DÜNYA

Ergün Diler : Oyun içinde oyun

Tarih
20 Ekim 2014
İzlenme
3516 Kişi
20 Ekim 2014...
Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözünü ettiği Churchill Hıçkırığı üzerinde pek kimse durmadı! Durmaması da gerekiyordu! Yanıltmadılar bizi! Çünkü varlık nedenleri bu sözleri görmezden gelmekti! Bölge hakkında, Türkiye hakkında bizim gibi düşünmüyorlardı!
Bu nedenle TARİHİ bir konuşma o tarafta yer bulmuyordu!
Biz bilmesek de Türkiye'de bazı MEDYA ve İŞADAMLARI görünmez bir hatla LONDRA'ya bağlıdır!
Siyasetçiler de hesaba dahildir!
Aralarındaki ilişkiyi nedense kimse açık etmedi! Kimse bu konularda ciddi ciddi kalem oynatmadı! Oysa ülkenin rotasını bu ilişkiler belirliyordu! Bunun dışına çıkanın YAŞAMA şansı yoktu!
En temel meselemiz de böyleydi!
Kürt sorununa baktığımızda, bizde çok kişi görmez ama İNGİLTERE, kuzeni İSRAİL ve ABD'deki Yahudi, Ermeni ve Rum lobisi işin lokomotifidir! Bu güçler bir araya gelir ve sizin "neyle uğraşmak zorunda kalacağınızı" belirler! 30 yıldır süren PKK ve son dönemde hızla kendini gösteren ve çok kişiyi yanıltan PARALEL de bu ittifakın sonucudur! Şeytanın aklına gelmeyecek planlar kurulur ve hayata geçirilir!
El altından PKK'yı destekleyen yapı BARIŞ SÜRECİ devreye girince "mottosu" SIZINTI olan hareket ile bunu bitirmeye çalışır!
IŞİD'e karşı Alman ve İngilizler'in hem ülkelerinde hem de Kuzey Irak'ta PEŞMERGE'ye destek vermesi gibi!
Oyunu kurmak, oyunun iki yanında olmak ve sonunda üçüncü bir KANAT olarak gelip parsayı toplamak! Bu adamların karşısında durabilmek için en az onlar kadar çalışkan ve akıllı olmak durumundayız! Ayaklarını bastıkları yerleri iyi analiz etmeliyiz! Ve bunları da halka anlatmalıyız!
Geçtiğimiz gün vefat eden Doğan Güreş Paşa ve cenazesine gelen Tansu Çiller de Kürt sorununu yanlış anlayan ve çözüm için yanlış metotlar uygulayan insanlardı! Allah rahmet eylesin, Doğan Paşa Londra'dan döndükten sonra "BANA YEŞİL IŞIK YAKILDI!" dedi! Arkasından yeşil ışığın ne olduğunu gördük!
4000 köy ateşe verildi! Kürtler acı çekti! Kürt kökenli işadamları tek tek toplandı! Ya da ortadan kaldırıldı! Bütün bu DOĞRU bilinen yanlışlar yapılırken OYUNA geldiğimizi göremedik!
HIÇKIRIĞIYLA ünlü Winston Churchill "İnsani değerler içerisinde en çok saygı gösterilmesi gereken değer cesarettir; çünkü söylenildiği gibi diğer bütün değerleri güvence altına alan değer cesarettir" der!
Fakat bizler CESARETİ birbirimizin boğazına sarılmak olarak anladık!
Oysa cesaret; ülkemizi bizden alan, bize söz hakkı tanımayan ve geleceğimizi çalanlara karşı ayağa kalkmaktı! Onların yüzüne "DUR!" diyebilmekti! Hiç olmadı! Hep o sese kulak verip kendi içimizde savaştık!
Daha da acısı, İsrail'den sonra Türkiye'nin de bir BÜYÜK İSRAİL gibi davrandığını göremedik! Ülkemizi tanımak ve bölge ile ilgili analiz yapmak çok uzağımızdaydı!
Randolph Churchill ve Amerikalı Jennie Jerome'un oğlu olan Winston Churchill'in yükselişi ve Ortadoğu'nun sınırlarını çizmesine hiç kafa yormadık! Kim olduğuna bakmadık! Kimlerle ilişki içinde olduğunu incelemedik!
Yahudiler'le ve çok büyük bir MASON olan Roosevelt ile yakınlığına hiç enerji harcamadık! Ta o zamanlar bunları yapmayınca Londra- Tel Aviv ve New York arasındaki ilişkiyi göremedik!
Dünyada Yahudiler için Kudüs'ten sonra ikinci KUTSAL KENT olan AMSTERDAM isminin New York'un ilk ismi (New Amsterdam!) olduğunu bilmiyorduk!
Ortada İNGİLİZ yokken dönüp "Bu işin arkasında Kraliçe var!" diyemedik!
Çünkü gördüğümüze inanıyorduk!
İlişkileri inceleyip KUKLACININ kim olduğuna bakmıyorduk! BALFOUR DEKLARASYONU'yla 1917'de İSRAİL'i kuran İngiltere'nin neden bunu istediğini anlayamıyorduk!
Oysa Churchill, BOER Savaşı'nda tutsak olmuş ve oradan bir zaman sonra kaçmayı başarmış bir isimdi! Bu GÜNEY AFRİKA'nın köleleştirilmesi, elmas ve altın madenlerine el konulması demekti! ROTHSCHILD ailesinin çıkarlarının korunması demekti! Churchill bu aileye çok yakındı! GELİBOLU'daki hezimete rağmen İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'nın kahramanı olması bu yüzdendi!
Osmanlı'nın AKLINDAN korkuyorlardı! Önce Hindistan üzerinden bize doğru geldiler! İran ve etrafımızdaki PETROL ele geçirildikten sonra bize öldürücü darbeyi vurdular! Bir daha ayağa kalkamayalım diye de şimdiki haritayı icat ettiler! Kukla liderler, acı çeken halklar meydana getirdiler!Ortadoğu'ya kan ve gözyaşını uygun gördüler! Bunu ortadan kaldıracak tek OYUNCU Türkiye'yi de içeri hapsederek bizi bizle uğraştırdılar!
Özal, bunu gördü! Öldürdüler!
1990'da Sovyetler yıkılırken büyük fırsat geldi! Ama PKK'yı kullanan güçler bize izin vermedi! Yine içe kapandık! Bölgede hiç olmadığı kadar etkili olacakken baskınlarla , operasyonlarla koca bir dönemi ıskaladık! İsrail'i 1917'de kuran gücün, Rusya'yı nasıl dağıttığını ve Çin için START verdiğini göremedik!
Prangalarımızın sahiplerinin dışarıdaki uğraşlarını fark edip büyük bir silkinmeyle ayağa kalkardık! Çünkü bize ayıracak güçleri ve enerjisi yoktu! Ama bunu sadece ÖZAL görüyordu! Büyük düşünüp büyük sonuç alamıyorduk!
Neredeyse PKK ile aynı yaşta olan PARALEL'i de bu nedenle ıskalıyorduk! Dünyada operasyon yiyen en kolay ülkeydik! Biri yıkmaya diğeri de ele geçirmeye çalışıyor, ne hikmetse ikisi de büyüyordu!
Laiklik, Cumhuriyet'i koruma, irtica, bölücülük hepsi hikaye idi! Devlet devlet olamadığı için hepsi filizleniyor ve tehlike haline geliyordu! Zaten içeride bile ne olduğunu anlayamayan bir devletin bölgede ne olduğunu anlaması beklenemezdi!
Şimdi Çin'in rolü iyice büyüdü! Bu nedenle Türkiye'nin bu toprakların çocuklarının elinde kalması şart! Herkes Çin ve etrafında savaş veriyor!
Amerika'da ne kadar önemli şirket ve üniversite varsa o tarafa kaçıyor! Hatta profesörleri bile kapıp götürüyorlar!
Amerika da eskisi kadar çekik gözü öğrenci kabul etmiyor!
Ülkeler, kapısına gelen şansları görünce büyür!
Bu şansı da "kaçıralım!" diye KÜRT meselesi, Kobani ve Suriye ile saldırıyorlar! Yine gelecekler! Hepsi kapının önünde! Hiçbirinin bir yere gittiği yok! Uzun soluklu bir mücadelenin safhalarını yaşıyoruz!
MİT'in eski ve yeni müsteşarlarını içeri almaya çalışan, Erdoğan'ı hapse atmayı düşünen ve orduya diz çöktürmeyi amaçlayan bir güçle savaşıyoruz!
Londra-Tel Aviv-New York üçgeninin yaşaması için bizim KÜÇÜK olmamız şart! Ya onların dediği olacak ya da bu hattı parçalayıp aradan çıkacağız!
Kürtler'i yanımıza almak bunlar için öldürücü darbe! Bunu herkesin görmesi gerek! Düne kadar yanımıza almadıklarımızla saldırdılar! Herkes de bu oyuna geldi!
Bernard Shaw bir gala için Churchill'e davetiye gönderir! Üzerine not olarak şöyle yazar: "Davetiye iki kişiliktir! Bir dostunuzu da getirin, eğer varsa!"
Churchill'in cevabı daha da ilginçtir: "Galaya değil ama ikinci oyuna geleceğim! Tabii sahnelenirse!"
İNGİLİZLER'in başını çektiği ittifak bizim İKİNCİ BİR ŞAHLANIŞIMIZ olabileceğini hiç düşünmedi!
Bu adamları yanıltmak için ilk kez bu kadar yol aldık!
Az kaldı! Ha gayret!
Takvim

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER