25 Şubat 2015

Defalarca söyledim!
Gizli arşivimizi bilmediğimiz için tartışmaların kaynağını hep içeride arıyoruz! Bambaşka bir dönemeçteyiz! Türkiye ya kendi yoluna gidecek ya da düne kadar olduğu gibi kendisinin sandığı yolda yerinde sayacak!
Kavganın nedeni bu! AKTÖRLER içeride tanıdığımız bildiğimiz isimler! Ama kimin hangi role soyunduğunu, hangi replik için hazırlandığını şimdilik bilmiyoruz! Dün ipuçları verildi!
Yakında iyice anlarız!
Şu kesin ve net ki TÜRKKÜRT kardeşliği bitirilmek isteniyor! Bunun için değişik senaryolar üzerinde çalışanlar var! Türk'ün küçük düşürüldüğü, Kürt'ün aslında hiç de kardeşimiz olmadığı mesajını verecek operasyonlar için hazır olmalıyız!
Bu KARŞI cephenin, yani İNGİLİZ-YAHUDİ ittifakının, son kartı olacak! Ben bunları yazdığım için çok kızanlar olduğunu biliyorum!
İlişkileri isim vermeden kaleme almama rağmen öfke seline kapılanları duyuyorum! Ama işimiz bu!
İsmet Paşa'dan sonra tamamen değişen ve CHP'ye yerleşen anlayış hiç söylenmez, hiç kabul edilmez ama Püriten-Yahudi ittifakının destekçisidir!
CHP çok uzun zamandır Londra ile sıkı fıkıdır!
Sadece CHP mi?
Değil elbette!
MHP de TÜRKLÜK ve TÜRKÇÜLÜK üzerinden politikalarla yürür! Ama TÜRK'ün olduğu her yere gitmez, ısrarla KÜRTLERLE ÇATIŞMAYI ve onları yok saymayı ilke edinmiştir! Ama bir şey, YOK saymakla yok olmaz! CHP ve MHP, Londra tarafından konulan bizim sınırlarımızın koruyuculuğunu yaparlar!
Bilerek ya da bilmeyerek! Ama her ikisi de SINIRLARIMIZ DIŞINDA bir RÜYA bile görmezler! Etki alanı oluşturmak, dilimizi oralara götürmek, ekonomik bağımlı alan meydana getirmek, kültürel anlamda dominant olmak gibi bütün aksiyonlara karşıdırlar!
Çok gariptir ki İngiliz-Yahudi ittifakı da buna karşıydı!
İki dünya savaşından sonra Ortadoğu'da sınırları çizen güçler haliyle TÜRKLER'in kurulu düzeni yıkmasını istemezdi! Ama yine çok gariptir ki TÜRKÇÜ bir oluşum olan MHP de Türklüğün yayılmasını istemek yerine çevredeki KÜRTLERLE kapışmaktan yanaydı! CHP de Kürtler'i dışlayıp CUMHURİYET'i küçük, dar bir kesimin elinde tutmak için çabalardı! Doğu'yu asla SANDIKTAN çıkan kararın belirleyici unsuru olarak görmek istemezdi!
Geriye sadece muhafazakarlar kalıyordu! Onlar da ya PARALELE dönüştürülüp KULLANIŞLI hale getiriliyor ya da sandığı hedefleyenler ŞERİATÇI, GERİCİ yaftalarıyla karşılaşıyordu!
Zaten ekonomik sistem onların elinde olduğu için faiz oranlarına, kimin ne alıp vereceğine LONDRA bağlantılı BARONLAR karar veriyordu.
Muhafazakarların, daha doğrusu ANADOLU'nun işi çok zordu! Kurulan sistem, "TÜRK!" denilerek Türkler'in iktidara gelmesini engelliyordu! "Kürt!" denilerek de Kürtler'in yok sayılmasını ve çatışmanın da beraberinde gelmesini öngörüyordu! ÇARK buydu! Bütün bu ayrışmalar tamamlanınca da CHP, o DAR KADRO ile gelip ANKARA'yı Londra'ya bağlıyordu! Sakın yanlış anlamayın! "CHP kaç kere iktidar oldu" demeyin! CHP'den çok daha LONDRA sevdalısı olanlar iktidara gelip oturdu ve aynı işlevi gördü! Biz onları ayrı ve farklı zannettik! Oysa hepsi aynı TON'daydı! Müslüman Türk gibi görünse de Püriten-Protestan-
Yahudi ittifakına yani FAİZ LOBİSİNE hizmet ettiler!
İsim vermekten kaçındığımı bilirsiniz!
İşim isimlerle değil sistemle çünkü!
Ama son günlerde CHP'den bir ismin Erdoğan'ın çevresine düzenlenecek suikast iddiasıyla ilgili olduğu yazıldı çizildi! Bu ne kadar doğru, bilemem!
Ne kadar yanlış, bunu da bilemem!
Ama CHP'deki o isim birkaç yıl önce bir meslektaşımızın yazdığı kitabın sayfalarında yer aldı! Kitabın ÖZNESİ İshak Alaton'du!
İshak Bey bir yerde, şimdilerde çok popüler olan bu CHP'li için PARALEL'e yol gösteriyordu! Ve yanılmıyorsam "Sizler CHP'den .... ile yakınlaşın ve onunla temasa geçin! O sizi doğru yöne götürür..." gibi ifadeler vardı!
Birkaç yıl önce bizler bu CHP'liyi yeterince tanımazken İSHAK ALATON onu ve görevini tanıtıyordu!
Tabii bizler az okuyup az not aldığımız için bunları görmüyorduk!
Deniz Bey'in neden kasetle gittiğini, Kemal Bey'in niçin geldiğini de ıskalıyorduk!
Oysa İSHAK BEY çok güzel bir şekilde ilişki ağını açıklıyordu! İstikamet veriyordu!
Peki PARALEL'in İshak Bey'le ne ilgisi vardı!
Samimiyet nereden geliyordu!
Kim kurmuş, kim yürütmüştü?
Kimseler bilmiyordu!
Ve nedense PARALEL de MHP de CHP de TÜRKLÜK vurgusu yapıyordu!
Yani hepsi bir ağızdan "Sakın sınırlarımızın dışına taşmayın! Bize verilen emir bu! Bunu aşmayı düşünen ilk önce karşısında bizi bulur!" diyordu!
Tabii bizler herkesi tek tek dinlediğimiz için aradaki BAĞI kaçırıyorduk!
Tıpkı aynı kafadan atılan SÜLEYMAN ŞAH manşetleri gibi!
Türk Ordusu bir hedefi vurduğunda KAHRAMAN olan askerimiz, "Bir tek Mehmetçiğin kılına zarar gelmesin" diye stratejik bir karar verdiğinde manşetlerden darbeyi yiyordu!
İsimlerini saymaya gerek yok! Bildiğiniz bütün gazeteleri yan yana koyun!
Ortak aklı, üst aklı görün!
Çünkü bizden, TÜRKLER'den, küçük düşünmekten başka bir şey beklenmiyordu! İçeride kavga eden, kazandığının bir kısmını savaşa, kalanını da FAİZ LOBİSİNE kaptıran bir ülke isteniyordu! Ankara bölgeye inip Araplar'a ve Kürtler'e seslendiği an da SYKES-PICOT anlaşması tarih oluyordu!
İngilizler ile Fransızlar'ın çizdiği sınırlar çöpe gidiyordu!
Osmanlı'yı yıkarak Araplar'ı sömüren bir düzen bir düzen kurulmuştu. Bizim buna engel olmamızı önlemek için ENGEL olarak araya KÜRTLER konulmuştu. İşte o Kürtler'in gerçekle buluşması halinde de sistem çökecekti!
Bu nedenle hepsi ellerini bir kez daha birleştirdi!
TÜRKLÜK TEHLİKE ALTINDA diyerek gelecekler! Muhtemelen de KÜRTLER'i ya da KÜRT KIYAFETİ giymiş provokatörleri kullanacaklar!
Arayı açmak için bunu yapacaklar!
Duyumlar da YOK değil!
Süleyman Şah operasyonuyla ilgili tartışmalar bu yüzden iyice alevlendi! Herkes topa girdi, girmek zorunda kaldı! "Bu resmen geri çekilme! Vatan toprağı bırakılır mı? Bunun cezası nedir biliyor musunuz?" diyenler aslında LONDRA'nın adına konuşuyordu!
SINIR DIŞINDA OLMAMIZI İSTEMEYENLER, sınır dışından ANKARA'ya vuruyordu!
Türklüğümüzü, en güçlü yanımızı kaşıyacaklardı!
En hassas noktamızdan geleceklerdi!
Bir Türk'ü ya da Türkler'i KÜRT imzası taşıyan operasyonlara kurban edeceklerdi! Etmek isteyeceklerdi!
UYANIK OLUN!
Tepki vermeden düşünün! Bir değil tam 1000 kere!
Eğer hala eski oyunlarla gelmeye çalışıyorlarsa bilin ki güçlüyüz!
Yeni hamleleri yok demek ki!
Bu da ANADOLU'nun güleceği, hem de büyüyeceği anlamına gelir!
Korkuları bu zaten!
İçerideki tartışmaları, Ankara'ya saldıranları da böyle değerlendirin!
Herkesi ait olduğu kampa koyarak okuyun!
Bunu da bizden hiç beklemiyorlar
zaten!

Takvim