GÜNCEL

Bülent Orakoğlu : CIA ajanı Brunson’u zehirleyeceklerdi

Tarih
17 Ekim 2018
İzlenme
1599 Kişi

CIA ajanı Pastör Brunson “askeri ve siyasi casusluk ve terör örgütleri adına suç işlemek” gibi gerekçelerle 9 Aralık 2018 tarihinde İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nce tutuklanmıştı. Savcı iddianamesinde terör suçlarından 15 sene, devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasi ve askerî menfaat etme maksatlı casusluk yapıp paylaşma suçundan 20 sene mahkûmiyet talep etmişti. En son 18 Temmuz 2018 tarihli duruşmada tutukluğunun devamına karar verilmesine rağmen hastalığı gerekçesiyle ev hapsine alınmış hakkında yurt dışına çıkış yasağı getirilmişti. Evanjelist Protestan Papaz’ın cezaevinden çıkarılıp ev hapsine alınmasına rağmen Trump ve yardımcısı Mike Pence’nin bu kararı yetersiz bularak papaz Brunson’un serbest bırakılmadığı takdirde Türkiye’yi siyasi askeri ve ekonomik yaptırım uygulamakla tehdit etmeleri enteresan bir gelişmeydi doğrusu. Trump ve yardımcısının böylesine önemli konuda Dışişleri Bakanı Pompeo’yu ve Kongre’yi bilgilendirmemeleri ABD’deki enteresan gelişmelerin bir devamı gibi görünürken diğer taraftan Brunson’un Siyonist Evanjelistler ve destekçileri açısından önemini de ortaya koymaktaydı.

Zira ABD’de 6 Kasım 2018’de yapılacak Kongre ara seçimleri Başkan Trump ve Beyaz Saray ekibinin siyasi geleceğini belirleyecek. Kongre’de hem Senato hem de Temsilciler Meclisi’nde üstünlüğü bulunan Cumhuriyetçiler ve Trump’ın bu kez Demokratlar karşısında seçimi kazanmaları zora girmiş görünüyor. İstatistiklere göre Trump’ın destek oranı son 40 yıl ile mukayese edildiğinde görevde olan bir başkanın ilk dönemde aldığı en düşük rakama işaret ediyor. Köşeye sıkışan Trump’un tek ümidi Evanjelistlerin desteğini almak gibi görünüyor. Amerikan Kongresi 435 sandalyeli Temsilciler Meclisi ve 100 sandalyeli Senato’dan oluşuyor. Kongre seçimlerinde Temsilciler Meclisi’nin tamamı, Senato’da 33 koltuk yenilenecek.

Bir dönem Federal Soruşturma Bürosu (FBI ) içinde görev yapan ajan Sibel Edmonds TRT World’e ABD ile Türkiye arasında yaşanan Rahip Brunson krizine ilişkin şoke edecek açıklamalarda bulunmuştu. Dış istihbarata bakan CIA (merkezi haber alma teşkilatı) içinde derin bir yapı olduğuna ve bu olayı örtbas etmeye çalıştığına dikkat çekti: “Ne zaman ki Pastor Brunson ile ilgili bir ilerleme olursa CIA içindeki bu derin yapı olaya müdahale ediyor. Ayrıca eşi Naurin Brunson’u kullanarak uluslararası kurumlara Türkiye’yi, işkence ve kötü muamele gibi suçları işlemiş gibi gösteriyorlar. Halbuki Türk devleti onun hayatını kurtarıyor. Çünkü

CIA içindeki bu derin yapı Brunson’u Türk hapishanesinde iken zehirleyerek öldürmeyi ve hatta bu suçu Türkiye’ye atmayı düşünüyor.”

BRUNSON MASUM DEĞİL! CIA AJANI

Sibel Edmonds açıklamalarına devam ederek “Bazı Türk basınına sızan delillerini ve bu kişinin bazı aktörlerle ilişkilerini değerlendirdikten sonra bu kişinin suçsuz olduğuna dair şüphelerim azaldı. Mesela bu kişinin eski CIA elemanı Graham Fuller ile olan ilişkisine bakıyorum ki Fuller 1993’ten beri Clinton döneminin en güçlü kişilerinden ve direkt olarak Gladio-B operasyonu, Boston-Manhattan patlama olayıyla bağlantılı biridir. Ve yine Pastor’un üst düzey asker ve CIA çalışanları ile olan iletişimine bakarak bu kişinin suçsuz olduğunu düşünemem. Ve ABD’nin bu adamı yargılanmadan almak için kurduğu baskının diğer sebebi ise, ABD bu bilgilerin Türk mahkemelerinde açığa çıkmasını istemiyor bence. Çünkü bu ABD için utandırıcı olmakla beraber, CIA’nin Türkiye’de veya bölgede bazı varlıklarından vazgeçme sebebi oluşturacaktır.”

Eski FBI ajanı Sibel Edmonds’un açıklamaları birçok açıdan önemli. Zira Trump yönetimi adeta Brunson serbest bırakılmasın diye uğraştı. Rahibin ev hapsine alınmasından sonra Erdoğan’la Trump telefonda görüştüğünde bir süreç başlamıştı aslında, ABD bunu bile bile sabote etti. Kuşkusuz Amerikan kamuoyu yoklamalarında güvenilirlik oranı sallanan Trump ve yaveri Pence için rahibi iç politika malzemesi yapmanın bir getirisi olarak bu taktiksel faaliyetler düşünülmüş olabilir. Ancak Sibel Edmonds’un iddia ettiği Brunson’un Türk hapishanelerinde zehirlenerek öldürülmesi ve suçun Türkiye’nin üzerine atılması planından Trump’un bilgisi var mı, yok mu? Bu sorunun cevabı CIA ajanı Brunson’un ölüsünün mü dirisinin mi daha çok oy getireceğiyle ilgili sanırım.

Bilindiği gibi Brunson davasında yargı son celsede kararını açıklamıştı. Gizli tanıkların ifadelerini değiştirmesiyle suçun niteliği değiştiği için CIA ajanı Brunson hakkındaki casusluk suçlaması düşmüştü. Brunson’a mahkeme tarafından terör örgütüne yardım suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verildi. Yattığı süre hapis cezasına sayıldığı için de serbest bırakıldı. Yargı süreci devam ediyor. Ortada bir beraat kararı olmadığı açık. Esasen Trump ve Pence başta olmak üzere Brunson’un yargılandığı her duruşma öncesinde Türkiye’nin tehdit edilmesi Brunson’un daha önce yargı tarafından tutuksuz yargılanmasını geciktirmişti. Bu gecikme ve Trump’un Brunson’un tutuksuz yargılanmasını bir seçim şovuna dönüştürerek Türkiye Başkanı Erdoğan’a teşekkür etmesi siyasi bir nezaketten çok Başkan Erdoğan’ı tenkit amacına matuftu. Zira bir taraftan teşekkür ederken diğer taraftan Brunson hakkında rehine değerlendirmesi yapması Trump’un iyi niyetli olmadığının açık işaretlerini taşıyordu.

Esasen 25 Ağustos 2017 tarihli 694 sayılı KHK ile Türkiye Başkanı Erdoğan’a milli güvenliğin veya ülke menfaatlerinin gerektirdiği hallerde Dışişleri Bakanı’nın talebi üzerine Adalet Bakanı’nın teklifi ve Cumhurbaşkanı’nın onayı ile yabancı ülke uyruğuna kayıtlı hükümlü ve tutukluların başka bir ülkeye iade edilmesine veya başka bir ülkede tutuklu ya da hükümlü bulunanlar ile takas edilebilme yetkisi verilmişti. Cumhurbaşkanlığı yetkililerince, Brunson’un serbest bırakılmasının bağımsız yargı kararı olduğu açıklanmıştı. Önemli olan ülke güvenliği söz konusuysa gerisi teferruattır.

yazının kaynağı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER