Ortalık çok hareketli..

Kanal İstanbul, yerli elektrikli otomobil ve Libya’ya asker..

Tam başka planlar yapılırken beklenmedik hamlelerle karşılaştılar..

Muhalefetin kimyası bozuldu..

Ekonomi, dış politika, güvenlik ve teknoloji..

“Nasıl karşı gelsek acaba?”

Önce söyleyecek bir şey bulamadılar..

‘Saçmalama’ süreci yaşandı..

Ardından da karalama, kötüleme bombardımanına girişildi..

Nasıl olsa hepsine körü körüne inanan ‘yandaş’ kitle var..

Sorgulamayan..

Nedir, ne değildir diye bakmayan:

“Kanal İstanbul’a harcayacağınız 75 milyar lirayı EYT için harcayın” diyorlar..

Güzel diyorsun kardeşim de 2020 bütçesine baktın mı?

Kanal İstanbul’a ayrılan ne böyle bir kalem ne de böyle bir para var!.

Bütçeden de bihaberler..

Bir de Kanal İstanbul’un iktidarın kulağına ABD tarafından fısıldandığını söylüyorlar..

Allah Allah.. Bak sen şu işe..

Kemal Bey ne diyor?

-“Aklı olan Kanal’a hayır der..”

Bak sen..

Devamında da “evet” diyenleri toptancı bir yaklaşımla ‘akılsızlıkla’ itham ediyor..

Aynı Libya olayındaki gibi..

-“Ne işimiz var Libya’da?”

Akla, stratejiye ve günümüzün dış politik gelişmelerine tamamen kapalılar..

Analiz zaten yok..

En kolayı “Suriye’de, Libya’da ne işimiz var?” demek..

Başka biri de çıkmış Türkiye'nin Libya’da Atatürk düşmanlarına destek verdiğini söylüyor..

Hiç mi okumadın, araştırmadın?

Erdoğan, Atatürk’ün Libya’da savaştığını söyledi ya..

Güya ona laf yetiştiriyor..

Gerçekler çok farklı:

-Mustafa Kemal’in katıldığı ilk savaş Trablusgarp’tır.. (ta ilkokulda öğretiyorlar bunu..)

-İtalyanlar 1911’de Trablusgarp'a saldırarak Osmanlı İmparatorluğu’na savaş ilan etti..

-Mustafa Kemal’in de aralarında bulunduğu bazı subaylar sivil kıyafetlerle Trablusgarp’a gitti..

-Derne, Tobruk ve Bingazi düşmandan kurtarıldı..

İşte gerçekler böyle..

Libya birçok nedenden ötürü önemli..

Coğrafyada herkes Türkiye'ye bakıyor..

Muhalefete göre Doğu Akdeniz sanki Hint Okyanusunda!

Bildikleri tek cümle var:

-“Yurtta Sulh Cihanda Sulh”..

‘Cahil’ deyince de kızıyorlar..

Biraz araştırın da öyle konuşun..

-Adamlar yıllardır seni terörle yok etmeye çalışıyor..

-Sahiline kadar gelmiş sana ait doğalgaz ve petrole el koymuş..

-Deve kuşu misali başını kuma gömüp, “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” diyorsun..

Bunlara BAE ve SA’nın açılımını da sorsan bilmezler..

 

PİLLİ ARABA

 

Bir de elektrikli, yerli ve millî otomobil olayı var..

Tiye alınıyor..

“Pilli araba” falan diyorlar..

“Niye İtalya’da dizayn edildi?” diye soruyorlar?

Ne denebilir ki?

Anlatsan da anlamaya niyetleri yok..

Yarın MMU (Millî Muharip Uçağı) havalanınca da benzer lafları duyacağız..

Helikopter, savaş uçağı, füze ve otomobil ihracına başlanınca çok farklı şeyler olacak..

500 milyar dolarlık ihracat hedefi yakalanacak..

Az kaldı.. Çok az kaldı..

 

“ALO DIŞİŞLERİ” DİYEMEDİ

 

CHP, Türkiye karşıtı lobi ile birlikte hareket ediyor..

Söylemleri Yunanistan, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’la bire bir örtüşüyor..

Esad’dan sonra Hafter’e de sıcak göndermeler başladı:

-CHP, Hafter’i daha makul ve seküler olarak tanımladı..

Yunan Dışişleri Bakanı Dendias, Hafter ve Türkiye karşıtı lobi ile buluştu..

Ardından da ayin için İstanbul’a geldi..

Aaa bir de baktık yanında Ekrem İmamoğlu var..

Birlikte gülücükler dağıttılar..

Dendias, Ekrem Bey’i İstanbul değil de ‘Konstantinopolis Belediye Başkanı’ olarak anons etti..

Ekrem Bey’in, gülücüklerinden rahatsız olmayı falan bırakın mutluluğunun daha da arttığını gördük..

Açıklama da yapmadı..

Bu ülkenin Dışişleri Bakanlığı var değil mi?

Açar sorarsın “Yunan Dışişleri Bakanı ile görüşeceğim.. Sakıncalı bir durum var mı?” diye..

Bu işler çocuk oyuncağı değil ki..

Gerçi tüm sakıncalı durumlar işlerine geliyor..

Millet hepsini not etti..

 

GERİCİ KİM, İLERİCİ KİM?

 

Türkiye problemlerini ötelemiyor..

Çözüm için adımlarını kararlıkla atıyor..

Gerektiğinde de küresel güçlerle çatışmaktan çekinmiyor..

Bu yeni durumu ‘Bizim Muhalefet’ dışında hepsi öğrendi..

-‘İSTEMEYİZ’ söylemi gericiliktir..

Statükodur.

Batı yandaşlığıdır.

‘Ver kurtulculuk’tur.

yazının devamı