Yaşanan olaylar gösterdi ki, Lütfü Türkkan’ın sebebi bilinmeyen ve hiç bitmeyen bir itibarı, saygınlığı, siyaset ve kamuoyu gücü varmış. Bingöl’de boğazına yapıştığı şehit kardeşine galiz küfürler etmese ve bir kadının ırzını hedef almasa böyle bir itibarının olduğunu göremeyecektik. Zira kendisi İYİ Parti Grup Başkanvekili gibi değil, sosyal medyada trolmüş gibi paylaşımlar yapıyordu.

Başlıkta ‘bey’ dedim ama bu saygınlık sanısını kullanan ben değilim, bu yüzden de tırnak içine aldım. Önce gazeteci Sevilay Yükselir ekranda kendisi için “Tam bir İstanbul beyefendisidir, yaptığı ayıp ama bazen insan gaflete düşüyor” dedi. Ardından İyi Parti Kocaeli İl Başkanı, “Onurlu davranışın ne olduğunu bilmeyenlere küpe olsun! Küfürden dolayı, onurlu bir davranış sergileyen Lütfü Türkkan Bey’i tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.

Lütfü Türkkan gerçekten de çok itibarlı biriymiş. Öyle ki CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, küfür ve kıyameti görmezden gelip Bingöl’de yaşananların provokasyon olduğunu ifade etti. Üstelik küfür edilen, onuru ayaklar altına alınan şehit ağabeyinin İzmir’den gelen bir provokatör olduğunu söyledi. Şehit ağabeyinin İzmir ile hiçbir bağlantısının olmadığını bile bile hem de. Neden mi bile bile? Belli ki Lütfü Türkkan’ın küfürler ettiği kişinin İzmir’den Bingöl’e gelen bir provokatör olduğu yalanı CHP MYK’da kararlaştırılmış. Faik Öztrak’ın açıklamasından hemen sonra aynı zamanda İzmir Milletvekili olan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, “Araştırdık, şehit yakınının İzmir ile hiçbir bağı yok. İkameti de Bingöl’de” yalanlamasını yaptı. Fakat bu açıklamaya rağmen ertesi gün Kemal Kılıçdaroğlu İzmir senaryosunu dillendirmeye devam etti. Lütfü Türkkan’ın itibar seviyesini görüyorsunuz değil mi? CHP MYK, kendisi için tamamen yalan olan bir senaryoyu en üst düzeyde sahneye sürdü. Lütfü Türkkan’ın kabul ettiği küfrü CHP hala kabul etmiş değil.

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise grup toplantısında en az Bingöl’de yaşananlar kadar seviyesiz bir konuşma yaptı. Şehit ağabeyine “pornocu” dedi. Yetmedi “yavşak” diyerek hakaretler etti. Üstelik bu sözleri bir genel başkan ve bir kadın olarak TBMM’deki kürsüden yaptı. Aynı Akşener, şehit kardeşi için kullandığı ağır ifadeleri iki hafta önce Kurtalan'da "Burası Kürdistan'dır" diyen bölücüyü diyememişti. Şehit bacısına küfür eden Lütfü Türkkan için ise “Lütfü Bey bir hata yaptı. Hislerine yenik düştü” güzellemesi yaptı. Grup başkan vekilliğinden istifa etmesini siyaset tarihinin en onurlu davranışı olarak sundu neredeyse. Oysa Meral Akşener bir kadın olarak, Lütfü Türkkan’ın muhatabı kim olursa olsun girdiği bir tartışmada, karşı tarafın namusuna laf etmesini, kız kardeşine sözlü olarak meyletmesini ahlaki yönden ele alan konuşma yapsaydı infial noktasına gelen bu hadiseyi kontrol altına alabilirdi. “Bir dakika! Lütfü bey hislerine yenilmiş ama bu nasıl bir küfür kardeşim. Bir insanın namusuna nasıl laf edersin? Tartışmayla alakası olmayan bir hanımefendiye iğrenç küfürler edemezsin. Karşı taraf şahsıma ne söylemiş olursa olsun edilen küfrü kabul edemem” deseydi mesela…Demeliydi. Zira kendisi bu konuda çok hassas, keskin, konu kadınlar olunca siyaset üstü tavır alan ve gayet ataerkildir. Nereden mi çıkardım?İki örnek vereceğim. İlki, Başak Demirtaş'a Twitter'daki kimliksiz bir hesaptan küfür edilmesi meselesi. Tüm Türkiye'nin adeta cinsiyetçilik sınavına tabi tutulduğu olay üzerine Meral Akşener de TBMM Grubunda konuşma yapmış ve "çirkin dilinizi de ellerinizi de kadınların üzerinden çekin artık" diye haykırmıştı. İkincisi, 2013 yılında paylaştığı tweet. Bakın konu namus olunca nasıl keskinleşmiş Meral Hanım: “Namusuma laf eden olmadı. Edilse idi gereğini yapmak eşime ve ağabeyime düşerdi. (Oğlum küçüktü) Bizim aile töresi böyle işler muhteremler.”

Gelelim ‘Lütfü Bey’in hislerine… Şöyle bir baktım da hislerine ilk yenik düşmesi değilmiş. Milletvekili olmadan önce paylaştığı bazı tweetleri çıktı ortaya. Akıl alır gibi değil. Lütfü Türkkan Twitter hesabını tamamen hisleriyle kullanmış meğer. Paylaşımlarını buraya alıntılayarak sayfayı kirletmek istemiyorum. Sosyal medyada tartıştığı kişilere küfürlü yanıt vermeyi spor haline getirmiş. İzlediği programlarda gördüğü kadınlara ulaşmak için Twitter’daki takipçilerinden yardım dahi istemiş. Yetmemiş, Twitter hesabını kendisini reddeden ya da beğenmeyen kadınlara sitem etme aracı olarak da kullanmış. Lütfü Türkkan Twitter’da açığa vurduğu hislerine yenilse daha neler neler olurdu diye düşünmek bile istemiyor insan.