"Faiz inerse kur patlar" senaryoları yıkıldı."Cari açık vermeden büyüme olmaz" lafları çöp oldu. "Ülke borç ödemede zorlanır" tezleri çöktü.
Şimdi içlerinden biri kalkmış, özeleştiri yapıyor. Diğerlerine serzenişte bulunuyor.
Muhalif ana akım iktisatçılar olarak değişen konjonktürü okuyamayıp felaket senaryoları kurdukları için inandırıcılıklarını kaybettiklerine dem vuruyor.
Haksız sayılmaz...
Girin sosyal medya hesaplarına bakın.
Ekonomide felaket senaryosu çizmeye başladıkları zaman artık vatandaş eskisi gibi inanmıyor. Hatta "Hadi oradan" çekiyor.
Ama buna rağmen hâlâ ezberledikleri teorilerle konuşmaya devam edenlerin sayısı da azımsanamaz.

***

Misal, ekonomide tehlikeli bir deney yapıldığını söylüyorlar.
Tehlikeli deney dedikleri faizlerin hızlı düşmesi... Yarın Merkez Bankası toplantısı var ya... O gün faizlerin 100 baz puan daha inmesi bekleniyor ya...
"Amann" diyorlar. Türkiye'nin negatif reel faiz ortamına girdiğini, tasarruf sahiplerinin parayı bankadan çekeceğini, dolara saldıracağını iddia ediyorlar.
Peki durum öyle mi?
Birkaç rakam vereyim: TL mevduatları tarihi zirveyi gördüğü 25 Aralık'tan bu yana 42 milyar TL azaldı. Aynı dönemde döviz mevduatlarındaki artış ise 3.3 milyar dolarla sınırlı kaldı.
Bakıyorsunuz, bu dönemde borsa yükseldi, gayrimenkul satışları arttı, krediler tarihi zirvelere çıktı.
Yani vatandaş parasını dolara istiflemek yerine sermaye piyasalarına yatırıyor.
Son dönemde, borsada en çok yerli yatırımcılar hisse senedi alıyor. Kredi faizleri de düştüğü için tasarruf sahipleri gayrimenkul yatırımına yöneliyor. Veya vatandaş sokağa çıkıp bir süredir önünü göremediği için ertelediği alışverişleri yapmaya başlıyor.

***