Adına Batı dediğimiz bu topluluk Türk ve Müslüman düşmanlığını giderek devletlerinin politikası haline getiriyor.
Ne acıdır ki bu bir gerçek.
Vehim değil, paranoya değil.
Tabii bu hal devlet politikası olunca o milletlerin insan tipi de bu fikre uygun oluşmaya başlıyor.
Yani inanılması zor ama Avrupa'da devletler, Türk ve Müslüman düşmanı insanlar yetiştiriyorlar.
Dostlar, bu satırları bir kaç gün önce burada sizlerle paylaşmıştım. Keşke yanılmış olsaydım.
Hollanda'da yaşananlar bu yazdıklarımı harfi harfine doğruluyor.

***

Demokrasi, insan hakları, özgürlükler, hukukun üstünlüğü, serbest seçimler...
Bu kavramlar ile kendileri dışındaki dünyaya her fırsatta ders veriyor, ahkam kesiyorlardı. Meğer bu bir savaş yöntemiymiş. Bunların arkasına geçip, başta Türkiye olmak üzere ayar vermek, karıştırmak, diz çöktürtmek istedikleri ülkelere saldırıp duruyorlarmış.
Ne taktik ama!!! Duyduğunuz zaman bu sözcükler, kulağa ne kadar da hoş geliyor. Ama aslında bunlar birer savaş silahı... Avrupa Birliği, insanlığın içtenlikle inandığı ve saygı duyduğu bütün bu değerlerin de ırzına geçti. Uğruna canlar verilmiş, kanlı mücadeleler sonrası elde edilmiş yüce değerleri, bu barbarlar devletleri sömürmek için kullanıyorlarmış meğer...

***

Hollanda nasıl bir ülke?
Stratejist Abdullah Çiftçi'nin değerlendirmelerine göz atalım.
Küreselcilerin kontrolünde...
Uyuşturucunun en yaygın olduğu ülke... Hollanda'da geçtiğimiz yıllarda düzenlenen Yılın Eşcinsel Erkeği yarışmasını bir politikacı kazanmıştı.
Hollanda Avrupa'da en fazla camii yakılan ülke. İkinci sırada Almanya var.
Halkın günlük uyuşturucu ihtiyacı için Coffeshop'lar var. Hollanda'ya yeterli uyuşturucu girmesin, karışıklık çıkar.
PKK'ya ilgilerinin bir nedeni de bu...
Uyuşturucu kuryeliği.
Almanya ve Hollanda'nın sahibi aynı zamanda 15 Temmuz'u da FETÖ üzerinden kurgulayanlar.
Küreselciler kurguladıkları 21. yüzyıl insan tipini Hollanda'da üretiyorlar.
LGBT+uyuşturucu+ateist+ailesiz bir nesil...

***

Ülkemizi içeriden çökerteceklerdi, terörist PKK'ya devlet kuracaklardı, içerideki tetikçileri kullanacaklardı, hepsini denediler olmadı. Bizzat kendileri sahaya indiler. Bugüne kadar dediklerimizin hepsi bir kez daha gerçek oluyor.
Bu artık resmen Haç ile Hilal'in savaşı.
Olanların en açık anlamı bu... 1400 yıldır devam eden hak ve batıl mücadelesi bu. Durup dururken ve biz hiç bir şey yapmamışken içlerindeki haçlılığı nasıl da fışkırtıyorlar görüyor musunuz? Nasıl da pervasız ve hatta hınçla saldırıyorlar oradaki kardeşlerimize, Türkiye Cumhuriyeti'nin temsilcilerine fark ettiniz mi?
Bildiğiniz Haçlı'lar bunlar...
Bu arada hala önce onları değil de kendi hükumetini suçlayanları da seyrettiniz değil mi?
Onlar da içimizdeki Haçlı'lar...

Takvim
14 Mart 2017