İstanbul'un yeni belediye reisi Ekrem İmamoğlu'na çok kişi çeşitli nedenlerle oy verdi.
Kimisi Binali Yıldırım'ı "yaşlı" bulduğu için...
Kimisi, İsmail'den aldığı sorulara önceden "tabelalı mabelalı" cevaplar hazırlayıp gelmesinden etkilendiği için...
Bazı hanımlar, bir zamanlar Profesör Ahmet Mete Işıkara'yı "Türkiye'nin en yakışıklı erkeği" seçmiş oldukları gibi Ekrem Bey'i de genç ve yakışıklı bulduklarından...
Çok kişi "Tayyip'e kazık olsun" diye...
Gene birçok kişi de "işsizliği ve enflasyonu halledecek" diye...
Kendisi de öyle söylüyordu.
Hele bir mazbatayı alsındı, ortada ne trafik sorunu kalacaktı, ne işsizlik ne de hayat pahalılığı.
Gerçi trafiği "kışa doğru" çözecekti ama ötekilere de herhalde uygun bir zaman bulacaktı.
Beklentiler bu yöndeydi.

***

Oysa şimdi, kendi genel başkanından esaslı bir zılgıt yemiş bulunuyor.
Bunlar bir "çalıştay" yaptılar (kim icat etti ulan bu komik lafı?), "kendi" belediye reislerini topladılar, onlara yol çizdiler.
Orada, Kılıçdaroğlu elbette bir konuşma yaptı.
Ve tamı tamına şunları dedi:
"Makro politikaya girmeyeceksiniz. Büyük politika sizin işiniz değil, bizim işimiz. Makro ekonomi de sizin işiniz değil. Türkiye'nin ekonomik sorununu siz çözemezsiniz. Bu, hükümetin sorunu. Herkes kendi işini yapsın."
Adamcağız tam tatilden dönüp enflasyon canavarını boğacaktı ki, elini kolunu bağladı.

***