Önceki gün Sözcü övüne övüne.. “Ünlü işadamı Rahmi Koç da Sözcü okuru” başlığı ile bir fotoğraf yayınladı..

Rahmi Koç bir otomobilin ön koltuğunda, camın hemen önünde de katlanmış bir Sözcü..

Gazetenin başlığından, hangi tarihli olduğunu tespit edip, Sözcü’nün o tarihli nüshasını aldım önüme.

Rahmi Koç’un, aracının ön camında duran 23 Şubat 2017 tarihli Sözcü’nün birinci sayfasında, bakın hangi yalanlar var:

Yalan 1: İlk yalan, MHP içindeki muhaliflerden Yusuf Halaçoğlu’na söyletilmiş: “1 hafta kala savaşı bahane edip referandumu iptal edebilirler!”

Bu yalan, size bir yerlerden tanıdık geliyor değil mi?

7 Haziran seçimlerinde.

Hemen ardından 1 Kasım seçimlerinde de..

Aynı mavalı okumuşlardı..

“Tayyip Erdoğan, Suriye’ye girme kararı verip, savaşı bahane ederek, seçimi erteleyecek” demişlerdi..

“Çok sağlam bilgi kaynaklarımız var” diye de eklemişlerdi.

Hatta bazı askerî kaynakları da delil olarak göstermişlerdi..

Bu iddialar, geçtiğimiz süreçte doğru çıkmış mıydı?

Hayır.

Ne çıkmıştı?

Yalan..

Şimdi aynı yalanı, 16 Nisan referandumu için tekrarlıyorlar..

Bu yalanla, Rahmi Koç’u iğfal ediyorlar..

Yalan 2: Manşetin hemen altında, iddialı bir başlık: “Akar paşa, darbeci paşayla arsa almış!”

Haberin üst başlığı da, “CHP’li Tanal’dan şok sözler” şeklinde..

Hedef alınan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın dünkü açıklamasından öğrenmiştik: “İddia külliyen yalan!”

Genelkurmay Başkanı sert bir dille iddiayı yalanlayınca; Sözcü de, iftiranın kaynağı gösterilen Mahmut Tanal da, kuyruklarını bacaklarının arasına alıp, seslerini kestiler..

İftira ettiklerini kabul ettiler..

Ama, aynı tarihli ikinci yalan olarak, arşive not bırakmış oldular..

Bu yalanı içeren gazeteyle birlikte görüntü veren Rahmi Koç da.. 

Trilyonlarca liralık ihaleleri aldığı TSK’nın en tepesindeki isme iftira atan gazetenin o günkü nüshasını, acaba “bilerek ve bir yerlere mesaj göndermek için mi önüne almıştı?” şüphesini hafızalara kazıdı..

Yalan 3: Sözcü’nün üçüncü yalanına kaynaklık eden kişi de bir CHP’li.. 

Haber şöyle: “CHP’li Gürsel Erol açıkladı: PKK ‘evet’ diyecek.”

 PKK’yı kim temsil eder? Murat Karayılan.. Cemil Bayık.. Duran Kalkan.. Mustafa Karasu... Bunlar ne diyorlar.. “Hayır.. hayır.. hayır..” 

CHP’nin Tunceli milletvekili, kimsenin kendisine inanmayacağını bildiği için, “Bölgede şu konuşuluyor” diyerek olayı dolandırıp, işkembeden sallıyor.. Sözcü de bu yalanı, Rahmi Koç’a satıyor!

Yalan 4: Haber görünümlü iftiraya kaynaklık eden, yine bir CHP’li.. Barış Yarkadaş’ın iftirası, Sözcü’de iddialı şekilde yayınlanmış.. AK Parti Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz ile AK Parti Küçükçekmece ilçe Başkanı Mustafa Korkut’un fotoğrafı yayınlanmış.. Fotoğrafta kenarda bir silah duruyor.. Sözcü, haberin gerçek tarihini vermeden, “Bu silahın burada ne işi var” diye sormuş!..

Oysa fotoğraftaki her iki isim de, daha önce açıklama yapmışlardı: “O fotoğraf, darbe gecesi çekilmişti” diye..

Sözcü ne yapıyor? Darbe gecesi, darbecilere karşı güvenlik amacı ile bulundurulan silahı, sanki normal dönemde belediye başkanı ile ilçe başkanı yanlarından hiç ayırmıyorlarmış gibi iftira atarak veriyor..

Yalan 5: Bunu uzun uzun izaha hiç gerek yok. Zaten mahkeme incelemiş, tekzip kararı vermiş. Sözcü de, Marmaris Emniyet Müdürü’nün tekzibini, mahkeme kararı ile birinci sayfasından başlamak üzere yayınlamak zorunda kalmış.. 

Bir sayfada 5 yalan birden..

1. sayfada başlıkları yayınlanan köşe yazarlarının çarpıtmalarını ise hiç saymıyorum bile..

Böylece, Türkiye’de nasıl bir kara propaganda yapıldığını..

Medyanın nasıl yalan üretme merkezi gibi çalıştığını..

Her fırsatta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a gidip, sorunlarını aktaran ve çözüme kavuşturan Koç Holding’in tepesindeki ismin ise..

Bu “yalan üretme merkezi” ile birlikte fotoğraf vererek, onu okuyor görüntüsü altında, kara propagandanın müşterisi olduğunu görmüş oluyoruz.

Bir diğer ilginçlik ise..

Koç’un itibar ettiği bu gazetenin bir sayfada yazdığı 5 yalanın üçünün CHP milletvekillerine dayandırılması, birisinin de MHP’deki isyancılara ait olması..

Bir gazete, “Ben her partiye aynı mesafedeyim” der ve bunu yayınları ile ispatlarsa..

İşadamı da, o gazete ile isminin yan yana yazılmasından hiç gocunmaz..

Ama bir gazete, bir sayfada yayınladığı haberlerin hemen tamamını, halktan sadece ve sadece % 25 oy alabilen CHP milletvekillerine dayandırırsa.. 

Bir diğer haberini de, % 13 oy alan partinin muhalifine ayırırsa..

% 49 oy alan siyasi partiyi de, taşlanacak hedef olarak belirlerse..

İşadamlarının da, bir partinin bülteni haline gelen bu gazetelere biraz mesafeli olması gerekmez mi?

YeniAkit
27 Şubat 2017