Dün Saadet Partisi’nin kongre günü idi..

Temel Karamollaoğlu, tekrar genel başkan seçildi.

Seçilirken de, benim için çok önemli şu cümleyi dillendirdi:

“Acıyla ansak da Madımak, Roboski, Başbağlar bizimdir. Yasin Börü, Eren Bülbül, Berkin Elvan bizimdir.”

Eğer bir toplumsal barış amacı ile bu sözleri sarf ediyorsanız..

Madımak sebebi ile mağdur olanları anmak istiyorsanız.  Onların dertleri ile dertlenmek istiyorsanız..

Başbağlar sebebi ile mağdur olanları anmak istiyorsanız.. Onların dertleri ile dertlenmek istiyorsanız..

Bu yolda atılacak adımların müjdesini veriyorsanız..

Eyvallah..

Ama.. Süslü cümleler kurmak için yazılan metinlerde sıkça karşılaştığımız bu cümleler.

Aslında öyle bir algı operasyonunun topluma hakim olduğunu gösteriyor ki..

Derinlemesine baktığınızda, “yazıklar olsun” demekten, kendinizi alamıyorsunuz..

Madımak’ta ne olmuş?

Başbağlar’da ne olmuş.

Temel Karamollaoğlu, arasında üç gün fark olan bu iki olayı anarak, neyi amaçlıyor?

Bodoslamadan söyleyeyim..

Amaçladığı şu:

Alevilik üzerinden siyasi rant devşirenlere şirin görünmek..

Aleviliği rant aracı olarak kullananlardan oy alacağını sanmak..

Bu arada..

Kendi tabanındaki Başbağlar mağdurlarının ağzına da bir parmak bal çalmak..

Beni kötü niyetli mi görüyorsunuz?

Suizanda bulunduğumu mu söylüyorsunuz?

O zaman hodri meydan..

Temel bey, Madımak için bugünden itibaren ne yapacağını açıklasın.

Başbağlar için, ne yapacağını söylesin..

Madımak’ta gerçek suçluların bulunup, haksız yere cezaevinde olanları çıkarmak için küçücük bir çaba sarf edecek mi?

Başbağlar’ın katillerinin cezaevine konulması için bir girişimde bulunacak mı?

Sadece lafını edip, birilerine şirin mi görünmeye çalışacak?

Madımak’ta ölenlere başsağlığı dilemek, hepimizin tabii ki insanlık borcu..

Şu da olsa, bu da olsa.. Aziz Nesin’in oyununa da gelse. Gösteri yapanların kimseyi öldürme niyetleri olmasa da..

Direkt hedef olmadıkları halde, ölenleri anmak, hepimizin vazifesi..

Peki.. Madımak gerekçe gösterilerek, şu an hâlâ, haksız yere cezaevinde tutulanların acısını ne yapacağız?

Yakınlarının çilesini ne yapacağız.

Onların bir Bülent abileri de yok. Yok ki, “Madımak olayı sebebi ile cezaevine atılanların durumu beni derinden üzüyor. Haksızlık karşısında, bu insanlardan özür diliyorum” diyebilecek bir devlet yetkilisi çıksın..

AK Parti’de tık yok..

“Biz CHP ile ittifak yapıyoruz ama.. Hakkı söylemek için yapıyoruz. TBMM’de hak yolda mücadele etmek için CHP ile ittifak yapıyoruz” diyen Saadet Partisi’nde tık yok..

TBMM’ye, kısmi bir af diye tanımlayabileceğimiz bir kanun teklifi geldi, geliyor..

Nice nice insanlar, bu kanundan yararlanacak.

Kimisi 80 bin kişi yararlanır diyor.

Kimisi, 130 bin kişi yararlanır diyor..

Ama bir tek kişi, “Bu kanun değişikliğinden, Madımak sebebi ile 26 yıldır haksız yere cezaevinde yatan insanlar da yararlanır” diyemiyor..

Çünkü böyle bir konu, AK Parti’nin de gündeminde yok, MHP’nin de gündeminde yok..

Dünkü kongresinde, “Madımak”ı anan Temel Karamollaoğlu’nun Saadet Partisi’nin de gündeminde yok.

Öyle bir ezmişler ki bizi..

Gaspçıya ceza indirimini teklif edebiliyoruz.

Hırsıza ceza indirimini teklif edebiliyoruz..

Rüşvetçiye, fuhuş için aracılık edene ceza indirimi teklif edebiliyoruz..

Ama.. Madımak olayında, haksız yere cezaevine konulanlar için, gıkımız çıkmıyor..

Değil cezasında indirim, yeniden yargılanmasını bile talep edemiyoruz..

Hak mücadelesi yapmak için TBMM’ye girdiğini iddia ettiğimiz Saadet Partisi’nin iki milletvekilinden, “Madımak” sözü duyuyoruz da..

Madımak’ta ölenler için bunu duyuyoruz..

Madımak sebebi ile bugün haksız yere cezaevinde olanlar için duyamıyoruz..

FETÖ’den haksız yere cezaevine girenler için “99 suçluyu cezaevine koymaktansa, bir suçsuzu cezaevinden çıkarmak daha önemlidir” sözlerini Saadet Partilisinden, CHP’lisinden, İYİ Partilisinden, yeni parti kurma girişiminde bulunan eski AK Partililerden, hatta istifa sürecine yaklaşanlardan da olsa, halen AK Parti çatısı altında olanlardan bile duyuyoruz ama..

Aynı cümleyi, Madımak’tan dolayı haksız yere cezaevinde olanlar için duyamıyoruz..

Cezada indirimi, masumların cezaevinden çıkarılması gerekliliğini, affın önemini, şüpheden sanığın yararlanması ilkesini.. Ve daha nice sanık lehine olan cümleleri..

PKK’lılar için, solcular için, FETÖ’cüler için duyuyoruz ama..

Bir defacık olsun, “Madımak sebebi ile cezaevine konulanlar” için bu sözü duyamıyoruz..

Daha üç gün önce.. Daha iki hafta önce..

PKK’lıların, PYD’lilerin saldırısında ölen insanlarımız olduğu halde..

PKK’nın bu ülkede aldı can sayısı 50 bine yaklaştığı halde..

PKK için “Terör örgütü değildir” diyen HDP’lileri.. Onlarla iş kotaran CHP’lileri görüyoruz ama..

Sadece bu hafta 13 sivili, sadece bu ay içinde Türkiye toprakları içindeki 20 sivili öldürdüğü halde..

PYD için “Bize yönelik bir terör örgütü değil, bize saldırmıyor” diyen CHP’lileri görüyoruz ama..

26 yıl önce yaşanmış karanlık bir olay sebebi ile suçlanan Sivaslılar için, herhangi bir partinin yetkilisinin çıkıp, “Bunlar terörist değildir” dediğini duyamıyoruz..

SP Genel Başkanı, “Madımak” kelimesini ağzına alıyor ama..

Kendisi de 1993’de içine katılmak istenildiği, şu an cezaevindeki masum insanlar için değil..