Ne kadar riyakar bir siyaset yapılıyor.
Terörist başı Apo’yu, örgütü tasfiye etmeden tahliye etmeye kalkışanlar.
Açık açık söyleyeyim. CHP başta olmak üzere, özellikle İYİ Parti.
İki yıl önce altılı ittifak bildirgesi ile, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları otomatik uygulanacak” sözü veren İYİ Parti.
Yani Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi büyük ihtimalle “25 yılını doldurdu. Umut Hakkı çerçevesinde Abdullah Öcalan’ın tahliye edilmesi gerekir” dediğinde..
Bu kararın Türk mahkemeleri tarafından incelenmeksizin otomatik uygulanması yönünde, diğer partilerle mutabakata varan İYİ Parti.
O tarihte “Siz ne yaptığınızı biliyor musunuz. Bu sözünüzle, Abdullah Öcalan 2024 yılında otomatik olarak tahliye olur” dediğimizde, cevap bile vermeyen İyi partililer.
Şimdi MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli’nin, “PKK terör örgütünü lağvetme” şartı ile AİHM tarafından verilecek umut hakkı kararının uygulanabileceğini söylemesi üzerine, kıyameti kopartıyorlar.
Ne kadar riyakarlar, ne kadar samimiyetsizler.
“Umut hakkı” ifadesini sanki yeni duymuş gibi aptala yatıyorlar.
AİHM kararları ile ilgili, “sorgulanmaksızın otomatik uygulanır” düzenlemesi getirmek istediklerini unutturup, sahtekarlık yapıyorlar, o gün haykıramadıkları şu cümleyi bugün yüksek sesle haykırıyorlar: “Abdullah Öcalan’ı kimse serbest bırakamaz”
İYİ Parti Genel başkanı Müsavat Dervişoğlu, şöyle diyor:
“Taşıdığı sıfat ne olursa olsun hiç kimsenin, şehitlerimizin manevi hatıralarına zarar vermeye ve onların aziz ruhlarını incitmeye hakkı yoktur. Gazilerimizi yeniden yaralamaya, onurlarıyla oynamaya da hakları yoktur. Buna asla izin vermeyeceğiz. Kim hangi planı yaparsa yapsın Abdullah Öcalan denilen o canibaşı tıkıldığı delikten çıkamayacak.”
Terör örgütünün silah bırakmadığı bir ortamda Abdullah Öcalan’ın serbest kalmasına yol açacak değişikliği yapma sözü verenler.
PKK terör örgütü kendisini lağvedecek diye şimdi itiraz ediyorlar.
Altılı masanın ittifakına göre AİHM kararları otomatik uygulanacak ve Öcalan serbest kalacaktı.
Onların planı buydu.
Şimdi Sayın Devlet Bahçeli, oyunu bozup, Öcalan’ın serbest kalma imkanına kavuşabilmesi için, PKK terör örgütünü lağvetmesi ve silahları bıraktırması gerektiğini söylediğinde.
İYİ Parti kuduruyor.
“PKK’ya niye silah bıraktırıyorsunuz ki” dercesine.
İtiraz ediyorlar.
Affedersiniz 2023 seçimlerinde aynı cumhurbaşkanı adayına HDP’lilerle birlikte oy veren sen değil miydin Müsavat..
Kandil boşuna mı Kemal Kılıçdaroğlu’na destek sözü vermişti. Babasının hayrına mı HDP adayı çıkartmamıştı.
Aptala yatmayın, “HDP bize aşık olmuştu, Murat Karayılan bizi çok seviyordu. Onun için bizimle birlikte aynı adaya oy verilmesini istediler. Apo’nun serbest kalması falan hiç konuşulmadı” diyebiliyorsanız buyrun söyleyin.
PKK’ya silah bıraktırma şartıyla, 25. yılından sonra cezaevinden çıkabileceği söylenilen Abdullah Öcalan’ın, silah bıraktırmadan heykelini dikecek olan Selahattin Demirtaş‘la kahvaltı hazırlığı içerisinde olan partinin genel başkanı Meral Akşener değil miydi, Müsavat!
Osman Kavala’nın Selahattin Demirtaş’ın hiçbir şarta bağlı olmaksızın tahliye edilmesi gerektiğini söyleyen İYİ partinin yönetimi değil miydi.
Cezaevindeki kişilere, PKK’ya silah bıraktırmaları noktasında tek bir çağrı yapmadan tahliye sözleri verenler, şimdi PKK’ya silah bıraktırma şartıyla benzer bir tahliyenin olabileceğinin söylenmesine niye karşı çıkıyorlar.
Müsavat Dervişoğlu, Selahattin Demirtaş’la kahvaltı hazırlığı yapan Genel Başkanı Meral Akşener’in o sözlerine tek bir itirazda bulunmuş muydu?
“Sen ne yapıyorsun hanımefendi, terör örgütü başının heykelini dikecek olan adamla kahvaltı yapmak, şehitlerin acısına bir acı daha katmak değil midir” diye niye sormuyordu?
Murat Karayılan Kandil’den çağrıda bulunup, “Ak Parti’ye kaybettireceğiz. Ak Parti’nin karşısında en güçlü aday kim ise ona oy verin” dediğinde..
Müsavat Dervişoğlu niçin ortaya çıkıp, “Biz terörist başı Murat Karayılan’ın oy verilmesini istediği adaya oy vermeyiz” demedi.
Kandil’in oy verilmesini istediği CHP’li aday Ekrem İmamoğlu‘na destek çıkıp, 2019 seçimlerinde İstanbul’da HDP-İYİ Parti-CHP İttifakı ile niye aynı adaya oy verdiler?
İstanbul Belediyesi’ndeki daire başkanlıklarını paylaşmak için, PKK’nın uzantısı HDP ile iş birliği yapan İYİ Parti yönetimi, şimdi “şu koltuk” için, “bu koltuk” için değil, “milletin huzuru” için, “PKK’nın silah bırakması” şartıyla atılacak bir adıma, niye karşı çıkıyorlar.
Müsavat Dervişoğlu, 2019’da HDP ile birlikte ittifak yapmamış olurdu. Şimdiki sözlerini ciddiye alabilirdim.
Müsavat Dervişoğlu 2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP ile ittifak yapıp Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı seçtirmek için tek aday olarak göstermemiş olsaydı, şimdiki itirazlarını samimi bulabilirdim.
Ama partisine, şu belediyede bu belediyede kıytırık bir daire başkanlığı verdirmek için kirli ittifaklara girenler.
Abdullah Öcalan’ın tahliye edilmesi için söz verenler.
Şimdi aptala yatıp, bizim karşımıza, şehit istismarı ile çıkmamaları gerekir.
Soru şu:
Teröristbaşının, PKK’ya silah bıraktırması şartıyla serbest kalması mı?
Yoksa PKK’nın silah bırakmadığı bir ortamda, Abdullah Öcalan’ın heykelinin dikilmesi mi, şehitleri daha fazla üzer?
Müsavat Dervişoğlu açık açık söylesin.
Lafı eğip bükmesin.
2023 cumhurbaşkanlığı seçimini İYİ Parti ve HDP’nin de adayı olan CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kazanmış olsaydı, Abdullah Öcalan PKK’yı lağvettirmeden serbest kalmayacak mıydı?
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.