SİYASET

Ergün Diler : Yeni denge

Tarih
16 Aralık 2015
İzlenme
7615 Kişi
Kaç film izlediğimi hatırlamıyorum. Ama çok. CASUSLARLA ilgili iyi bir filmi hiç kaçırmadım.
Çok da okudum. Oradaki kahramanların nasıl yönlendirildiğini, neye hizmet ettiğini, rollerine ne kadar hakim olduklarını, nasıl aldatıldıklarını, nasıl çıkış bulduklarını hep ilgiyle izledim. İnceledim.
Savaş filmlerini de...
Hollywood hep BİREYİ öne çıkarıyordu. Herkese "Siz de kahraman olabilirsiniz!" diyordu. Tek bir Amerikalı Afganistan'ı, Irak'ı, Vietnam'ı yakıp yıkabiliyordu.
Saçmaydı! Ama mesaj farklıydı.
İngilizler'in ÖRGÜTLENME BİÇİMLERİNE göre pozisyon alıyorlardı. Kraliçe'nin adamları ÖRGÜTLERLE yürürken bunlar KAHRAMANLARLA gitmeyi tercih ediyordu. Savaş buydu aslında... Türkiye'de de Ortadoğu'da da durum buydu.
CIA etkili bir İSTİHBARAT kuruluşudur. Tepesinde Amerika'nın politikalarını belirleyen 12-13 kişi vardır. Koca bir geminin ne yöne gideceğine ve orada ne yapacağına bunlar karar verirdi. Başkanların bir önemi yoktu. Kennedy önemliydi.
Bildiğini yapmaya kalktı. Gitti. CIA hedef seçtiği ülkelerde KİŞİLERLE temas kurar. Bazen para, bazen ilke, bazen şöhret, bazen de ülke değiştirme garantisi ile sonuç alırdı.
İngiliz İstihbarat Servisleri MI5 ile MI6 da çok profesyonel servislerdir. EN İYİ olduklarını söyleyen çok kişi duydum. Bunların da tepesinde KRALİYET'in seçtiği adamlar vardır. Hiçbir örgüt kendi başına hareket edemez. Hedefler verilir.
İngilizler'i ayıran ve farklı kılan TEKNİKLERİDİR.
Yıllar önce MI6 çok sevdiğim bir dostuma geldi. PERA'da buluşup kahve içmeye razı etti... Ben yıllar sonra duydum! İngiliz ajanı Türkiye'deki muhtemel gelişmeleri kahve eşliğinde tek tek sıraladıktan sonra masaya içinde 3 ailenin isminin yazılı olduğu zarf bıraktı...
Dostum çok akıllı ve olayı önceden süzebilecek biriydi. "Ben açmadan içindekileri siz açıklayın!" cevabı verdi.
İstanbul'un göbeğinde Türkiye'nin kaderini tayin edecek bir toplantı herkesin gözü önünde yapılıyordu.
Ama kimse bir şey anlamıyordu.
Zaten İstanbul'la ilgili pek bir şey bilmezdik.
MI6 ajanı (adı ben de saklı) "Rahat olun! Çekinecek bir şey yok.
Sadece sizin fikrinizi almak istiyoruz.
Biz seçenekleri üç'e düşürdük. Size göre kiminle yürümeliyiz!" dedi...
Kahvesini içen dostum daha cevabını vermeden "Siz iki isim söyleyin yeterli! Biz onlarla gideceğiz!" diye ekledi sarışın ve mavi gözlü olmayan James Bond! Dostum 3 rakamını sevmezdi.
Hele karşıdaki 3'ten ikisini alıp gidecekse hiç! Düşündü ve cevap vermeden oyunu anladı. Aslında MI6 söylenen iki ismi aldıktan sonra zarftaki 3 ismi 2'ye düşürecekti. Ve giden 2 de dostumun önerdiği "Alın bunlarla çalışın!" dediği isimler olacaktı. Aslında İngilizler dostuma "bizimle çalış ve yapıyı beraber büyütelim" teklifi ile geliyordu.
Onlar ismi belirlemiş, sadece ORGANİZASYONU yönetecek isim arıyorlardı. Dostum da bunları çok ama çok iyi biliyordu... KAPTAN arandığını anladı.
Türkiye'deki en akıllı insanlardan biri bu yapının başına getirilecekti.
Kurdukları sistemle Türkiye'yi kontrol edecekler, bu yapıyı kontrol eden dostumu da kendileri kontrol altına alacaklardı. Bu ülkeyi çok sevdiğini yakından bildiğim dostumun fal bakacak hali yoktu. Zarfın içindeki üç ismi de biliyordu. Kahvesini yudumladıktan sonra Haliç'e doğru dönüp "Bence siz oradaki diğer iki ismi dikkate almayın. ...... ve ailesiyle çalışın. Benim söylediklerimin de bir önemi yok. Zaten kararı çok önce verdiniz!" dedi...
Hindistan'dan beri böyleydi.
İngilizler BİR AİLE SEÇER ve onu EKONOMİK olarak uçururdu.
Güçlendirir ve ülke içinde söz sahibi olmasını sağlardı. Tek bir aileyi kontrol ederek koca bir ülkeyi yönetirlerdi. MI6 böyle çalışırdı. ÖRGÜTE İNANIRLARDI. Bu nedenle AŞİRETLER ve DİNİ GRUPLAR kesinlikle ama kesinlikle bu gözlükle incelenmeliydi. Çünkü pek çok oluşumun SIFIR noktasında bunlar vardı. Siz hiç JAMES BOND görmezdiniz. Onlar da bilirdi bunu!
Zaten bu nedenle FİLM çekip bizlere JAMES BOND'u anlatıyorlardı.
Yoksa karşımızdakiler bazen falanca AĞA, bazen de filanca Hoca Efendi oluveriyordu... Bir ya da iki kişiye nüfuz edip koca bir bütünü ele geçirirlerdi. Böyle yönetirlerdi.
Bakın! OSMANLI'yı İngilizler yıktı. Petrol için.
Kayıtlarla sabit! İngiliz İstihbaratı BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI öncesi İstanbul'da cirit atıyordu. Savaş başladı ve yenildik.
Koca Osmanlı çöktü. İçeriden ve dışarıdan el birliğiyle yıkıldı. BOĞAZ'da MI6'in yalıları (KIRMIZI YALI) vardı. Ian Fleming bile İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'ndan sonra gelip burada kalıyordu. Kim Philby gibi... Kitaplar yazılıyordu.
Ama bizler OSMANLI'yı yıkanlarla İŞBİRLİĞİ yapan tek bir YERLİ İSİM BİLE BİLMİYORDUK.
Vardı oysa. Çok hem de! Ama bizlere niçin tek isim bile söylenmiyordu.
Ya İngilizler İstanbul'da hiç casus bulundurmadı ya da bunlar hala görevlerine DEVAM ediyorlar... AİLECE. Kan bağı. Bizim anlamadığımız yöntem yani!
CIA ile MI6 savaşıyordu aslında.
Kavga bizim de içinde olduğumuz coğrafyada yaşanıyordu. İngilizler FÜZELER üzerinden kurulan Washington-Moskova işbirliğini bozmak için çok uğraşıyorlardı.
MI6 PARAYI elinde tutanlarla birlik olup geliyor, beyaz Saray ile Kremlin ise TEKNOLOJİYİ, SİLAHLANMAYI ve ENERJİYİ öne alarak yürüyordu. Paranın PARA ETMESİ için, silahın, teknolojinin ve enerjinin de kontrol edilmesi için TÜRKİYE'nin bir tarafta olması şarttı! Kavga buydu!
Gezi'de, 17 Aralık'ta, 25 Aralık'ta, Oslo'nun sızmasında, telefon dinlemelerinde, odalara kamera konulmasında HİÇ YABANCI gören oldu mu? YOK Kİ! İkinci Dünya Savaşı'ndan beri Amerika ile Rusya düşman kardeşler! AVRUPA iki büyük savaş çıkardı. Bunu bildikleri için silahlanarak BARIŞ DENGESİNİ kurdular ama kimseye söylemediler.
Petrol fiyatlarını belirleyen tek güç ise AMERİKA! 1973'ten beri...
Washington Rusya'yı yıktığı zaman yerine AVRUPA geçecek demektir!
Bu da RUSLAR'ın silaha davranması anlamına gelir! Zor ihtimal! Hem de çok zor! Çıkacak bir savaştan kimsenin elde edeceği bir şey yok çünkü. AKILDIŞI! ABD'de PARAYI ELİNDE TUTANLAR Rusya'yı kenara itip dengeye AVRUPA'yı koymak istiyorlarsa savaş AMERİKA'nın içinde çıkacak demektir! Bu da akla uygun değil. Çünkü çöküşü içeriden başlatır. Üçüncü bir seçenek daha var! Rusya'nın gücünün yanına MÜSLÜMAN ve TÜRK DÜNYASINI kapsayacak bir güç daha katmak! Savaşı BATI ile DOĞU arasında gibi göstermek! BATI ittifakındaki Türkiye ORTADOĞU'daki enerji kaynaklarını kontrol edecek. Bir adım geri çekilen Rusya ise ORTA ASYA'da ÇİN'e adım attırmayacaktı.
İçinde TERÖRÜ YAŞAYAN AVRUPA da çaresiz bu savaşın oyuncağı olacaktı... Amerika ise ÜSTÜN TEKNOLOJİ ile dengenin diğer ayağını meydana getirecekti... ASKER, SİLAH, ENERJİ ve TEKNOLOJİ yani hepsi bir aradaydı. Ama ayrı ellerde!
Türkiye MUSUL-KERKÜK petrollerini dünyaya açtığı zaman fiyat daha da düşecekti. Ruslar'ın gazı, Türkler'in petrolü, Amerikalılar'ın ise TEKNOLOJİYİ kontrol etmesi gerekiyordu! DENGE GALİBA BU!
PARAYI ELİNDE TUTANLAR MI?
Savaş onlara karşı. Ellerindekini değersiz kılmak için askerle korkutacaksın, silahla vuracaksın, teknoloji ile takip edeceksin, enerji ile karanlıkta bırakacaksın!
Ne dersiniz?

NOT:
Dostum ve MI6 arasındaki teması daha önce kısadan yazıvermiştim. Şimdi de kısa geçtim. Vakit bulursak çok daha ayrıntılı yazarım. Nasıl olsa vize çıktı!
NOT 2: Birileri Sur, Nusaybin ve Cizre'yi savaş alanına çevirdi. Devlet gerekeni yaptı. Ancak hendekleri dolduranlar arasında hiç Kürt yoktu. Rus, İsraillli, Suriyeli, İngiliz, İranlı, Amerikalı ve Ermeni vardı. Biri yakalandı, her şey anlaşıldı.

Takvim
16 Aralık 2015

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER