SİYASET

Ergün Diler : Koltuk!

Tarih
06 Haziran 2023
İzlenme
790 Kişi
KONU CHP...
Kurmaylarıyla ya da tek başına aldığı kararla Kemal Kılıçdaroğlu seçimlere giderken, GENÇLERİ kazanacağını söyleyip durdu. Mutfağa girdi.
Çayını doldurdu. Kolları sıvadı.
Sosyal medya üzerinden mesajlarını verdi. Bunun gençleri kavrayacağını yeteceğini sandı. Yanıldı...
MAYIS ayına bakıldığında Kemal Bey'in bu çerçevede söylenmiş yüzlerce sözünü bulmanız mümkündü...
Bir iki örnek verelim... 13 Mayıs'ta "Bir söz daha vereyim mi? Biz bu ülkeyi yönetirken, asla tüm kanalların aynı içerikle yayın yaptığını bir daha göremeyeceksiniz.
Demokrasi vadediyoruz demokrasi..." İki gün öncesine dönelim. "Bay Kemal'in en çılgın projesi demokrasidir gençler. Size en büyük hediyem demokrasi..." Çok iddialı değil mi? Dilin kemiği yok insan söylüyor...
Mayıs'ın başına dönelim...
"Size darbe değil demokrasi vaat ediyorum..." Şimdi de ayın ortasına uğrayalım... "Bu ülkeye demokrasi sözü veriyorum.
Türkiye'ye demokrasiyi getireceğiz..." Çok bilinen bir hikaye ile devam edelim...
Hasta yatağında ölmek üzere olan yaşlı adam son nefesini vermeden 3 oğluna vasiyetini açıkladı: "Size 17 deve bırakıyorum. Develerin yarısı büyük oğlum senin, üçte biri ortanca oğlum senin, dokuzda biri de küçük oğlum senin." Kardeşler can çekişen babalarına saygısızlık olmasın diye susup dinlemişler. Derken baba ruhunu teslim etmiş...
Babaya son görev yapıldıktan sonra kardeşler VASİYET gereği toplanmışlar...
DEVELERİ vasiyete uygun paylaşmak istemişler. Ancak bu mümkün olmamış...
Paylaşım gerçekleşmeyince TIKANINCA KÖYÜN BİLGE ismine gitmişler. ÜÇ kardeş durumu aktarmış. Bilge dinlemiş. Sonra da "Benim bir devem var, onu da alıp yeniden hesap yapın" demiş.
ÜÇ KARDEŞ şaşırmış.
Birbirlerinin yüzlerine bakmış.
Bilge ısrar edince "TAMAM" diyerek işlemi yapmışlar...
18 deveyi önce ikiye bölmüşler. Vasiyet gereği büyük çocuk 9 deveyi almış.
Ardından üçe bölmüşler, 6'sı ortancaya düşmüş. Sonunda da 9'a bölmüşler 2 deve de küçük oğlana kalmış. Geriye bir deve kalmış. Çocuklar şaşkınlık içinde bilgeye dönerek, "Biz bölüştük ama bir deve kaldı" demiş.
Bilge de gülmüş... "İyi...
Çok sevindim. Sorununuz çözüldüğüne göre ben de devemi geri alayım" cevabını vermiş...
CHP ısrarla durumu anlamak istemiyor. Kemal Bey zaman kazanarak acıyı unutturmaya çalışıyor. Yakınlarında mevzi tutanlar ise şaşılacak cümleler kurmaktan geri durmuyorlar...
"Parti içinde Kılıçdaroğlu istifa etsin diyen yok. Sosyal medyada var. Alınan sonuç, genel başkanımızı rencide edecek bir sonuç değil. Nefret yayan hesapların altını kazıyın AK Partili çıkar..." ŞAKA GİBİ DEĞİL Mİ? 2010'da koltuğa oturmuşsun her seçimde seni yerle bir eden bir ERDOĞAN var. Ve kurmayları, "İSTİFAYI İSTEYEN AK PARTİLİLER" diye konuşuyor. AK PARTİ'nin isteyeceği tek şey Kemal Bey'in sonsuza kadar o koltukta kalmasıdır...
Aynı isim konuşmaya devam ediyor ve çıtayı iyice yükseltiyordu: Sayın Genel Başkanın istifası ile ilgili bir tartışma duymuyorum. Seçimi çok kötü sonuçla kaybedersiniz, fahiş hata sonucu kaybedersiniz, lider istifa eder gider. Bu seçim %52'ye 48 bitmiş. Biz bu seçimi 58'e 42 kaybetsek, başka bir iktidar davranışı refleksi görürsünüz. Şimdi başka, dağılıp paramparça olursak başka, bir arada dimdik olursak başka..." CHP'ye OY veren 25 milyon bu açıklamaları ibretle tekrar tekrar okumalıydı. 
Kılıçdaroğlu: Olağan kurultay yasalara göre yapılacakKemal Bey bir MASA icat ediyor, içine YÜZDE alamayacak partileri koyuyor sonra asıl ortak AKŞENER'i davet ediyordu. Kendisini katakulli ile ADAY ilan ettiriyor, boyunun da ölçüsünü alıyordu. Doğal olarak yaşı 75 olan birinden yaşattığı hayal kırıklığı için İSTİFA BEKLERSİNİZ.
Ancak öyle olmadı. Susarak zaman kazandı. Zaten "CHP" diye bir parti de yoktu. Bir LİDER RUHLU ismin çıkması da görüldüğü kadarıyla zayıf ihtimaldi. İmamoğlu da Yavaş da o fırsatı, Meral Hanım davet ettiğinde "KATILMAYIP" kaçırmışlardı. O tren bir daha asla onların durağına uğramayacaktı. Kılıçdaroğlu CHP dışında 4 partiyi yanına alıyor, TEK BAŞINA YENEMEYECEĞİNİ bildiği BAŞKAN ERDOĞAN'a karşı ittifak kuruyor ve seçimlere öyle giriyordu.
CHP yanındaki 4 parti ile birlikte yüzde 25'i zor alıyordu.
Bir de PARLAMENTER SİSTEM OLSAYDI ne olurdu düşünebiliyor musunuz?
CHP yerle bir olurdu. Silinir giderdi. BAŞKANLIK yarışı bahanesiyle şimdi hiçbir işlevi olmayan YÜZDE 48'e sarılıyorlar. OY'sa alınan OY yüzde 25'ti! İTTİFAKLA hem de...Kemal Bey sözde demokrat...
Çay kahve eşliğinde sosyal medyada boy gösterirken öyle! Ancak iş DEVELERİ BÖLÜŞTÜRMEYE GELDİ Mİ BİLGE BİR İNSAN OLAMIYOR... Kafa konforu, bilgisi ve kabiliyeti buna izin vermiyor. Oysa hırsını bırakıp biraz aklını kullansa ya da akıllı birilerine müracaat etse DEĞİŞİMİ KENDİSİNİN YÖNETMESİ GEREKTİĞİNİ bilirdi. Bir DEVEYİ kendi verirdi! Yani KENDİ İŞİN İÇİNE GİRER CHP'DEKİ DEĞİŞİMİ BAŞLATIR VE SONLANDIRIRDI. Alkolik YELTSİN bile bunu yaparak PUTİN'in önünü açtı. Devlet adamlığı başka bir kumaşa ihtiyaç duyuyordu...
Kemal Bey'e göre ERDOĞAN DİKTATÖR'dü, TEK ADAM'dı. Öyle mi!
YABANCI MEDYANIN gazıyla bunları söylemek kolaydı. Yenildin silindin bittin eridin... Durum CHP için bu!
Peki neden istifa yok? PARTİ İÇİNDEN TALEP YOKMUŞ!
Çizgi film gibi değil mi... Deniz Bey'den ele geçirip tapusunu üzerine aldığı partiden hangi ses çıkacaktı? Kim ne bekliyordu bilemedim!
İnsanlar Kemal Bey'e güvenmedi. İnanmadı. Bu nedenle de oy vermedi. O ne yaptı peki?

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER