Kandil’e gidip PKK yöneticilerinin “görüşleri” görünümündeki PKK propagandasını “PKK’lıların çevre dostu olduğu, ağaçları koruduğu, yere izmarit bile atmadığı” vurgusuyla vermesi gibi.

Ez cümle şu artık iyice netleşti.

1) Terör örgütlerinin adı, saldırı zamanı, mekanı değişse de hedef değişmiyor: Toplumsal çatışma çıkarmak ve halkın devlete inancını sarsmak.

2) Terör örgütlerini manivela olarak kullanan el bize DEAŞ’ı gösterip PKK’ya razı etmeye çalışıyor.

Star
3 Ocak 2017

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER