CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisinde ortalıktan kaybolduğu “8 saat.”

Ve.

Cuma akşamı Amasra’da 41 işçinin ölümüne sebep olan grizu patlamasında, saat 18.09 ile 18.15 arasındaki veri kaydı tespit edilemeyen 6 karanlık dakika..

8 saat ile ilgili yazdık. Eleştiri getirdik.

6 dakika ile ilgili soruluyor, soruşturuluyor, öğrenilmeye çalışılıyor.

Kayıp 8 saati çözmek kolay.

Kemal Kılıçdaroğlu çıkacak, “Şu saatte yola çıktık. Yanımızda şunlar vardı.. Şu saatte şuraya vardık. Şu kadar orada oyalandık. Şu saatte yola çıktık. Şu saatte ektiğimiz diğer gazetecilerle birlikte şu noktada buluştuk” diyecek..

Olay bitecek..

Veya..

“Birlikte gittiğimiz gazetecileri, şu kişi ile görüşmemize şahit olmasınlar diye ekip, şu saatte yola çıktık, şu saatte o görüşmeyi yaptık, sonra hiçbir şey olmamış gibi, şu saatte şu noktaya gittik. Ve sanki 8 saat yolda geçirilmiş gibi, ekip arkadaşları ile buluşup, gerçeği gizledik” diyecek..

Burda da, kamuoyu Kemal Kılıçdaroğlu hakkında olumlu/olumsuz kanaatini oluşturacak.

Olay kapanacak..

“6 dakika” mı?

O “6 dakika”, 41 insanın, yöneticilerin kusuru sonucu mu, yoksa öngörülemeyen bir durum sonucu mu kazaya muhatap olduklarını, tedbirlerin kazayı önlemeye veya kazada ölümleri önlemeye ya da azaltmaya yetip yetmeyeceği gerçeğini de ortaya çıkaracak.

Ben “6 dakika”nın kayıp olduğuna da inanmıyorum..

Ortalıkta bir karanlık nokta oluşturmak isteyenler, “6 dakika kayıp” diyerek, bir algı peşinde koşuyor olabilirler..

Saat farklılığı da dahil olmak üzere her ihtimal sözkonusu olabilir..

41 insanın anısını rencide etmek istemem..

Her bir can çok önemli..

Ama 20 bine yakın faili meçhul cinayetin işlendiği dönemin sorumluları..

Kasten işlenen ölümler değil..

Tedbirsizlik sonucu yaşanmış olabileceği ihtimali üzerinden 41 insanı gösterip, 20 bin faili meçhul cinayetin sorumlularını tekrar bu ülkede yönetici yapmaya çalışıyorlarsa..

Hem de..

20 bin faili meçhul cinayetin yaşandığı dönemdeki..

Şahinleri ile.. Ki, onlar bugün İyi Parti’de toplandılar..

O yıllarda küçük olayları istismar ederek, eline silah alıp, askere-polise kurşun sıkarak şahinlere malzeme veren PKK’lılar da... Ki, o PKK’lıları “hak arayan örgüt” olarak tanımlayan HDP de, bugün 6+1 ittifakının içinde.. (Lütfen kimse, “HDP ittifakta yok” diyerek aklımızla alay etmesin. 2019 mahalli seçimlerinde, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Mersin ve dahi daha birçok büyükşehirde, hem İyi Parti ve hem de HDP aday çıkarmayıp, CHP’li adayları destekleyerek, 6+1 ittifakın temelini zaten kurmuşlardı. Şimdi ittifakta HDP yok diyenler, 2019 mahalli seçimlerindeki HDP’nin de İyi Parti’nin de içinde bulunduğu ittifaka baksınlar.)

PKK’nın uzantısı HEP’i o tarihte TBMM’ye taşıyan SHP(CHP) de..

2023’te yönetime getirilmek isteniyorsa..

Yeniden terörü canlandırmak, insanları binlerle ifade edilecek şekilde öldürtmek, öldürmek için hazırlıklar yapılıyor.. Ülke imkanları heder edilmek isteniyorsa..

“8 saat” mi, “6 dakika” mı ikileminde..

İyi düşünmemiz gerekir..

Savcılar, 6 dakikayı bulup çıkarırlar..

Kusurlular tespit edilir..

Ama “8 saat” aydınlığa kavuşturulmaz ise..

Türkiye; 1991’de Turgut Özal’ı devirmek için, Demirel’i ile İnönü’sü ile ve PKK’nın uzantısı HEP’i ile nasıl işbirliği içinde iktidara geldiklerini ve sonrasında binlerce insanın faili meçhul cinayete uğradığını unutursa..

Yüzlerce 41 insanımız, hem de kasten öldürülür..

Faillerin bir kısmının devlet içine çöreklenenler olduğu bilinir, ama dokunulamaz..

Faillerin bir kısmı, terör örgütü içinde yuvalanmıştır, ama haklarından gelinemez..

Onun için diyorum ki, “6 dakika”yı öne çıkarıp, “8 saat”i gizleyenlere güvenmeyin..

yazının devamı