Fransa gibi bir devleti hedefe koyan güç, Avrupa'yı dağıtacak. Şimdilik durum bu!
Peki, biz ne olacağız?
Birlikte üzerinde düşünmemiz gereken nokta da bu!
Hatırlayın, Charlie Hebdo saldırısında yerde yaralı yatan polisin başına sıkıldı.
Karikatüristler öldürüldü. Birileri İSLAM'ı korumak adına baskın yapıyordu!
Daha sonra Stade de France'ın önüne kadar geliyorlar ve ortalığı kan gölüne çeviriyorlardı.
Sahada Fransız-Alman milli takımlarının karşılaşması vardı.
Birileri bu ittifaka karşıydı.
İSLAM üzerinden gelerek bunu gösteriyordu. Öncesinde zaten ALMANYA'da PEGİDA ırkçı yürüyüşleri başlamıştı...
Fransız Devlet Başkanı Hollande o gün bugün gözyaşı döküyor.
Ayakta kalmak için çok çaba harcıyorlar.
Saldırılar Fransa ile Brüksel'i yani Avrupa Birliği'nin merkezini salladı.
Ancak Avrupa'nın taşıyıcı gücü olan Almanya'da pek bir şey yaşanmadı.
Terör ne hikmetse çirkin yüzünü orada göstermedi.
Almanlar'ın ünlü otomotiv markalarına EGSOZ cezası kesilerek sanki anlaşıldı.
İşte Avrupa can çekişirken Almanya Parlamentosu'nda bütün eller havaya kalktı. Ermeni iddiaları için "SOYKIRIM" denildi.
"Karar tepki çekmesin" diye 11 Türk vekil de nasıl olduysa "SOYKIRIM"da birleşti. Sanki ortada özel bir motivasyon vardı.
Ermeni kartının masaya getirilmesi konuşulurken İstanbul'da Alman Devletinin de ruhu bulunan lise karıştı.
Protestolarla gündeme geldi. Aynı anda Fransız ekolünün sembolü olan lise de geri durmadı.
Bayrak açtı.
Alman Parlamentosu "Soykırım"da ısrar ederken kapının önünde ERMENİ-YGP-PYD bayrakları taşıyanlar coşkulu bir kutlama içindeydi.
İttifakı saklama gereği duymuyorlardı! Avrupa kendi derdini unutmuş bizimle uğraşıyordu.
Avrupa içten içe kaynarken Polonya yine karıştı!
Polonya'nın başkenti Varşova'da, komünist yönetimin çöküşünden 27 yıl sonra, binlerce kişi muhafazakar hükümeti protesto için yürüdü.
Hükümetin "anti-demokratik" politikaları kitleleri sokağa döktü!
Açık Toplum Vakfı tarafından finanse edilen Demokrasiyi Savunma Komitesi yani KOD'un çağrısı ile Polonya'nın Varşova dahil 16 büyük kentinde protesto gösterileri yapıldı.
KOD, "Diktatör yönetim", "Medyaya baskı" ve "Yargı'ya müdahale" nedeniyle Polonya'da iktidardaki Hukuk ve Adalet Partisi'ni (PiS) hedef almış durumda... Soros'un "gelecekte en güçlü Avrupa devleti olacak" diye tanımladığı Polonya da bizim gibi DIŞ BORCUNU SIFIRLAMIŞTI. Kimsenin tek kuruş alacağı yoktu. Ama birileri rahatsızdı. Yürüyordu. Polonya önemliydi. Çünkü oradaki AKIL bizimle de çok ama çok yakından ilgileniyordu!
Biraz açalım!
Bay Soros bir keresinde "Bir süre önce Türkiye-Rusya ilişkileri çok yakındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin'i rol model olarak kabul ediyordu. Ancak bu ilişkiyi Rusya'nın Suriye'ye müdahalesi bozdu. Rusya, Büyük Katerina dönemine döndü. Bu Ortodoks Hıristiyanların çıkarlarını savunmak, yani Haçlı seferlerini başlatan zihniyettir. Rusya kendi geleneksel modeline döndü. Ve Erdoğan'ın amaçları arasında mutabakat mümkün değil. AB de Türkiye de birbirine muhtaç..." dedi...
Uçağı kim düşürdüyse aynı anda hem turizmi hem içerideki üreticiyi vurdu! Yani birileri Türkiye ile Rusya'yı ayırıyordu.
Ankara'yı yalnızlaştırıyordu. Alman Parlamentosu'ndaki garip kararla
Berlin de yanımızdan çekilip alınıyordu. Sınırlarımızın aşağısına IŞİD'i YPG'yi gönderenler adım adım sağdan soldan geliyordu.
Bütün bunlar yaşanırken Obama'nın özel temsilcisi, öldürülen bir YPG'li için göz yaşı döküyordu! Ve haritalar aralıksız medyaya servis ediliyordu. Rusya LAZKİYE bölgesini koruyordu.
Ancak Suriye'nin kuzeyinde YPG, IŞİD'i kovuyor ve kaçtığı yerlere yerleşiyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bütün bu hamlelerle tek başına savaşıyordu. Zaten karşıdakiler hiç bu kadar zorlanmamışlardı...
Ama bu onların gelmekten vazgeçtiği anlamına gelmiyordu.
Geleceklerdi. Polonya'da olduğu gibi Fransa'da olduğu gibi geleceklerdi.
Ankara, içindeki YABANCILARI yedek kulübesine yolladığı an bunların olacağı belliydi.
Avrupa ve Rusya üzerinde OYUN kuran AKIL bizim içimizde de siyasetin rengini değiştirecek adımlar atacaktır.
Yeni ya da bildik eski oyuncularla...
Zaten bir KOALİSYON çıkması için gerek duyulan EKONOMİK türbülansı yavaş yavaş hayata geçirmek istiyorlar.
Turizm bunun ilk işaretiydi.
Patlayan bombalarla, kapımızdaki IŞİD ve YPG ile sadece Ruslar değil Avrupalılar da kaçıyor, gelmiyor!
GÖÇ DALGASININ ortasına bizi koyarak oyun kuruyorlar.
YPG ve PKK üzerinden KÜRT KARTININ istedikleri gibi sonuçlanmasını istiyorlar.
SOYKIRIM OYLAMASININ arkasında yatan gerçek bu! Bu
nedenle Ermeniler'den çok YPG'liler seviniyor!
Bizsiz yapacakları çok şey yok!
Ama yine de Erdoğan karşıtı siyaseti alevlendirecekler. İç ve dış muhalif ittifakı kemikleştirecekler.
Ve gelecekler. Bölgede onların söylediklerini değil de kendi istediklerimizi yapmakta kararlı olduğumuz sürece gelecekler...
DENGE BU! OYUN BU!
Galiba bu kez muhalefeti de değiştirip sahne alacaklar. Yeni oyuncular kapının önünde hemen!
Hepsini bir araya getirenler de...
Charlie Hebdo, Paris saldırısı, Almanya'nın ERMENİ kartına sarılması, ABD'nin YPG aşkı, Ermeniler'in PYD ile ittifakı, Soros'un Erdoğan ve Putin karşıtlığı, Polonya'nın karışması, Beyaz Türkler'in Yunanistan'da tatil yapıp parayı orada harcayacak olması, Almanya'nın terör yasasına bile karışmaya kalkması hepsi bir bütünün parçaları gibi...
VE EN ÖNEMLİSİ yakında iç denklemi değiştirecek gelişmeler için hazırlıkların yapılması...
BAKALIM...
Buradayız...

NOT: Sorosgiller saldırır. Kendini korumaya çalışanlar çok doğal olarak gardını alır. Gardını alıp ayakta kaldığı için de DİKTATÖR olur! Kimse de BÜYÜK ve GERÇEK DİKTATÖRÜ göstermez. Diktatör her dediğinin yapılmasını ister! Ülkesini seven lider bu oyuna gelmez, direnir. Ama devletini koruyan DİKTATÖR, saldıran özgürlük savaşçısı olur... OYUNA BAKIN!

Takvim
7 Haziran 2016